|
Yeni bir yıl

Her yılın son yazılarında iyi kötü bir muhasebe yapmak sadece gazetecilerin işi değil elbet. Biz muhtemelen diğer mesleklere göre biraz daha fazla yaparız. Yılın değerlendirmesi, önemli olayları, sporda, kültürde, siyasette, ekonomide, sanatta, müzikte ve daha akla gelebilecek bütün temel ve popüler alanlarda neler yaşandı, hangileri 'en'di… sıralarız. Yayınlarız, okuyun, seyredin diye.


En komik olan, en büyük gaf, en iyi çıkış, en berbat, en acı olan… vesaire.

Bununla da bitmez, önceki yıllarla da kıyaslanır.

Ve muhtemelen bir sonraki yıla dair beklentiler, tahminler de yine son haftanın işleri arasındadır.

Bedri Koraman merhumun tam sayfaya yayılmış karikatürleriyle yıl değerlendirmesi yapılan gazetecilik dönemleri çok geride kaldı belki ama gidenin yorgun bir ihtiyar, gelenin henüz yürüyebilen bir bebek olarak çizimi zihnimizdeki yerini belli ki daha uzun süre koruyacak.

Köşe yazarlarının da yılın son yazısında kendilerince bir değerlendirme yapmaları olağan.

15 Temmuz darbe girişimiyle tarihimize kazınan 2016’yla kıyaslanınca 2017’den çok umutluyduk. Ama maalesef o da yılbaşı gecesi Reina’ya yapılan saldırıyla açılmış, yüreğimize epey korku salmıştı. Neyse ki terör saldırıları yok olmasa da hayatı alt üst eden o temposunu kaybetti geçmekte olduğumuz yıl içinde.

Anayasa değişikliğini içeren referandum, siyasetteki tansiyon ve tartışmayı yılın ilk yarısına iyice yaydı; şimdi onu bile unutmuş görünüyoruz. O da geldi geçti.

KHK’lar, darbe soruşturmaları, Fetö yargılamaları, HDP’li siyasetçilerin yargılanmaları ve tutuklanmaları, KHK’larla kamudan çıkarılanlar derken yılın son haftasında 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yeni ve seneye de taşacağı kesin olan bir tartışma daha başladı. Taşeron sözünün büyük oranda yerine getirilmesini sağlayan son kararname kitleleri bu açıdan ilgilendirse de medya, akademisyenler ve siyasiler açısından 121. Madde'siyle aklımızda yer etti; yani, darbeye karşı direnen sivillere hukukî ve adlî dokunulmazlık getirmesiyle.

Yılsonunda sıkı bir muhasebe yapan bir başka meslek grubu da tabii ki ekonomi alanında çalışanlar. İster üretici ister uzman ister küçük bir bakkal olsun… Bu sektördeki herkes yıl sonunda hesabını kitabını yapıp toplama çıkarma sonunda durumunu görmek ister.

Ekonomistler yani işin uzmanları yılı önceki yıl, sonra önceki 5 yıl, 10 yıl hatta benzer dönemlerin ekonomileriyle kıyaslayıp sonuçları yorumlar. Bilgisayar çağında bu işler için yeterince veri ve hızlı bakma imkânı veren grafikler istemediğiniz kadar çok zaten.

Gazetecilerin, siyasetçilerin ve ekonomistlerin çıkarımlarının ortalaması aslında ne yaşadığımızı ve sonrasında bizi ne beklediğinin tahminini verir. Ençok veriye bu üç meslek grubu sahiptir. Tahmin yürütürken şüphesiz istihbaratçıların kesin ve çok gizli bilgelerine vakıf değillerdir ama olup bitenin açık kaynaklardan taramasını yapmaya alışmış tecrübeli gazeteci, siyasetçi, ekonomist gidenin ve gelenin en iyi yorumunu yapabilme kapasitesine sahiptir. Yeter ki ideolojik, çıkarcı, tek yanlı bakmasın.

Tahminleri çok az tutan biri olarak geçtiğimiz birkaç senenin terör, dış gelişmelerdeki beklentilerin aksine gidişat, darbe ve benzerlerinin etkisiyle ekonominin dış politikanın hatta iç siyasetin aldığı hasar nedeniyle hatırlamak istemediğimiz yıllar olduğunu söylemem kehanet ya da başarılı bir tahmin değil.

Seneye ne olacağına ise ençok ekonomik durum karar verir.

Ekonomi iyiye giderse ve sürpriz bir toparlanma vatandaşın cebine sofrasına yansırsa erken seçim olur, gitmezse seçimler zamanında yapılır. Son açıklanan tüketici güven endeksi, vatandaş gözündeki, umudun düşüşünün hâlâ sürdüğünü göstermesine bakarak henüz sandığın ufukta görünmediğini söyleyebilirim. Ama bakalım bahar aylarında endeks ne olacak?

‘Seçim olur mu olmaz mı?’ seçeneği dışındaki ihtimaller için bir şey söylemek güç. Bölge ve dünya dengeleri o kadar hızlı değişiyor ki, bunların anlık durumuna bakarak tahminde bulunanlar geçtiğimiz yıllarda onlarca kez yanıldı.

Bana sorarsanız ne olduğunu da ne olacağını da aslında sanatçıların sezgileriyle oluşturdukları eserler verir ama onlara bakacak zamanımız; baksak bile görecek nazarımız; görsek bile dudak bükmeyecek bir ruh halimiz kaldığını düşünmüyorum. Yoksa bir dize, bir tiyatro repliği, bir hikâyenin giriş cümlesi muhtemelen herşeyi en iyi özetleyendir ama biz şimdi grafikler rakamlar tartışmalar KHK’larla biraz daha oyalanalım ve temenni edelim; inşallah çok daha iyi bir yıl olur hepimiz için.

#Poliitka
#KHK
#HDP
6 yıl önce
Yeni bir yıl
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler