Beşiktaş dün tipik bir Kuzey deplasmanına çıktı. Hava bizim mevsim normallerimizin çok çok altında, yarı dolu yarı boş belde takımı stadı tarzında tribünler, birkaç taraftarın belli belirsiz tezahurat seslerinin maçı bastırması, sezon öncesi hazırlığı tadında sıklet farkı olan iki takımın mücadelesi...
Tromsö"den Beşiktaş karşısında teknik olarak bir üstünlük bekleyemeyiz, fizik gücü olarak bakarsak ikinci yarıda bunu hissettirdiler.
Norveç temsilcisinin galibiyet ya da beraberlik çıkarabilmesi için birkaç etkenin vuku bulması gerekiyordu.
Beşiktaş, Trabzon karşısında son yarım saatte sahada yer aldığı kadroyla yani ideal kadroyla maça başladı. Slaven Bilic, maçı riske edecek köklü bir sürpriz ismi sahaya sürmedi.
Almeida"nın erken golü rakibin gardını düşürdüğü gibi deplasmanda skor avantajını da getirdi.
Almeida ilk sarı kartı gördükten sonraki dakikalarda hakemin ikinci sarı kartı göstermesi için tribünler bir hayli baskı yaptı ama tutmadı.
Norveç gibi Kuzey ülkelerindeki deplasmanlarda ev sahibi için kötü hava şartları birincil avantajdır. Hava normalin altında da olsa mevsimin yaz olması bunu da yaşatmadı. Üstelik suni saha zemini zaten buna müsaade etmezdi.
Bu tip maçlarda zayıf takımın gol bulabilmesi için geriye ne kaldı? Zamansız çalınan bir penaltı ve bireysel hata… Saha ve hava şartları teknik olarak üstün olan Beşiktaş için uygundu, sıkıntı oluşturacak hesapsız kartlar da çıkmadı, hakem hatası da yaşanmadı; bunların dışında "penaltı" ve "bireysel hata" etkenleri vuku buldu.
İkinci yarının hemen başında gelen Tromsö"nün penaltı golü, rakibi oyuna ortak etti.
İlk yarıda aktif dinlenmeler dışında oyunun tamamına hükmeden temsilcimiz, ikinci yarıda vites küçültünce daha doğrusu beklenmedik bir biçimde oyundan düşünce Tromsö cesaretlendi. "Savunma kurgusunu düzeltti" denen Beşiktaş"ın göbeğindeki Escude"nin son adamken amatörce topu kaptırması Tromsö"nün imdadına yetişen bir diğer olaydı.
Deplasmanda gol bulmuş olsak da beraberlik onlara yetecek. Tarihte örnekleri çok belki ama sonuç ne olursa olsun Olimpiyat"taki rövanş için umutsuzluğa kapılmaya gerek yok.
