Beşiktaş, Torku Konya karşısında dün öyle bir ilk yarı oynadı ki, sezon başındaki o 4 haftalık galibiyet serisi elde edilirken sergilenen futboldan kupleler sundu bölüm bölüm. Orta saha hızlı geçildi, topu alan kim olursa olsun bir fazla adım atmadı topu ayağından çıkarmadan önce, kafasını kaldıran bir bakışta gördü boştaki adamı, attığını da tam adrese gönderdi. Ben böyle bir Bursaspor maçı hatırlıyorum; milli aradan önce Kayseri maçında da orta sahada pas trafiği bu kadar iyi yapıldı ancak o maçta son vuruşlardaki doğru tercihler eksik kaldı. Bakın sadece ilk yarıdan bahsettim, çünkü 3 farkın verdiği rehavet, ikinci yarının seyrini değiştirdi.

Şimdi burada dikkat edilmesi gereken; bu galibiyetin siyah-beyazlılarda beklentiyi yükseltmemesi. 5. haftadaki G.Saray derbisini çok net hatırlıyoruz. İlk 4 haftada 12 puan toplayan siyah-beyazlılar, derbi öncesi hafta içinde manşetlerde derbinin galibi gibi ilan edilmişti. Ne oldu; sahada kaybettiği gibi gerileme dönemine de girdi. Şimdi "hazır o süreçten kurtuluyor" derken önlerinde bir derbi var. Hem de kazanması gereken bir derbi. Kaybettiği durumda fark 10"a çıkacak çünkü.

Dün gece golü atanlar dışında zeka kokan asistleriyle Gökhan Töre alkışı hak edenlerdendi. Fernandes de topa hükmedişi ve azmiyle takdire layıktı. Ancak Fernandes konusunda bir şeye şaşırmadım değil. Sakatlıktan yeni çıktı ve haftaya kritik bir Fenerbahçe maçı var. Topu ayağında iyi saklaması, tribünlere seyir zevki sunan bilek hareketleri yapması tamam güzel ancak 3-4 kişinin içine de dalıp kendini kollamaması biraz riskliydi. Kör kurşun denebilecek bir darbe, sıkıntı çıkartabilirdi. Bilic"in onu daha erken kenara almasını beklerdim.

Dünün Beşiktaş"ın bir diğer kazanımı, sarı kart sınırındaki 4 oyuncunun haftayı kartsız kapatması oldu. (Fernandes, Oğuzhan, Ersan ve Veli) Mutlaka Bilic, bu isimleri bu konuda ciddi bir şekilde uyarmıştır ancak siyah-beyazlıları çok fazla kart görmeye zorlayacak kalitede ve sertlikte bir rakip yoktu karşılarında.