Millet Demirel’i ‘çizgi’den çıkardı

04:0022/06/2015, Pazartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Yusuf Ziya Cömert

Belli ki adam sokakta dolaşmış, dağda bayırda dolaşmış. Esnafla, köylüyle oturmuş kalkmış, vakit geçirmiş.Yeterince zeki. Yeterince mütebessim. Nüktedan.Soruyorlar, sorunun içinde eleştiri var. Maksat, Demirel rahatsız olsun. Çanak soru değil, sıkıcı soru:“Bu yıl da Bulgaristan'dan elektrik alacak mıyız?"Demirel, verdiği cevapla sorunun maksadını unutturuyor:“Hayır, biz almayacağız, bu sene onlar bize verecek."Şu hikaye çok anlatılır:Risale-i Nur camiasından bir heyet, Demirel'e varıp, milletvekili

Belli ki adam sokakta dolaşmış, dağda bayırda dolaşmış. Esnafla, köylüyle oturmuş kalkmış, vakit geçirmiş.

Yeterince zeki. Yeterince mütebessim. Nüktedan.

Soruyorlar, sorunun içinde eleştiri var. Maksat, Demirel rahatsız olsun. Çanak soru değil, sıkıcı soru:

“Bu yıl da Bulgaristan'dan elektrik alacak mıyız?"

Demirel, verdiği cevapla sorunun maksadını unutturuyor:

“Hayır, biz almayacağız, bu sene onlar bize verecek."

Şu hikaye çok anlatılır:

Risale-i Nur camiasından bir heyet, Demirel'e varıp, milletvekili aday listelerinde kendi camialarına mensup kimsenin olmadığından yakınıyorlar. Cevabı, akan suları durdurur:

“Ben varım ya!"

Adama sormuşlar
“Adın ne?"

Demiş
“Adım mülayim."

“Sert olsan ne yazarsın"
demişler.

Böyle laf kalabalığı yapar, en sıkıcı polemiklerden mugalatayla sıyrılırdı.

Çocuk aklımla başbakan olarak ilk bildiğim adam Demirel'dir.

İnönü veya Ecevit ne kadar
'ortanın solu'
ndaysa, Demirel de o kadar
'ortanın sağı'
ndadır.

Niye böyle yazıyorum?

Çünkü, ne birisinin solda olduğuna inanıyorum, ne de ötekinin sağda olduğuna.

Ecevit'in Amerika'yla ilişkisi, Demirel'inkinden iyiydi. Kissinger'ın talebesi derlerdi. Sonra ne oldu? Siyaseten ölmüş, sıfırı tüketmiş bir Ecevit'i aldılar, memlekete Başbakan yaptılar.

Demirel'in de Sovyet Rusya'yla ilişkisi Ecevit'inkinden iyiydi.

İskenderun Demir Çelik'i Rusya'dan getirtip kurmuşlardı.

İş yapardı Demirel. Temposu rahmetli Özal'a göre çok düşüktü fakat, iş üretir, ürettikçe de sevinirdi.

İyi şeylerdi bunlar. Bizim millet çalışan adamı sever. Demirel'i de eni konu sevdi.

Uzun zaman Başbakan yaptı, reisicumhur yaptı.

Sonra ne oldu?

Özal ölüp Demirel Cumhurbaşkanı olunca... Biz, Türkiye'de yaşayan insanlar, birden, 10 yıl, 20 yıl geri gittik.

Birden her şey eksildi.

Özal, Bosna'yla, Orta Asya'yla yakından ilgileniyordu. Bosna için İslam Konferansı'nı toplamıştı. Aliya'yı uçağına almış Dakar'a götürmüştü.

Biz, haddimiz olarak veya olmayarak, 'Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar' sözünü telaffuz etmeye başladık. Milletin ufku Misak-ı Milli hudutlarını ilk defa aşıyordu yani.

Demirel geldi, yeniden Edirne'yle Ardahan arasına sıkıştık.

Çıt yok. Çıt var da, içerik yok. Türk dünyası liderlerinin bir arada bulunduğu toplantıda
'aile fotoğrafı'
çekildiler. Demirel'in lafı:

'70 yıl gecikmiş bir fotoğraf.'

Çıt, buydu. Lafımız güzel. Fakat icraatımız zayıf.

Bunlar da büyük sorunlar değil, millet aşardı bunları.

28 Şubat'ta bir Demirel çıktı ortaya. Aman Allah'ım.

Tam bir Morrison!

Adı Süleyman demezsin, o kadar soğuk, o kadar ecnebi.

Aynı adam, 12 Mart'ta askere çalım atmıştı, Köşk rüyası gören Faruk Gürler'i senelerce Senato'ya talim ettirmişti.

(Tabii ki sadece Demirel'e yazılamaz bu. Asker içinde farklı çizgiler vardı. Bu çizgiler Demirel'i Demirel de bu çizgileri kullandı.)

Üstad Necip Fazıl'ın 'Kömür'den Elmas'a diye bir ümit kırıntısına işaret ettiği belki de bu potansiyeldi.

28 Şubat'ta hepsi yalan oldu, sanki Demirel, askere yazıldı.

Ha Çevik Bir, ha Demirel.

Belki biz hüsnüzan ediyoruz, Demirel, 28 Cuntası'na boyun eğdi diyoruz.

Boyun eğmedi, cuntaya kim verdiyse Demirel'e de vazifeyi o verdi. Demirel vazifesini yaptı.

Çevik Bir de, Karadayı da, Demirel'de, aynı
yerin askeriydiler.

Bana, şimdi bu daha doğru geliyor.

Ne cüretti o, 28 Şubat'ta. Adam, ayetleri azaltacak, ahkam ayetlerinden rahatsız olmuş!

Demek ki insan, güç sarhoşu olabiliyor. Allah, makamlı makamsız herkesi korusun!

Hocalar, Demirel'in arkasından, Demirel'in hükümsüz olmasını istediği 200 Ayet'ten birini okumuşlar mıdır acaba?

Okumadıysalar da, ruhu için hatim indirirken okuyacaklar.

28 Şubat'tan sonra
'Pir-i Fani'
oldu Demirel. İhtiyarladı.

Fakat, son zamanlarına kadar damarlarında siyaset attı durdu. Cindoruklarla, bir takım tuhaf adamlarla, ya kendisi, karanlık, derin, Türkiye hayalleri kurdu ya onların hayal kurmalarına yardım etti.

Bir çizgi var Türk siyasetinde.

Millet, Adnan Menderes'i o çizgide görüyor. Turgut Özal'ı o çizgide görüyor.

Necmettin Erbakan'ı aynı çizgiye dahil ediyor.

Demirel'i ekleyebilirdi o
'silsile'
ye.

Eklemedi.

28 Şubat'taki
'ecnebi'
duruşu yüzünden, Demirel'i o çizginin dışında tuttu.

Bence, bu
'ayrımcılık'
iyi bir şey.

Devletin
'seremoni'
yle,
'kortej'
le,
'top arabası'
yla
'kırmızı pasaport'
la, Kırmızı veya Turkuaz halıyla, VIP'le yapmaya uğraştığı işi, millet, biletsiz, teşrifatsız, bandosuz hallediyor.

Teslim edelim. Millet, kötü de davranmadı Demirel'e.

Nazik bir ilgi ile yolcu etti.

(28 Şubat'taki tatsız hatıralara rağmen, Cumhurbaşkanı'ndan Bakanlarına kadar, AK Parti de oldukça saygılıydı.)
#28 Şubat
#Turgut Özal
#AK Parti