|
Cumhurbaşkanı’nın Cezayir ziyareti ve beklentilerimiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cezayir ziyareti Türkiye’nin bölge ve Afrika politikaları bakımından büyük önem arz
Cezayir, geniş toprakları, önemli doğalgaz ve petrol rezervleri, beşeri potansiyeli ve Afrika’daki konumu itibarı ile önemli bir ülke. Uzun ve şiddetli baskılar altında süren Fransız sömürgeciliği yüzünden bağımsızlığına geç kavuşan Cezayir, sahip olduğu tarihi altyapı ve potansiyeli ile kısa zamanda büyük mesafeler almıştır


Sömürge sonrası dönemde, bütün diğer sömürülmüş ülkeler gibi büyük travmalar atlatan ve eski sömürgecisine özenen veya buna mecbur olan Cezayir, son yıllarda kendi kimliğine daha fazla yaklaşmış ve İİT’nin aktif üyelerinden biri olmuştur. 1992 darbesinden sonra bozulan toplumsal barış, Arap Baharı süresince Cezayir’in de sıraya gireceği beklentilerine sebep olmuştur. Ancak gerçekleştirdiği hızlı reformalar ve 2012’de sandığa gitmesi ile Arap Baharı rüzgarından kendisini koruyan Cezayir kalkınma ve siyasi istikrar potansiyelini ispatlamıştır.

TÜRKİYE’NİN TARİHİ DERİNLİĞİNDE CEZAYİR

Türk-Cezayir ilişkilerinin tarihi derinliğine rağmen, Türkiye-Cezayir ilişkileri maalesef geç gelişmiştir. Bir milyondan fazla insanını kaybettikleri Milli Bağımsızlık yıllarında Türkiye, Cezayir direnişçilerine silah tedarik etmiştir. Sonucu alan bir destek olmasa da Cezayir halkına ciddi bir moral takviyesi olmuştur. Ancak Türkiye’de yaşanan 1960 askeri darbesi sonrasında siyaset değişikliğine gidilmiştir.

Kimilerine göre “Batı bloku ile uyum” iddiası olsa da; o tarihlerde, Türkiye’nin gözünde büyüttüğü Batı korkusu yüzünden Cezayir’in bağımsızlığı için BM’de yapılan oylamada, Türkiye aleyhte oy kullanmıştır. Türkiye oylamadan bir yıl sonra 1963’te Cezayir’de büyükelçilik açmış olmasına rağmen bu psikolojik uzaklık iki ülke arasında diplomatik ilişkileri istenen seviyeye ulaştıramamıştır.

Zannedilenin aksine bu hadise Cezayirlilerin hafızasında büyük bir yer tutmamıştır. Zira uzun süren Fransız işgali yıllarında Cezayir’in Osmanlı geçmişi tamamen hafızalardan ve sosyal hayattan kaldırılmaya çalışılırken, Cezayirliler de direnme güçlerini bu geçmiş ile sürdürebildiler. 112 yıl süren Fransız işgali zihinlerinde yeni bir tarih yaratamamış ve adeta yeniden 1830'ların öncesine dönmüşlerdi. Zira gelenek ve göreneklerinde, sosyal hayatlarında gönüllü hakimiyetine girdikleri Osmanlı etkisi büyüktü. Cezayir’i savunmaya giden Türkler de oradan çok etkilenmişlerdi. O kadar ki, Cezayir Türk Halk Edebiyatı’nın da beslendiği bir yer olmuştur.

Cezayir’de üst düzey protokolün ve askerlerin olduğu bir toplantıda konuşurken dikkatli olmaya çalışmış ve ‘Cezayir’in 300 yıl Osmanlı eyaleti olduğu’ vurgusunu fazla yüksek sesle yapmamıştım. Ancak salonda bulunan bir general tarafından uyarıldım. Cezayir’i sömüren Fransızların yaptıkları bütün katliamlara rağmen hâlâ sömürge dönemi üzerinden ilişki kurduklarını, “Türkler bu konuda daha çok söz sahibi olduklarını ve iki tarafın müşterek tarihinde hatırlanmayacak hiç bir olayın olmadığını” söyleyerek, Hamdan Hoca’nın kitabını hatırlatmıştır.

BURDURLU HAMDAN HOCA

Büyük bir âlim ve aydın olan Hamdan Hoca Burdur kökenli bir babanın Endülüslü bir annenin çocuğu olarak Cezayir’de doğmuştur. Bütün ailesi gibi kendisi de Fransız işgaline kadar Cezayir’e hizmet etmiş, orada babasının medresesini açık tutarak Hanefi Fıkhı ekolunun devamını sağlamıştır. Fransız işgalinden sonra Cezayir’de başlayan barışçı direnişi Paris’te devam etmiştir. Osmanlı Devleti’nin görevlendirdiği Mustafa Reşid Paşa ile Fransız hükümeti nezdinde işgali kaldırmak için büyük bir diploması mücadelesi vermiştir. Bu sırada Fransız hükümetine bir rapor olarak verdiği sonra da kitap olarak basılan Le Miroir (el Mir’ât/Ayna) isimli eseri, Osmanlıların Cezayir’deki 300 yıllık yönetim sırlarını açıklamaktadır. Fransız devriminin doğudaki ilk eleştirisi olan bu kitap; aynı zamanda Fransızların Cezayir’de kalamayacağını da ilan eden ilk eserdir.

Fransızlar tarafından mal ve mülklerine el konan Hamdan Hoca İstanbul’a yerleşecek ve burada hem II. Mahmud ve hem de Sultan Abdülmecid’e danışmanlık yapacaktır. Hamdan Hoca II. Mahmud’un reformlarına şüphe ile bakan ulemayı da bir âlim sıfatı ile ikna etmek için kitap yazacak ve bu kitap, Sultan’ın emri ile basılıp, dağıtılacaktır.

Türkiye ile Cezayir arasında çok önemli bir köprü olan Hamdan Hoca’nın kardeşleri ve oğulları da devlete yıllarca hizmet sunacaklardır. Mesela edebiyatımızdaki 1001 Gece Masalları bile bu aile tarafından bize tanıtılacaktır.

Türkiye-Cezayir İlişkilerinin geliştirilmesini arzu ettiğimiz bu devirde Cezayirlilerin milli kahramanı olan bu ismi öne çıkarmak ve rehber edinmek mümkündür. Kitaplarını yayımlamak, onun hatırasını yad edecek müşterek toplantılar düzenlemek; adını bir merkeze veya caddeye vermek boynumuzun borcudur. Bu konuda harekete geçiremediğim hemşehrileri Burdurluların öncülük yapması yerinde olacaktır.

ORUÇ VE İSHAK REİSLERİN ŞEHİTLİKLERİ

Sn. Cumhurbaşkanı'nın ziyareti münasebeti ile bir hususun daha altının çizilmesinde yarar vardır. Bütün diplomatik toplantılar tarihe vurgu yaparak başlar. Bu sefer de öyle olacaktır. Muhtemelen konuşma metinlerinde, Cezayir ile ilk ilişkileri başlatan Barbaros kardeşlerin ve özellikle Oruç ve İshak Reislerin de adı geçirilecektir. Bu vesile ile Cezayirliler nezdinde milli kahramanları Abdülkadir Cezayirî ve Ahmed Bey kadar önemli bir yeri olan Oruç ve İshak Reis için geç kalınmış bir şehitliğin yapılması de ele alınmalıdır. Mezarlarının yeri konusunda bazı tereddütler olsa da Dr. Mehmet Tütüncü’nün saha araştırmaları ve bulguları dikkate alınarak, konunun gündeme alınması gerekir. Hamdan Hoca ile ilgili girişimlerimiz Cezayirlileri, Cezayirlilerin Oruç ve İshak Reisler ile ilgili girişimleri de bizleri mutlu edeceğinde ve ilişkileri ileri taşıyacağında hiç kuşku yoktur.

#Cezayir
#Türkiye
6 yıl önce
Cumhurbaşkanı’nın Cezayir ziyareti ve beklentilerimiz
Oralarda bizi bekleyenler var
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak