Muhammed Hamidullah'ı anarken

Muhammed Hamidullah Ağırakça
00:0020/12/2006, Çarşamba
G: 20/12/2006, Çarşamba
Yeni Şafak
Muhammed Hamidullah'ı anarken
Muhammed Hamidullah'ı anarken

20. yy başlarında İslâm coğrafyasının en doğusundan adeta bir güneş gibi parıldayan ve tam 94 yıl boyunca bu ümmete hizmet ederek hayatını idame ettirip doğduğu yerlerden binlerce km. uzaklıkta hayata veda eden asrın büyük bir ilim adamını anıyoruz. Asrın büyük âliminin hayatını, yazdığı eserlerinden, yetiştirdiği talebelerinin üniversite kürsülerinden onun hayatı hakkında anlattıklarından bilen, kendisini hiç görememiş, ama onun adını taşıdığı için daima ona karşı çok özel bir saygıyla yaşayan birisi olarak bunu yapıyorum.

19 Ocak 1908 (16 Muharrem 1326) tarihinde Haydarabat Nizamlığı'nda dünyaya gelen M.Hamidullah, ilk İslâmi bilgilerini aile ortamından almış, Daru'l-Ulum Medresesi'nde ve Osmaniye Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Müfredatına Devletler Umumi Hukuku dersi ilave edilince, derse devam eden ilk talebe grubu arasında yer alan Hamidullah Hoca, daha sonra aynı konu üzerinde Osmaniye Üniversitesi'nde mastırını, 1933-1935 yılları arasında Almanya'da Devletler Hukuku alanında doktorasını tamamlamıştır. 1938 yılında da Paris Sorbon Üniversitesi'nde "Hz. Peygamber (a.s) ve Dört Halife Döneminde İslam Diplomasisi" adıyla ikinci doktora unvanını almaya hak kazanmıştır.

Fransa'da bir dizi konferans vermek için bulunduğu dönemde Hindistan hükümeti 13 Eylül 1948'de Haydarabad'ı işgal etmiş ve Hamidullah, Birleşmiş Milletler nezdinde Haydarabad'ın bağımsızlığı için yoğun bir çaba sarf etmiştir. Vatanının işgal edilmesinin akabinde Paris'te vatansız (haymatlos) bir Haydarabadî olarak yaşamıştır. Gerek Pakistan'dan gerekse Türkiye'den kendisine gelen vatandaşlık tekliflerini nezaketle reddetmiş ve hiçbir zaman Fransız vatandaşlığına başvurmamıştı. Fransa İlmi Araştırmalar Milli Merkezi'nin (CNRS) üyesi olan Hamidullah, başta Paris olmak üzere hemen hemen bütün Avrupa'nın kütüphanelerini inceleme fırsatı bulmuştur.

Hamidullah Hoca, 1950'li yılların başlarında Pakistan'ın anayasa oluşturma çalışmaları için İslâmabad'a gitmiş, ancak anayasa kurulundaki bazı kötü niyetli kişiler tarafından bu kuruldan ayrılmak zorunda bırakılmıştır. 1954 yılından

itibaren, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İslâmi Araştırmalar Enstitüsü'nde sözleşmeli profesör olarak ders vermeye başlayan Hamidullah, 1975 tarihine kadar bu görevine devam etmiştir.

Batılıların kütüphane köstebeği dedikleri Hamidullah 94 yıllık bereketli ömründe 40'a yakın eser ve çeşitli dillerde yayınlanan bin'i aşkın makale telif etmiştir. 90'lı yıllara kadar eser ver-meye devam eden büyük ilim adamı yayınlanan eserlerini matbaadan gelir gelmez ilaveler yaparak zenginleştirmiş, adeta hiçbir eserini ikinci baskısında aynen yayınlamamış, bu konuda eserlerinde takip ettiği numaralandırma sistemiyle yenilenme konusunda bir çığır açmıştır. Arapça, Urduca, Fransızca, Almanca ve İngilizce'de eserlerini bizzat neşreden Hamidullah Hoca, bu dillerin dışında Türkçe, Farsça, Sanskritçe, İtalyanca ve Rusça'yı bilmekteydi. Eserleri dünyada 20'yi aşkın dilin üzerine tercüme edilmiş, hemen hemen dünyanın dört bir tarafında satış rekorları kırmıştır.

HAMİDULLAH'IN ÖNEMİ

Birçok akademisyenin Hamidullah'tan önce ve sonra ayrımı yaptığını gözönüne aldığımızda eserlerinin önemini daha iyi kavramamız mümkün olacaktır. İlk dönem İslâmî hayat hakkında emsalsiz çalışmalara imza atan Hamidullah Hoca, özellikle İslâm Devletler Hukuku ile İslâm Anayasa Hukuku alanında otorite çalışmalar yapmıştır. Osmaniye Üniversitesi'nde mastır çalışması olarak başladığı daha sonra Bonn ve Sorbon'da doktora düzeyindeki çalışmalarıyla geliştirdiği ve dünyanın birçok kütüphanesini gezip gördükten sonra 12 yıllık bir emeğin ürünü olarak okuyucuya sunduğu "Muslim Conduct of State" adlı çalışması birçok dünya dilinde neşrolunmuştur. İlk kısmî baskısı 1935'te Bonn'da Almanca olarak yapılmış, daha sonra İngilizce tam metni 1941-1942'de tamamlanmış, zamanla ilavelerde bulunduğu bu eser farklı mütercimler tarafından "İslâm'da Devlet İdaresi" adıyla dilimize kazandırılmıştır.

Hamidullah Hoca'yı bugün bütün dünya Müslümanları tarafından tanınır hale getiren ve hemen hemen birçok Müslüman'ın kendi diliyle okuma imkanına ulaştığı kitabı ise "İslâm'a Giriş" adlı çalışmasıdır. Paris'te İslâm Kültür Cemiyeti'ndeki mesai arkadaşlarının yardımıyla yaklaşık 15 bölümden oluşan ve dinin bütün sahalarını kapsayacak özet bilgilerini içeren eserinin ilk baskısını 1957'de Haydarabat'ta İngilizce olarak yapmış; daha sonraları eser gözden geçirilip ilaveler yapılarak Fransızca'ya ve diğer dünya dillerine çevrilmiştir. M.Hamidullah'ın Fransızca'ya yaptığı "Kur'ân Tercümesi" bu alanda bir ilk olmuş ve Avrupa'da yayıldığı gibi Fransız sömürgesi olan birçok Kuzey Afrika ülkesinde büyük rağbet görmüştür.

Muhammed Hamidullah'ın eserlerini belirtirken hemen hemen her birinin sahasında bir ilk olma özelliğini mutlaka belirtmemiz gerekmektedir. Bu ilklerden biri de İslâm Tarihi'ni doğru anlayıp yorumlamamıza vesile olacak olan Hz.Peygamber ve Hülefay-ı Raşidîn dönemine ait resmi kayıtların derlendiği eser olan "Mecmuatu'l Vesaiku's Siyasiyye" dir. Hamidullah'ın kütüphane köstebeği olarak anılmasının en büyük nedeni sayılabilecek olan bu eserde dünyanın dört bir tarafında dağınık halde bulunan çok değerli vesikalar bir araya getirilmiş ve İslâm Tarihi çalışmaları adına emsalsiz bir derleme yapılmıştır.

Hz. Peygamber'in hayatı hakkında yapılmış çalışmalar incelendiğinde Hamidullah'ın "İslâm Peygamberi"nin diğer siyer çalışmalarından metodolojik olarak çok büyük farklılıklar arzettiği hemen hemen her araştırmacı tarafından hissedilmektedir. Uzun yıllar uğraş verdiği ve izlediği usûlüyle diğer siyer kitaplarından farklılık arzeden bu çalışmasının ilk baskısı 1959'da Paris'te yapılmış ve yukarıda da belirttiğimiz gibi eserin müellif kısmına "İstanbul Üniversitesinde Profesör" şeklinde kayıt düşülmüştür. 2 cilt halinde dilimize tercüme edilen eserdeki "Dünyanın İlk Yazılı Anayasası" kısmı genişletilerek ayrı basım ile neşredilmiş ve bu çalışma Dünya Anayasa Tarihi çalışmalarına M. Hamidullah'ın getirdiği yeni bir katılım olarak belgelenmiştir.

Eserlerinden bizden sonra gelecek nesillerin de çok istifade edeceği bu büyük alimi rahmetle anıyor, Yüce Rabbimiz'den onun gibi alimlerin şefaatine nail olmayı temenni ediyoruz.

* Marmara Ün.Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslâm Hukuku Doktora Öğrencisi

NOT: Bu yazı Uluslararası Muhammed Hamidullah Sempozyumu'nun açılış konuşmasından kısaltılmıştır.