|

Avrupa'ya göç: 3 milyon mülteci yollara dökülsün

ABD ve Avrupa’nın Suriye krizine kayıtsızlığı 100 bin kişinin daha Türkiye kapılarına dayanmasına yol açtı. Türkiye’deki mülteci sayısının 3 milyona ulaşması Avrupa’ya giden kapıların açılmasını yeniden gündeme getirdi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/02/2016 Pazartesi
Güncelleme: 12:51 - 8/02/2016 Pazartesi
Yeni Şafak

Esed ve Rusya'nın Suriye'deki katliamlarını bitirecek son çıkış kapısı olarak görülen Cenevre görüşmeleri sonrasındaki tutumuyla Suriyeli muhaliflere sırtını dönen Avrupa, Türkiye'ye “mültecilerin Avrupa'ya gidiş kapılarını açmak"tan başka çıkış yolu bırakmadı. Halep'e yönelik kuşatma sonucu 100 bine yakın mültecinin de Türkiye'nin sınırına dayanması kapıların açılması ihtimalini yeniden gündeme getirdi. Mülteci dernekleri, Türkiye'deki 2 milyon 700 bin mültecinin Suriye'deki çözümün uzaması sebebiyle gözünü Avrupa'ya diktiğini vurguluyor. Kamplarda ve şehirlerde yaşayan mülteciler arasında göç hazırlığının başladığı belirtiliyor. En az 2 milyon mültecinin, 28 Şubat tarihindeki Cenevre görüşmelerinden de umudu kestiği ve havaların ısınmasıyla birlikte Avrupa yollarına düşeceği kaydediliyor.



HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ

Rus hava jetlerinin bombardımana tuttuğu Halep'ten kaçan Suriyeliler, Türkiye sınırına akın etmeyi sürdürürken mültecilere sırtını dönen Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'den sınırlarını açmasını istemesi ise tam skandal olarak değerlendirildi. AB Komisyonunun Komşuluk Politikası ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn “Sığınmacıları almak zorunda olduğunuzu söyleyen Cenevre sözleşmesi hala geçerli" açıklamalarında bulundu. Bu açıklama ikiyüzlülük olarak nitelendirildi.



SORUYU CEVAPLAYAMADI

AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nda AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye'nin uluslararası sözleşmeler çerçevesinde mültecilere yönelik yükümlülüklerini yerine getirerek Halep'ten kaçanlara sınırlarını açması gerektiğini söyledi. Mogherini, Türk gazetecilerin, “Bugüne kadar yasal ve ahlaki sorumluluklarını yetirme getirmede başarısız olan AB, Türkiye'ye sığınmacılar konusunda tavsiyede bulunabilir mi?" şeklindeki sorusunu yanıtsız bıraktı.



TEK ÇÖZÜM KAPILARI AÇMAK

“Türkiye mültecileri içeri alsın" aklı veren Avrupa'nın, insanlığa kayıtsız kalışı mülteci derneklerinin de tepkisini çekiyor. “Avrupa'da insanlık kavramı varsa mültecilere yardım etmeli" diyen Suriye Nur Derneği Başkanı Mehdi Davut, yaşanan insanlık dramına artık hiç kimsenin sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. Davut, Suriye'de yaşananlarda Avrupa'nın da sorumluluğunun bulunduğuna dikkat çekti. Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya gitmek için illegal yolları tercih etmek zorunda kaldığını hatırlatan Davut, “Türkiye, Avrupa'ya giden kapıları açmalı. Mülteciler Avrupa'ya varmak için deniz yollarını kullanarak can veriyor. İnsanlar kaçak yollar kullanırken organ mafyasına, çetelerin zorbalıklarına ve tecavüzlere maruz kalıyor. Sınır kapıları açılırsa, insanların ölümlerinin de önüne geçilmiş olacak" ifadelerini kullandı.



İnsanlık dışı uygulamalar

Suriyeli mülteciler Avrupa ülkelerinde bir dizi insanlık dışı uygulamaya maruz kalıyor. Avrupa'nın insanlık dışı uygulamalarından bazıları şöyle;



  1. -Galler'in başkenti Cardiff'te mülteciler, yemek alabilmek için renkli bileklik takmak zorunda.
  2. -İngiltere'nin Middlesbrough kentinde mültecilerin yerleştirildikleri evlerin kapıları kırmızıya boyanıyor.
  3. -Danimarka Meclisi, mülteciların ziynet eşyaları ve paralarına el konulması ve aile birleşimi için başvurusu süresinin 3 yıla çıkarılmasını öngören yasa tasarını kabul etti.
  4. -İsviçre ülkeye giriş yapan göçmenlerin bin avronun üzerindeki mal varlığına el konulacağını açıkladı.
  5. -Almanya eyaletlerinden Baden Württemberg'in, kamplara getirilen mültecilerin 750 avronun üzerindeki nakit para ve değerli eşyalarına da el konuluyor.
  6. -Çek Cumhuriyeti'ne giren mültecilerin kollarına sayı yazılarak numaralandırılıyor.
  7. -Avrupa sınırlarına ulaşan mültecilere göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanılıyor.
  8. -Almanya'da Ortadoğulu erkek göçmenlerin yerel bölgedeki havuzlara girmeleri yasaklandı.

Erdoğan işareti verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cenevre görüşmeleri sonrasında “Siz niye toplanıyorsunuz? Dünyayı oyalamak için mi bir araya geliyorsunuz? Niçin Cenevre'de bir araya geldiniz?" diye seslenmişti. Halep'e yönelik saldırılarda binlerce sivilin Türkiye'ye doğru harekete geçtiğini hatırlatan Erdoğan, müzakerelerin netice vermesi için bu saldırıların derhal durdurulması gerektiğini belirtmişti. Erdoğan şunları söylemişti: “Rusya ve rejim, ağır bombardımanlar altında bu insanları tutarken, bu insanların oradan kaçmaktan başka bir çözümü olabilir mi? Müzakerelerin netice vermesi için bu saldırıların derhal durdurulması gerekmiyor mu? Bu saldırıları durduramayan dünya, bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Mantıkla bağdaşmayan, hiçbir stratejide yeri olmayan böyle bir anlayış olabilir mi?"




Merkel de razı

Türkiye'yi bir ziyarette bulunmaya hazırlanan Almanya Başbakanı Angela Merkel ise geçen ay yaptığı bir konuşmada, Lübnan ve Ürdün'ün nüfuslarının üçte biri kadar mülteci aldığını, 75 milyonluk Türkiye'nin 2 milyonda fazla mülteciye ev sahipliği yaptığını belirterek, “Eğer 500 milyon nüfuslu Avrupa gibi bir kıta, eğer bir milyon, muhtemelen de geçici olan mülteciyi alamıyorsa, o zaman bu bizim değerlerimize uymuyor" demişti. Merkel'in de mültecilerin Avrupa'ya gidişi konusunda yeşil ışık yakabileceği belirtiliyor.




374 Suriyeli boğuldu

AB ülkelerinin sınırlarını koruma politikaları nedeniyle 2016 yılının ilk iki ayında 284 mülteci Yunanistan'a, 90 mülteci de İtalya'ya gitmeye çalışırken denizde boğuldu. Uluslararası Göç Örgütü'ne göre, geçen sene sadece Ege'de 3 bin 770 kişi hayatını kaybetti. Avrupa'ya 2015 yılı içinde bir milyondan fazla mülteci girmişti. Önlem alınmazsa bu sayının 3 milyona çıkmasını bekleyen AB ülkeleri, caydırıcı adımlara yönelmişti.




Tek dertleri sınırları

Avrupa'nın Suriye meselesine yaklaşımının pragmatist olduğunu belirten İHH Başkan Vekili Yavuz Dede, “Mültecilerin Avrupa'ya göç etme girişimi, kendi sınırlarını korumak isteyen Avrupa'nın bu pragmatist tavrını en net şekilde ortaya koydu. Avrupa sorunu çözmekten ziyade Suriye'nin parçalanmasına yönelik planların uygulanmasını istiyor. Ülkenin parçalanması onlar için daha makul. Zaten mülteciler botlara binip ülkelerine gitmeye kalkmasa, mültecilerle ilgili tek bir adım dahi atılmazdı" diye konuştu.



Başka çare kalmadı

Uluslararası sözleşmelerle mültecilere tanınan hakların, sınırlar kapatılarak uygulanamadığını anlatan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Avukat Muaz Yanılmaz, “Türkiye, Avrupa'nın ciddi bir yaptırımla yüzleşmesi için kapılarını açmalı. Bu kişilerin Avrupa'ya güvenli şekilde ulaşmasını sağlaması gerekiyor" diye konuştu. Avrupa'nın sınır politikalarını sürdürdüğü sürece mültecilerin yasal olmayan yollarla gitmeye devam edeceğini anlatan Yanılmaz, “Bu kişilerin denizlerde, kazalarda ölme ihtimallerini artırmış oluyoruz. Bu insanları o yollara sevkeden aslında o politikalardır" dedi.



O sana reis, bana akraba


Avrupa'nın mülteciler konusunda bilinçaltının Macar kameraman Petra Laszlo'nun polise yakalanmamak için kaçan babaya attığı tekmede gizli olduğunu anlatan

Gazeteci Yazar Demet Tezcan

, "Türkiye bir can daha ölmesin diye geçen her bir dakikayı çok kıymetli bulurken, Avrupa Suriye meselesini filtre kahvesini yudumlayarak yaptığı analizlerle çözebilmekten bahsediyor" dedi. Cenevre görüşmelerini, Suriye halkının canı üzerinden yapılan siyasi manevra olarak nitelendiren Tezcan, bu sürecin Suriyelilerin ölümüne meydan verdiğini kaydetti. Mülteci kavramına dikkat çeken Tezcan: "Mülteci açlıktan, işkenceden, bombadan, keskin nişancıların atışlarıyla ölmekten kaçmayı, hayata tutunmayı, tüm insanlık gibi doğuştan hakkı olan yaşam hakkı, seyahat hakkı, mülk hakkı, vatandaşlık hakkı ve daha insani pek çok hakkın arayışını ifade ediyor. Suriye mültecileri için ya kalıp ölmek, ya da bir umut kapılardan çevrilip, çevrilmemeyi denemek anlamına geliyor" diye konuştu. Önceki gün Mısır Çarşısında biri Türk biri Suriyeli iki gencin konuşmasına şahit olduğunu söyleyen Tezcan, "Türk olan Suriyeliye “TC kimlik numaranı ezberle!" diye tembihliyor o da “ benim TC no Recep Tayyip Erdoğan" diyor. Ardından Türkiyeli “Reis O,Cumhur Reis" diyor ve Suriyeli gencin cevabı “O, sana Reis. Bana akraba, Recep Tayyip Erdoğan Benim akrabam" diyor. İşte bu diyaloga, bu bağa, tavır ve tutumu ile zımnen 'Suriyeli mültecilere biz duyarsız, kalıyoruz siz de duyarsız kalın' diyen Avrupa ülkeleri asla şahit olamayacak" açıklamalarında bulundu.










#avrupa
#suriye
#göç
8 yıl önce