İsrail’in suç ortakları

İsrail’in, Filistin topraklarında yoğunlaşan saldırılarını perdeleyen Batı medyası, yalan ve gerçekleri çarpıtan haberlerle bir kez daha işgalden yana tarafını belli etti.

İsrail’in başta Kudüs olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yürüttüğü devlet terörüne karşı dünyanın önde gelen güçlerinin sessizliği dikkat çekiyor.

Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi, ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere olmak üzere pek çok Batılı ülke ile uluslararası kurum, İsrail’in saldırganlığını görmezlikten gelerek, “endişe bildirme” ve “itidal” telkininden öteye geçemedi. İşgalci gücü saldırılardan sorumlu tutmayan ve yaptırım öngörmeyen açıklamalarla, İsrail’in, Filistinlileri hedef alan baskı, zorla göç ve imha politikasına dolaylı yoldan destek verdiler.

Bir kez daha üç maymunu oynayan Batılı ülke ve kurumlar, Filistin’deki İsrail işgal varlığını adeta inkar edecek şekilde, “saldırganlığa son vermeye davet eden” açıklamalar yayınladılar. ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları ise daha da ileri giderek, İsrail’in “saldırılara” karşı kendini savunma hakkı olduğunu iddia etti ve Filistinlilerin kendilerini savunmasına ilişkin yorumda bulunmadıkları görüldü.

PENTAGON’DAN SALDIRILARA DESTEK

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’den İsrail’e roket atılmasını ‘‘güçlü’’ bir şekilde kınarken İsrail’in Gazze’de aralarında çocukların da olduğu sivillerin hayatını kaybetmesine neden olan hava saldırılarını kınamadı.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki ise, Hamas’ın İsrail’e füze atmasını kınarken, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınamadı. ABD Başkanı Joe Biden’ın konuyu takip ettiğini ve ulusal güvenlik ekibinden güncel bilgileri edindiğini vurgulayan Psaki, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği ve sivillerin ölümüne yol açan saldırılarını kınamaktan kaçındı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Mescid-i Aksa ve Kudüs’te İsrail saldırganlığına değinmeden, Gazze’den İsrail’e roket saldırılarının bir an önce durmasını istedi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby de Gazze’den İsrail’e roket fırlatılmasını “kabul edilemez” olarak niteledi. Avrupa Birliği’nden (AB) yapılan açıklamada ise İsrail’in tek taraflı attığı işgal, ilhak ve gasp adımları görülmeden, Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria’da, Gazze içinde ve çevresinde meydana gelen olayların AB ülkeleri için “derin endişe kaynağı” olduğu açıklamasından öteye geçilmedi.

Batı medyası, işgalci İsrail’in günlerdir süren saldırıları karşısında neredeyse suskunluğa bürünürken, saldırılara karşı Filistinlilerin direnişini bahane ederek İsrail’i aklamaya çalışan haberlere imza attı.

Konu İsrail olunca, sürekli vaaz verdikleri profesyonel etik, tarafsızlık, iki tarafa da söz vermek, teyit etmek gibi en basit gazetecilik ilkelerinin bile rafa kalkabileceğini bir kez daha göstermiş oldular. İşgalci İsrail güçleri, Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği alçak saldırı sonrası katliama kalkışarak savaş uçaklarıyla Gazze’de masum Filistinlileri hedef aldı.

Saldırılar sonrası aralarında çocukların da bulunduğu 30 kişi şehit olurken 203 Filistinli yaralandı. Uluslararası medya kuruluşları ise bu vahşeti görmezden gelerek İsrail’i ‘masum’ göstermeye çalıştı.

HAMAS’A YIKTILAR

Amerikan New York Post gazetesinin imza attığı çirkin manipülasyon sosyal medyada yoğun tepki çekti. İşgalci İsrail’in Filistinlileri katletmesi haberini,

“Hamas kuvvetlerinin hava saldırıları sonucu 9’u çocuk olmak üzere 20 İsrailli öldü”

şeklinde paylaşan gazete, gelen tepkilerin ardından haberi kaldırmak zorunda kaldı. Ancak yaptığı fahiş hatayı düzeltmek için herhangi bir yayın yapmaması dikkat çekti.

MEŞRULAŞTIRMA ÇABASI

New York Times gazetesi de herhangi bir neden belirtmeden

“Gazzeli militanlar Kudüs’e roket fırlatıyor”

başlığını attı. Filistinlilerin günlerdir maruz kaldığı şiddete dair en ufak bir detay vermeyen gazete, İsrail’in saldırılarının “meşru” olduğu imasında bulundu.

ABD merkezli haber ajansı The Associated Press, Gazze’de 20 kişinin şehit olduğu hava saldırılarını “nedeni bilinmeyen bir patlama” olarak abonelerine duyurarak başka bir habercilik skandalına imza attı.

BBC ise “Kudüs krizi: Şiddet tırmanırken sükûnet dileği” başlığıyla saldırıları Filistinlilerin kışkırttığına dair bir kara propagandayı yayımladı.

KATİLLERİ KORUDULAR

Alman medya kuruluşu Deutsche Welle, İsrail’in hedef göstermeksizin gerçekleştirdiği saldırılarda ölen Filistinli çocukları, ‘çatışmada hayatlarını kaybettiler’ olarak servis ederek katilleri aklamaya çalıştı. Alman devlet medyası Tagesschau ise Müslümanların kutsalına saldıran, masum sivillerin üzerine bomba yağdıran İsrail’in vahşetini görmezden gelerek

“İsrail 10 saattir ateş altında”

başlığı attı.

Londra merkezli haber ajansı Reuters da İsrailli bir işgalcinin Aslanlı Kapı’da aracını bir grup Filistinli vatandaşın üzerine sürerek içlerinden birini ezmesi haberini
“Filistinliler arabasını taşladı”
sözleriyle okuyucularına sundu.