|

Rohingya soykırımın eşiğinde

Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddet dozunu arttırdı. Birçok insan kurşuna dizilerek ve yakılarak katledilirken, evlerde yalnız kalan kadınlar Myanmar polisleri tarafından toplu tecavüzlere uğruyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden katledilen insanları kurtarmak için Arakan Rohingya Birliği Başkanı Prof. Dr. Vakar Uddin çağrıda bulundu. Uddin; "Bu duruma dur demenin tek yolu uluslararası bir gücün duruma el koyması ve Myanmar hükümetine karşı sert bir tutum takınmasıdır. BM bir an önce bu konuyu Güvenlik Konseyine taşımalı ve Myanmar hükümetine yönelik yaptırımlar getirilmelidir" dedi.

Yeni Şafak
12:42 - 28/11/2016 Pazartesi
Güncelleme: 12:56 - 28/11/2016 Pazartesi
AA

Arakan Rohingya Birliği Başkanı Prof. Dr. Vakar Uddin, Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddetin, bir soykırıma dönüştüğünü ifade ederek, bunun durdurulması için uluslararası müdahale çağrısında bulundu.



ABD'de yaşayan Vakar Uddin, son dönemde Arakanlı Müslümanların uğradığı şiddete ilişkin yaptığı değerlendirmede, Myanmar hükümetinin kadın, çocuk, yaşlı demeden katliamlar gerçekleştirdiğini, insanları diri diri yaktığını söyledi.



Şu anda Müslümanların hükümet tarafından şiddete uğradığını dile getiren Vakar Uddin, şöyle konuştu:



"Rohingya Müslümanlarına karşı yeni bir şiddet uygulanmaktadır. Bu defa halklar arası bir şiddet değil, aşırıcı yerel Budistler tarafından değil bizzat Myanmar hükümeti tarafından yapılan bir şiddet söz konusu. Myanmar askeri kuvvetleri birçok köye saldırıyor, sivilleri öldürüyor ve evleri ateşe veriyor. Birçok kadın ve çocuk yanan evlerden kaçmaya çalışıyor. Kadın ve çocukları yakalayıp yanan evlerin içine atıyorlar. Kaçarken yakalayamadıklarını ise helikopterlerden açtıkları ateşle öldürüyorlar. Açık alanlar, pirinç tarlaları katledilen Arakanlı Müslümanların cesetleriyle dolu."



"Kadınlar ya yakılıyor ya toplu tecavüze uğruyor"


Vakar Uddin, yüzlerce Rohingyalı Müslümanın bir araya getirilip öldürüldüğünü, bunun kesinlikle bir "soykırım" olduğunu savundu.



Müslümanlara yönelik şiddeti görenlerin bunun soykırım tanımına birebir uyduğunu anlayacağını dile getiren Uddin, "Yüzlerce insanı öldürdüler ve biz bazı toplu mezarlar da bulduk. Kurşuna dizilerek öldürülmüş birçok insan bulduk. Birçok kadın yakılarak öldürülmüş. Bunun dışında birçok toplu tecavüz vakası yaşanmaktadır. Hükümet güçleri köylerdeki evlere baskınlar düzenliyor. Bu yüzden erkekler evlerinden öldürülmek korkusu yüzünden uzaklaşmak ve kaçmak zorunda kalıyor. Evlerde yalnız kalan kadınlar polisler tarafından toplu tecavüzlere uğruyor.'' şeklinde konuştu.



Prof. Dr. Vakar Uddin, uluslararası kuruluşların, İnsan hakları derneklerinin, ABD ve OECD ülkelerinin Myanmar hükümetine çağrıda bulunmasına rağmen Myanmar hükümetinin tavrında hiçbir değişiklik olmadığını söyledi.



Uluslararası kuruluşların yardımlarının bölgeye ulaşmasına izin verilmesi çağrısında bulunduğunu ancak hükümetin havadan, karadan ve denizden erişimi engelleyerek bölgeye yiyecek ve her türlü insani yardımın girmesini engellediğini aktaran Vakar Uddin, şunları anlattı:




Vakar Uddin, Myanmar hükümetinin uluslararası gözlemcileri yanılttığını ifade ederek, şöyle devam etti:



"ABD ve uluslararası kuruluşlar katliamların yaşandığı bölgeye birçok kez gözlemci gönderdi. Fakat yetkililer bölgeye gelmeden önce hükümet tüm ordu güçlerini köylerden çekiyor, katliam yaptığına dair bütün izleri temizliyor, ufak tefek çatışma görüntülerini ortada bırakıyor. Halbuki gözlemciler gelmeden önce köyler ölü kadın, çocuk ve yaşlı cesetleriyle dolu. Maalesef yetkililer bu manzaraların hiçbirini göremiyor, kayda geçiremiyor. Zaten hükümet, çoğu zaman gözlemcileri güvenlik gerekçesini öne sürerek birçok köye sokmuyor."



  • "Uluslararası müdahale şart"
  • Prof. Dr. Vakar Uddin, Myanmar'da Rohingyalı Müslümanlara karşı uygulanan şiddetin son bulmasının bir tek yolu olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
  • "Tüm bu olan bitene engel olmanın tek yolu var; BM ve diğer tüm uluslararası kuruluşların devamlı bir şekilde orada bulunması. Çünkü BM yetkilileri 3-4 günlüğüne bölgeye gelince tüm ordu birlikleri oradan çekiliyor, bölgeyi temizliyor ve yetkililer ayrılınca yine her şey eski haline geliyor. İnsanları öldürmeye, kadınlara tecavüz etmeye ve evleri yakmaya devam ediyorlar. Bu yüzden BM bölgeye gözlem amaçlı olarak kendi güçlerini göndermelidir. Yoksa Myanmar devlet güçleri masum ve yardıma muhtaç sivilleri katletmeye devam edecek. Bu duruma dur demenin tek yolu uluslararası bir gücün geçici olarak duruma el koyması ve Myanmar hükümetine karşı sert bir tutum takınmasıdır. En azından Myanmar hükümetine yönelik yaptırımlar yeniden getirilebilir. BM bir an önce bu konuyu Güvenlik Konseyine taşımalı ve Myanmar hükümeti ile resmi görüşmeleri başlatmalıdır Çünkü zaman gittikçe daralıyor. Bölgede ciddi bir soykırım kapıda.''

Vakar Uddin, kışın gelmesiyle bölgede yeni bir insani kriz başlayacağını vurguladı. Bölgedeki 20 bin insanın aç olduğunu ve barınağa ihtiyacı bulunduğunu dile getiren Vakar Uddin, şunları anlattı:



"Hava her geçen gün daha da soğuyor. Ortada büyük bir yiyecek sorunu var. Yiyecek var aslında fakat Myanmar hükümeti bunun insanlara ulaştırılmasına engel oluyor. Yerel hükümet yiyecek tedarikçilerini tehdit ediyor ve bunların ulaştırılmasına engel oluyor. Uluslararası kuruluşlar bu duruma el koymalıdır. Hükümet bu şekilde insanlara zulmederek yardımların ulaşmasını engelliyor. Çünkü bu insanları yıldırarak göç etmeye mecbur bırakmak istiyor. Bu bir soykırım değil de ne? Uluslararası kuruluşlar bunun bir soykırım olup olmadığı konusunda tartışıyorlar. Acaba bu bir katliam mı, kıyım mı, yoksa bir soykırım mı?"



"Türkiye'den büyük destek görüyoruz"


Prof. Dr. Vakar Uddin, Türkiye'den çok büyük beklentileri olduğunu belirtti.



Hükümetin, Mynmar hükümeti ile diplomatik ilişkilerinin iyi olduğunu aktaran Vakar Uddin, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Biz istiyoruz ki Türk hükümeti devamlı olarak Burma hükümeti ile kontak halinde olsun ve Mynmar hükümetini ikna ederek bu ölümlere son vermelerini sağlasın. Yiyecek ambargosu kaldırılsın. Mynmar hükümetini uluslararası hükümetler ve kuruluşlar ile iş birliği yapması konusunda ikna etsin. Türk hükümeti, Mynmar hükümeti ile iş birliği konusunda anlaştıktan sonra biz bütün yardım kuruluşlarının Rohingya'ya girmesi için çalışacağız."



  • Vakar Uddin, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile bir görüşme gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "Sayın Görmez, Myanmar'da Müslümanlara yönelik şiddetten büyük kaygı duyduğunu, uluslararası kuruluşların ve dünya kamuoyunun Myanmar'da yaşananlara karşı duyarlı olması için elinden gelen her şeyi yapacağına dair söz verdi. Ayrıca Myanmar'da yaşanan insani krizin çözümü için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan da yardım sözü aldık." ifadelerini kullandı.

En zor günlerinde Türk hükümetinden ve Türk insanından büyük destek aldıklarını ve bunun için minnettar olduklarını vurgulayan Vakar Uddin, şunları kaydetti:



''Türk hükümetine ve Türk halkına, Arakan'daki Rohingya halkı adına, bu zor durumda destek verdikleri için teşekkür ediyorum. Onlar yıllardan beri Rohingya halkına karşı sempatiyle bakıyor ve destekliyorlar. İşte bu yüzden Türk halkına bizleri hep kardeşleri olarak görüp yanımızda oldukları için çok minnettarız ve bunun devam etmesini isteriz. Onların bizim insani ve siyasi mücadelemizi desteklemelerini istiyoruz. Yardım kuruluşlarına yapılan bağışlar da bizim için çok önemli. Lütfen yapabildiğiniz kadar yardım yapın, bir lira bile olsa. Türk medyasından da şunu rica ediyorum; Rohingya meselesini gündemde tutmaya devam etsinler. Bize ulaşsınlar, Rohingya'da tüm olup bitenleri Türk halkına ve dünyaya iletsinler. Çünkü Myanmar hükümeti yalan söylüyor ve yanlış propaganda yapıyor.''





#Myanmar
#Prof.Dr. Vakar Uddin
#Rohingya
7 yıl önce