|

Terörün hedefindeki Azerbaycan Büyükelçiliği: İran ne amaçlıyor

Mevcut İran rejimi, Azerbaycan’a dost gibi gözüken ama arkasından vurmak için fırsat kollayan bir politika güdüyor. İşgalci Ermenistan’a destek veren de, Güney Azerbaycan’daki Türklerin haklarını etnik kimliklerinden dolayı ihlal eden de İran yönetimi. Her ne kadar, Fars rejimi Azerbaycan’a tehdit politikasını sürdürmeyi devam ettirmek niyetindeyse, bir o kadar da Bakü’nün bu tehditlere boyun eğmeyeceğini anlaması gerekiyor.

04:00 - 30/01/2023 Pazartesi
Güncelleme: 03:23 - 30/01/2023 Pazartesi
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Dr. Elnur İsmayıl / İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi / BİLGESAM Başkanı

İran’ın başkenti Tahran’da bulunan Azerbaycan büyükelçiliğine 27 Ocak 2023 tarihinde bir terör saldırısı gerçekleştirildi. Ağustos 2022’de Azerbaycan’ın Londra, Eylül 2022’de Paris’teki büyükelçiliklerine gerçekleştirilen saldırılara bir yenisi daha eklenmiş oldu. Önceki terör girişimlerinin arkasında radikal dini terör örgütünün ve Ermeni terör örgüt ve lobilerinin olduğu bilinse de, Tahran’da yaşanan olayın arka planında kim veya kimlerin olduğu merak konusuyken, bunu tahmin etmek hiç zor değil…

DİPLOMATLARA YÖNELİK TERÖRİZM

Terörü destekleyen bir devlet ideolojisine sahip olan İran, sadece ülkesinde bulunan yabancı devletlerin diplomatik temsilciliklerine değil, yurtdışında kendisine düşman olarak gördüğü devletlerin büyükelçilik ve konsolosluklarına da benzer terör eylemlerinin gerçekleşmesini desteklemesi ile de bilinmektedir. Diplomatların korunmasına ilişkin Viyana Sözleşmesi’nin ihlal edildiği ülkelerin başında İran gelmektedir. 1979 devrimi sonrasında Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’ne gerçekleştirilmiş saldırı bunların ilki ve bilineni olsa da, bunlara daha sonra yurtdışında bulunan ABD ve İsrail büyükelçiliklerine yönelik terör girişimleri de örnek gösterilebilir. 1990’lı ve 2000’li yıllarda Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deki İsrail ve ABD büyükelçiliklerine yönelik terör saldırısı girişimlerinin, Fars rejimi kontrolündeki istihbarat örgütleri ve İran Devrim Muhafızları Ordusu ile bağlantılı terör grupları tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. 2006 yılında Tahran’daki Danimarka, Fransa ve Norveç büyükelçiliklerine, Kasım 2011’de Tahran’daki İngiltere Büyükelçiliği’ne Devrim Muhafızları Ordusu’nun desteklediği Besic militanları tarafından yapılmış saldırı, Ocak 2016’da Tahran’daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği ve Meşhed’deki konsolosluğa saldırılar da bunlara örnek gösterilebilir.

İKİNCİ KARABAĞ ZAFERİ ÜRKÜTTÜ

Öncelikle, Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yönelik terör eyleminin nedenini son dönemlerde Tahran-Bakü ilişkilerinde yaşanan gerilimlerin bir sonucu olarak da değerlendirebiliriz. Özellikle, ikili ilişkilerde tarihsel arka planda İran rejiminin Azerbaycan’ın bağımsızlığına olumsuz yaklaştığı ve son 30 senede Bakü ile ilişkilerini de bu politika üzerine kurduğu bilinmektedir. Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı sonucunda yaklaşık 28 sene sonra topraklarını Ermeni işgalinden kurtarması ve bölgede yeni dengelerin oluşması Fars rejimini Ermenistan kadar rahatsız etmektedir. Savaş sırasında Azerbaycan’ın ilerlemesinin farklı yöntemlerle engelleme girişimlerinin de başarısız olması savaş sonrasında yeni bir şekil aldı.

İkinci Karabağ Savaşı sonrasında üst düzey İranlı asker, bürokrat ve politikacıların Azerbaycan aleyhindeki söylemleri ve tehditleri hatırlandığında bu terör eyleminin arkasında da Fars rejimine yakın örgütlerin olduğu ihtimali yüksektir. Tahran’daki terör eylemini gerçekleştiren saldırganın da İran Devrim Muhafızları Ordusu ile ilişkileri olduğu iddia edilmektedir. Özellikle, terör eylemini gerçekleştirdikten sonra İran televizyon kanallarına çıkartılması da skandal olmanın ötesinde rejime yakın örgütlerin bilgisi dışında gerçekleşebilme ihtimalini de yok etmektedir.

Ayrıca, Azerbaycan’ın bağımsızlığından 32 sene sonra ilk defa İsrail’de büyükelçilik açması ve büyükelçi ataması da Fars rejimini rahatsız eden bir gelişmeydi. Azerbaycan- İsrail stratejik ilişkilerinden ve Azerbaycan’ın bağımsızlığından itibaren Türkiye ile oluşturduğu kapsamlı ilişkilerden rahatsız olan Tahran rejimi, işgalci Ermenistan’ı Azerbaycan aleyhinde desteklemektedir.

TAHRAN-BAKÜ EKSENİNDE YÜKSEK GERİLİM

İkinci Karabağ Savaşı sonrasında Azerbaycan’ın uzun bir süre İran hava sahasını kullanarak Nahçıvan’daki askeri kurumlarına envanter ulaştırmasının Tahran rejimi tarafından engellenmesi, Azerbaycan sınırında askeri tatbikatlar gerçekleştirmesi, üst düzey İran yetkililerinin İsrail-Azerbaycan ilişkilerini bahane ederek Azerbaycan topraklarını işgal edebileceklerini ima etmesi ve İran Genelkurmay Başkanının Bakü’yü füzelerle tehdit etmesi Tahran’dan Bakü’ye son yıllarda yönelik tehditlere sadece birkaç örnektir. Tabii, Güney Azerbaycan’daki Türklerin bağımsızlık mücadelesi Tahran’ı endişelendiren konuların başında gelmektedir. Azerbaycan’ın bölgede yükselen bir güç olmasının Güney Azerbaycan Türklerinin bağımsızlık mücadelesini de etkileyebileceği gibi iddialar zaman zaman Tahran yönetimi tarafından ifade edilmektedir. Fakat Azerbaycan, uluslararası hukuk ilkeleri kapsamında ve yıllardır kendi toprak bütünlüğüne yönelik ihlaller yaşayan bir ülke olarak hiçbir zaman komşu devletlerin toprak bütünlüğüne bir tehdit oluşturmamakta, ayrılıkçılığı destekleyen bir politika izlememektedir.

İran, yıllardır farklı terör örgütleriyle Azerbaycan topraklarında terör eylemleri girişimlerinde bulunmaktadır. Fakat, tüm girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması ve Azerbaycan Güvenlik Birimleri tarafından deşifre edilmeleri, Tahran rejimini yeni baskı yöntemleri bulmaya itiyor. Şii kimliğini kullanarak Azerbaycan’daki bir kısım Müslüman nüfusu kendi çıkarları için kullanmaları ve ülkedeki istikrarı bozma girişimleri dikkatle takip edilmelidir. En son geçtiğimiz sene deşifre edilen Müslüman Birliği Harekatı isimli örgütün İran istihbarat birimleri tarafından finanse edildiği, üyelerinin Suriye’de askeri talim gördüğü ve Azerbaycan’da terör eylemleri için hazırlandığı ortaya çıkarılmış ve Tahran bu konuda bir kez daha uyarılmıştı. İran rejiminin Azerbaycan aleyhindeki girişimlerin sadece Bakü’ye değil gelişen Bakü-Ankara ilişkilerine yönelik de bir tehdit olduğunu unutmamak gerekir.

SÖYLEMDEN EYLEME GEÇEN TEHLİKE

Yukarıda da belirtildiği gibi, Tahran’da Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yapılmış saldırı ülkedeki yabancı diplomatik temsilciliklere yapılmış ilk saldırı değil ve bu tür eylemlerin arkasında rejimle bağlantılı örgütlerin olduğu da bilinmektedir. Tahran yönetiminin bu tür eylemlerle diplomatik temsilcilikler üzerinden mesaj ve gözdağı verdiği de tahmin edilebilir. Azerbaycan Büyükelçiliği’ne saldırı örneğinden ise, son dönemlerdeki Bakü-Tahran ilişkilerindeki gerilimin bir sonucu ve belki de tehdit içerikli söylemlerden eyleme geçmekte olan daha tehlikeli ilişkilerin bir başlangıcı olduğu çıkarılabilir. Mevcut İran rejimi, Azerbaycan’a dost gibi gözüken ama arkasından vurmak için fırsat kollayan bir politika güdüyor. İşgalci Ermenistan’a destek veren de, Güney Azerbaycan’daki Türklerin haklarını etnik kimliklerinden dolayı ihlal eden de İran yönetimi. Her ne kadar, Fars rejimi Azerbaycan’a tehdit politikasını sürdürmeyi devam ettirmek niyetindeyse, bir o kadar da Bakü’nün bu tehditlere boyun eğmeyeceğini anlaması gerekiyor. İster egemen iki komşu ülke ilişkileri çerçevesinde ister bölgesel ve küresel anlamda yeni dengelerin oluştuğu gerçeğini kabul ederek, Tahran iktidarı olayları yeniden gözden geçirmelidir. Karşılaştığı ekonomik, politik, sosyal sorunları çözmek yerine bu tür terör eylemlerini desteklemesi, rejimin iflasının ve mevcut rejimin sonunu getirecek yeni bir devrim ihtimalinin çok uzak olmadığını da ortaya koymaktadır.

Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliğinde gerçekleşen terör saldırısından tam 50 sene önce, 27 Ocak 1973 tarihinde Türkiye’nin ABD Los-Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir Ermeni terör örgütü ASALA üyesi Gourgen Yanikian tarafından şehit edilmişti. Türk diplomatlarına karşı yapılmış ilk terör eylemi olarak tarihe geçmiş bu olayda ve Ermeni terör örgütleri tarafından daha sonraki terör olaylarında şehit edilmiş tüm diplomatlarımıza Allah rahmet eylesin…

#İran
#Azerbaycan
#Türk
#Karabağ
1 yıl önce