Döviz kurları üzerinden Türkiye yönelik başlatılan ekonomik savaş sonrası özellikle sosyal medya üzerinden Litvanya örneği ile dile getirilen yerli ürünlerin üzerine ayırt edici renk ya da logo konulması yönündeki kampanyaya Çağrı Marketler grubundan da destek geldi.
Gerçek Hayat dergisinden Sevda Dursun'a konuşan Çağrı Marketler grubunun sahiplerinden Mustafa Kara, tüketici derneklerinin de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile destek verdiği uygulama için bakanlığı işaret etti.
1 yabancı ürüne 10 yerli ürün
- Litvanya örneği oldukça güzel bir uygulama. Aslında bizde de her barkodun üzerinde hangi ülkenin menşei olduğu yazılı.Ama bunun için tüketicinin çok bilinçli olması, arayıp bulması gerekiyor. Bunların çoğaltılması bakanlığın bize vermiş olduğu yetkilere bağlı. Belki bir düzenleme gelirse, bu tarz kullanım gittikçe çoğalmış olur.''
Yabancı gıdada kimyasal fazla
Müşteri öncelikle aldığı ürünün ne kadar sağlıklı olduğuna, besin değeriyle beraber, onun GDO’lu olup olmadığına, içerisinde kimyasallardan ne kadar arındırıldığına bakıyor. Bu oranda da endüstrileşme olarak bakıldığında, ürün ne kadar yabancıysa, o kadar endüstriyel oluyor. İthal ürünler son kullanma tarihlerini de uzun tutuyorlar. Bu durum da ürünün ne kadar tehlikeli ve sağlıksız olduğunu ortaya koyuyor. Yerlide de buna geçen firmalar var ama daha azınlıkta. Yerli ürünü tercih ettiğinizde son kullanma tarihleri daha kısa olacaktır. Daha kısa olması demek, daha az kimyasal olduğu ve daha sağlıklı ürünler olduğu anlamına gelir.
Garanti verilirse yerli üretim çoğalır
- Bu bir kazan kazandır. Siz kazanırsınız, yerli üretici de kazanır. Artık şartlı üretimler çoğalmaya başladı. Üreticiye satın alma garantisi verdiğinizde, o kişi üretim fiyatlarını da ayarlıyor. Bu da yerli markaların çoğalmasına yarar.
Ama ithal ürüne geldiğimizde, yabancılar küçük bir dolar hareketinde veya dünyadaki başka cazip bir ülkeye yatırım söz konusu olduğunda çok rahatlıkla çıkıp gidebiliyorlar.'' dedi.