|

Ekonomide yönetim start-up’ların

Şu anda en çok konuşulan konuların başında Endüstri 4.0 ile 4. Sanayi Devrimi geliyor. Akıllı Şehirler ve Şehir Ekonomileri Komitesi Başkanı Kamil Kılıç, start- up yatırımlarının önemine işaret ederek, yakın gelecekte ekonomi yönetimlerinin onların elinde olacağını savunuyor.

Arzu Kurum
12:07 - 19/08/2020 Çarşamba
Güncelleme: 12:24 - 19/08/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Yakın gelecekte ekonomi yönetimleri start- up'ların elinde olacak.
Yakın gelecekte ekonomi yönetimleri start- up'ların elinde olacak.

Teknoloji ve dijitalleşmenin hayatın her alanında her geçen gün kendisini biraz daha hissettirdiği günümüzde, en çok konuşulan konuların başında ‘Endüstri 4.0 ila 4. Sanayi Devrimi’ geliyor. MÜSİAD Akıllı Şehirler ve Şehir Ekonomileri Komitesi Başkanı Kamil Kılıç, dünya ekonomileri gelişiminin; merkezi hükümetlerden ziyade üretim ve ihracat merkezi şehirlerdeki firmaların belirlediği bir dünyaya gidildiğine işaret ediyor. “Dünya şu anda internet ve sensörler ile veriye ulaşmayı, veriyi toplayarak analiz etmeyi ve yeni iş modellerini geliştirmeye odaklanmış durumda” diyen Kılıç, ile start-up’lar ve akıllı şehirler üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.


ÜLKELER
ŞİRKETLERE VİZYON SUNMALI
Yakın
ve orta vade için öngörüleriniz neler, Türkiye şu an hangi
aşamada?

Ülkeler dünyadaki şirketlere, fikir sahiplerine, start-up firmalara vizyon sunmalı. Çünkü fabrikalarını, ‘dijital tesis’e, şehirlerini ‘akıllı şehirler’e, ekonomisini ‘akıllı ekonomi’ye çevirenler katma değerli ihracatta ve ekonomide öne çıkacak. Start-up sayısı fazla olan, yeteneği şehrine çekebilecek ekosistem firma, olanaklarına sahip olan şehirler dünya ekonomisine, hatta akıl gücü olan şirketlere yön verecek. Bugün dünyaya baktığımızda, 1 milyon nüfusa sahip kente düşen start-up sayısı şöyle: İsrail 214, Singapur 176, ABD 160, İngiltere 122, İspanya 50, B.A.E. 40, Almanya 34, Romanya 24, Güney Kore 20, Polonya 19, Türkiye 16, Güney Afrika 10, Brezilya 8, Rusya 6.

START-UP
SATIN
ALMA DÖNEMİ

Günümüzde dünya şirketleri servetten, sermayeye geçiyor. Dünya ekonomileri Ar-Ge bütçesinden ziyade start-up yatırımı ve şirket satınalma bütçesine yöneldi. Bunun için kurumsal girişim sermayesi fonları kuruyorlar. Fonlara yatırımcı olup start-up’lara, büyüyen şirketlere yatırım yapıyorlar, ya da inovasyon ekosisteminin olduğu şehirlere merkezlerini taşıyorlar.

GİRİŞİMCİLERİMİZ
GÜÇLÜ VE ATAK

Türkiye’de firmalar cirosunun yüzde üçte birini inovasyona ayırıyor, dünya ortalaması ise yüzde onda beşini. Bizim şirketlerin bütçesi az da olsa girişimcilerimiz güçlü ve atak. Türkiye’nin eksiği networking. Yani bir konu hakkında deneyim sahibi ile, o konu hakkında hayali olanı bir araya getirebilmekte gelişmeliyiz. Mesela Polonya’nın inovasyon bütçe payı yüzde 15. Turizmi start-up firmalar için avantaja çevirmişler. Otel, restoranlar start-up’ların şirketlere kendilerini tanıttığı birer alan olmuş. Biz Türkler ise pazarlamaya, müşteri deneyimine daha fazla odaklanıyoruz. Ölçeğe yada değişim ihtiyacı oluştuğunda gaza basamıyoruz, süreçlerimiz rekabetçi değil. Çünkü kurumsal topyekün bir iş modeli ile çözüm ya da pazarlama yapmıyoruz. Her birimiz ayrı birer akıncı gibi hareket ediyoruz.

İSTANBUL’UN
ÖNÜNDE
HİÇBİR ENGEL YOK

Biz aynı zamanda ‘Akıllı Şehirler ve Şehir Ekonomileri’ üzerine vizyon ve konsept geliştiriyoruz. Bir şehrin tercih edilebilmesi için sanayi, eğitim altyapısı yanında insana vaadi şu olmalı; ulaşılabilir şehir, trafiksiz, akıllı şehir olma yolunda hızla ilerleyen, yaşanabilir olması gerekiyor. Londra’daki bir yatırımcı, şirket Avrupa’nın başka bir ülkesine uçakla gidip toplantısını gerçekleştirip akşam evine gelebiliyor. Yada MENA bölgesinde olduğu gibi okul, sağlık, sanat yatırımları ile expatların yaşayabileceği bir kent haline alan şehirler büyük şirketlerin inovasyon merkezlerini çekiyor. Türkiye sanayi yetenekleri gelişmiş, eğitim, ulaşım, sağlık altyapısı iyi olan İstanbul’a 3 saat uzaklıktaki şehirlerini entegre ederek yukarıda bahsettiğim koşulları göz önünde tutarak networking merkezi haline getirir, spor, sanat ve eğlence yatırımları ile daha sosyal bir şehirle expatların yaşayabileceği bir hal alırsa “Startup City” kavramını sunan bölgesel çekim merkezi olması için hiçbir engel yok.

%10’LUK
PAY
HIZLICA ALINMALI
Ülkemizde
bu alanda her yıl ortalama ne kadarlık bir yatırım yapılıyor?
Global pazardan aldığımız pay ne kadar?

Dünyada kitle fonlama, girişim sermayesi, özel fonlar ve kurumsal girişim sermayesi fonlarının toplamı yaklaşık 400 milyar dolar civarında. Türkiye’nin bu pastadan dünya ticaretinde sahip olduğu oran yüzde 1-1.5 arasında. Bu oran şu an için Türkiye’de birleşme ve satın almalar hariç yıllık 400 milyon dolar civarında. Bu rakamı 10 katına hızlıca çıkarmamız gerekiyor. Türkiye’de şu an SPK izinli 45 girişim sermayesi yatırım fonu, 20 portföy şirketi tarafından yönetilmektedir.

10
YILDA 10 BİN
FON YÖNETEN ÜLKE
HALİNE GELMELİYİZ
Derneğinizin
kuruluş amacı nedir?

Girişim Sermayesi Fonları’nı yönetenler olarak bir araya gelerek Girişim Sermayesi Fonları Derneği’ni (GİSED) kurduk. Yurt dışında bulunan 80 Girişim Sermayesi Derneği ile iletişim içindeyiz. Türkiye için serveti sermayeye çevirmek, Sermaye Piyasaları Kurulu’nun denetimi ve izni ile girişimlere kurumsal bir sistem içinde yatırım yapmak yeni olmasına rağmen hızla büyüyor ve gelişiyor. Türkiye’yi 10 yıl içinde bin adet girişim sermayesi, özel fon veya kurumsal fona ev sahibi yaparak, 10 bin adet fon yöneten uluslararası iş geliştiren profesyonelin yaşadığı bir ülke haline getirmeliyiz.

#Türkiye Ekonomisi
#Start-up
#Networking Merkezi
4 yıl önce