- NO1Öğretmen ve şair Mehmet Âkif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da dünyaya geldi. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova doğumlu, Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'dir. Babası, ona ebced hesabıyla doğum tarihini ifade eden Ragîf adını verdi. Fakat telaffuzu zor geldiğinden arkadaşları ve annesi ona Âkif ismiyle seslendi, zamanla bu ismi benimsedi.
- NO2Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katıldı. Kazanan güfteye 500 liralık para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey tarafından ulusal marş yarışmasına katılmaya ikna etti.
- NO3O güne kadar gönderilen şiirlerin hiçbiri yeterli bulunmamıştı ve en güzel şiiri Mehmet Âkif'in yazacağı kanısı mecliste hâkimdi. Mehmet Âkif'in yarışmaya katılmayı kabul etmesi üzerine kimi şairler şiirlerini yarışmadan çekti. Ve Âkif, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na hitap ettiği şiirini yarışmaya koydu.
- NO4Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Âkif'in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla kabul edildi. Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi ise dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver oldu. Şairin orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı.
- NO5Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.45'te ulusal marş olarak kabul edildi. Âkif, ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar'ül Mesai vakfına bağışladı.
- NO6Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmişti. Bu kez şiirin bestelenmesi için ikinci bir yarışma düzenlemişti. 1924 yılında Ankara'da yapılan bu yarışmaya 24 besteci katılmış ve aralarından Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi kabul edilmişti.
- NO7Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yaptı.
- NO8Mehmet Âkif Ersoy
- NO9Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelendi. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin örneğin Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak mısrası ezgili okunduğunda şafaklarda sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür, esas sebebi de budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde günümüzde İstiklâl Marşı olarak söylenmekte.
- NO10(Mehmet Akif Ersoy Müze Evi, Mehmet Akif Ersoy'un Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'da ikamet ettiği ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini yazdığı müzeye dönüştürülmüş Ankara'daki evi.)
- NO11Safahat (1911) - 44 manzume içerir. Siyasal olaylar, mistik duygular, dünyevi görevlerden bahsedilir.
- NO12Süleymaniye Kürsüsünde (1912) - Süleymaniye Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim'in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder.
- NO13Hatıralar (1917) - Âkif'in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah'a yakarışını içerir.
- NO14Hakkın Sesleri (1913) - Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir.
- NO15Asım (1924) - Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir.
- NO16Fatih Kürsüsünde (1914) - Fatih Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, vaizin uzun konuşması ile devam eder.
- NO17Gölgeler (1933) - 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Her biri, yazıldıkları dönemin izlerini taşır.
- NO18Safahat (Toplu Basım) (ilki 1943) - 6 Safahatını bir araya getirir.