Libya’da Hafter’in işlediği insanlık suçları BM tarafından tek tek kayıt altına alınırken, ne bu kayıtlardan ne de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaktan endişe eden Hafter, hedefine Türkiye’yi oturttu. Türkiye’nin Libya’dan çıkması halinde işlediği suçlardan hesap sorulmayacağını düşünen Hafter’in, BM Libya Destek Misyonu Başkanı Jan Kubis ile Bingazi’de mart sonunda yaptığı görüşmede Türkiye’nin Libya’dan ayrılmasını istediği ve bu yönde baskı kurmaya çalıştığı bildirildi. Hafter’in destekçisi ülkeler nezdinde de Türkiye karşıtı lobi faaliyetlerini yoğunlaştırdığı öğrenildi. Son dönemde AB ülkelerinden Libya’ya artan ziyaretlerde de yabancı askerlerin ülkeden çıkarılması konusu da gerek görüşmelerde gerekse yapılan açıklamalarda en çok üzerinde durulan konu oldu.
KÖŞEYE SIKIŞTI
Libya’da karışıklığı bitirmek üzere görevi devralan yeni hükümet Türkiye ile birlikte çalışacağını uluslararası kamuoyuna deklare etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe’yi kabulünde “Bundan böyle önceliğimiz Milli Birlik Hükümeti’nin yetkisinin ve egemenliğinin ülke sathına teşmil edilmesidir” demişti. Hafter, Libya’da Milli Birlik Hükümeti’nin görevi devralmasıyla birlikte hakkında yürütülen soruşturmalar arttı, halkın desteğini kaybetti, köşeye sıkıştı. Libya’da Askeri Eğitim, İş Birliği ve Danışmanlık Anlaşması kapsamında Türkiye’nin desteğiyle hayatın normal seyrine döndüğünü anımsatan kaynaklar, sahada dengelerin değiştiğini, Hafter’in Milli Birlik Hükümeti’nin ve Libya halkının gözünden düştüğünü, etkinliğini kaybettiğini bildirdi. Hafter’in bu çabaları “son çırpınışları” ve işlediği suçlara karşı “gündem değiştirme çabası” olarak değerlendiriliyor.
Tüm suçlar kayıt altında
Libya’da, Hafter’in işlediği insanlık suçlarına karşı çok sayıda dava açılıyor, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve BM nezdinde yapılan bildirimlerle yaşanan acılar kayıt altına alınıyor. Şu ana kadar Hafter’in işlediği suçlara ilişkin tespit ve girişimler şöyle:
-2017’de Ganfouda kuşatması sırasında akrabalarının öldürüldüğünü beyan eden 2 aile, Hafter aleyhine ABD’de dava açtı. Daha önce Libya’nın doğusunda yapılan yargısız infazlar ve işkenceler nedeniyle de benzer davalar açılmıştı.
-Hafter’in Libyalı vatandaşları kimliklerine göre kaçırdığı ve kasten öldürdüğü Milli Birlik Hükümeti yetkililerince yapılan soruşturmalarla açığa çıkarıldı.
-Hafter milislerinin çocukları kaçırdığı, kayıp olaylarının sıradan hale geldiği, kayıp birçok kişinin hala bulunamadığı, kaçırılan çocukların 107’nci Milis Birliği saflarında savaşmaya zorlandığı Libyalı ailelerle yapılan görüşmelerde tespit edildi.
-Hafter işgali altındaki bölgelerde çok sayıda toplu mezar tespit edilerek kayıtlara geçirildi.
