|

Cesaretimi okuruma borçluyum

Bugün 80 yaşında olan yazar Adalet Ağaoğlu yazdığı romanlarla Türkiye’nin yakın tarihine ayna tuttu. Tarih Vakfı’nda kendi adına düzenlenen özel etkinlikte konuşan Ağaoğlu, “Yazdığım romanlar hep cesur bulundu. Şuna inanmanızı isterim ki ben bu cesaretimi doğrudan doğruya okurumdan aldım” dedi.

Ayşe Olgun
04:00 - 16/12/2018 Pazar
Güncelleme: 11:59 - 17/12/2018 Pazartesi
Yeni Şafak
Yazar Adalet Ağaoğlu
Yazar Adalet Ağaoğlu

Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Hayır, Bir Düğün Gecesi… Bugün 80 yaşında olan Türk edebiyatının usta yazarlarından Adalet Ağaoğlu’nun kaleme aldığı romanlardan sadece bir kaçı. Ağaoğlu’nun romanları da yaşadıkları da aslında ülkemizin 80 yıllık hikayesi. Geçtiğimiz ay Sefa Kaplan’ın yayıma hazırladığı Adalet Ağaoğlu-Okurunun Yazarı kitabı Everest Yayınları arasından yeniden okurla buluştu. Kitap bir okurun gözünden Adalet Ağaoğlu romanlarını anlatıyor. Dün ise Tarih Vakfı “Adalet Ağaoğlu Edebiyatına Çok Disiplinlilik ve Türkiye Çalışmaları Üzerinden Yaklaşmak” başlıklı özel bir etkinlik düzenledi. Türkiye’nin yakın tarihini Ağaoğlu’nun romanları üzerinden ele alan 10 akademisyenin sunduğu tebliğler daha sonra Tarih Vakfı tarafından kitap olarak okurla buluşacak. Yazdıklarıyla Türkiye’nin 1930’lardan bu yana uzanan tarihini yorumlayan ve sosyo-politik yaşama katkı sunan Adalet Ağaoğlu etkinliğin açılış konuşmasında yazdığı tiyatro ve romanlardan dolayı bir dönemin yasaklı yazarları arasına girdiğini, 12 Eylül sonrası romanları yüzünden işini kaybettiğini belirterek şunu söyledi: “Yazdığım romanlar hep cesur bulundu. Şuna inanmanızı isterim ki ben bu cesaretimi doğrudan doğruya okurumdan aldım. Eğer okur bana sahip çıkmasaydı ben gerçekten yoktum; her zaman okuruma çok şey borçluyum, her zaman okuruma değer olmaya çalıştım. Başka hiçbir şeye borcum yok.”

TİYATROM YASAKLANINCA ROMANCI OLDUM

Romandan önce tiyatro yazmaya başladığını söyleyen Ağaoğlu, “Aslında Ankaralı bir yazarım, Ankara’da yaşıyor ve çalışıyorum. İlk başta tiyatrolar yazdım ve o yıllarda bir oyunum devlet tiyatrosunda oynuyordu ki 12 Mart yaşandı. Benim oyunum yasaklandı. İlk başıma gelen şaşkınlık bu oldu. Meğer bu hiçbir şeymiş. Bu sefer roman yazmaya başladım çünkü şunu farkettim ki tiyatro oyunları ancak sahnelenince yaşıyor yani kitap olarak değil. ‘En iyisi roman yazayım’ dedim ve Ölümüne Yatmak romanını yazdım yani benim içgüdümle oldu. Baktım bu roman hafifçe bir yankı uyandırdı ve insanlar bana ‘ne kadar cesursun romanlarını yazarken’ demeye başladılar. Şunu fark ettim ki benim çocuğum yok. Çünkü o zaman başıma bir şey gelirse ona kim bakacak diye düşünürdüm yani benim bu cesaretim boşuna bir cesaret değil.”

ANKARA’DA OKUR YAZAR KALMADI

12 Eylül darbesinden sonra eşinin de kendisinin de işini kaybettiklerini ve Ankara’da işsiz kalınca İstanbul’a taşındıklarını anlatan Ağaoğlu o dönemle ilgili şu tespiti de yapıyor: “YÖK kanunu çıkınca bütün hocalar üniversitelerden istifa etti ve orayı terk ettiler. Ankara’da okur yazar kimse kalmadı. Biz de eşimle İstanbul’a taşındık. Kitaplarım yasaklanmış elim boynumda çaresiz kalmışken bir gün telefonum çaldı açtım baktım çok sevdiğim İlhan Tekeli telefonda.” Bu telefon görüşmesinden sonra Tarih Vakfı’nı kurmak için otobüse atlayıp Ankara’ya giden Adalet Ağaoğlu, İlhan Tekeli’nin 11 yıl başkanlığını yaptığı kurumda hedeflerinin yarının tarihini yazmak olarak belirlediklerini dile getirdi.Eşi Halim Ağaoğlu’nun da her zaman kendisine yardımcı olduğunu söyleyen Ağaoğlu, “Eşimin ön görüsünden her zaman faydalandım ve galiba eşim benden çok yazarlığımı sevdi ve her zaman yazarlığıma destek verdi.”

#Adalet Ağaoğlu
#Tarih Vakfı
5 yıl önce