|
AİHM'nin günah dosyası
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi adı üstünde bir insan hakları mahkemesi. Yani kendi yetkisini kabul eden ülkelerdeki insan hakları ihlalinin son şikayet mercii. İnsanlar kendi ülkelerinde herhangi bir sebeple hukuk alanında tıkandıklarında onun kapısını çalıyorlar. Türkiye Özal döneminde AİHM'ye bireysel başvuru yolunu açtığından beri kapısı mağdurlar tarafından birçok kere çalındı ve mahkeme de gerçekten ihlal edilen hakkın tazmini yönünde karar verdi.

Özellikle bir konuda mahkemenin tavrı kendi misyonuyla çelişir gözüküyor:

Başörtüsü konusu.

Mahkeme, hem başörtülü iki öğrencinin başvurusunda hem de RP davasında başörtüsü yasağını onaylayan bir tavır aldı.

Mahkemenin başörtülü iki öğrencinin başvurusunu reddeden kararı Türkiye'deki başörtüsü yasakçısı çevreler tarafından yasağı evrensel normlar planında meşrulaştıran bir unsur olarak değerlendiriliyordu.

Mahkemenin beklenenin aksine RP'nin kapatılmasını onaylayan kararında Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü gerekçesini kabule değer bulması yasakçı zihniyeti besleyen ikinci "evrensel norm" gibi sunuldu.

Yasakçı zihniyet özellikle başörtüsü yasağını uygularken biraz da utanıyordu. Bu yasağın hemen hiç siyasi tabanı yoktu. Yasak YÖK'ün zoruyla ve yargının özel tavrıyla besleniyordu. Siyaset yasağı kaldırma arayışındaydı.

Yasakçı zihniyet Avrupa ülkelerinde devreye konan her başörtüsü yasağı uygulamasını kendi meşruiyetleri için eşsiz bir kanıt gibi sunuyorladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin RP ile ilgili kararında başörtüsü yasağını meşru gören tavrı Türkiye'de başörtüsü alanındaki insan hakları ihlallerinde meşrulaştırıcı yeni bir gerekçe oldu.

Nitekim Yargıtay Başkanı Sabih Kanadoğlu'nun, AK Parti'nin başörtülü kurucu üyelerinin ihracı ve partiye ihtar verilmesi için harekete geçmesi, bizzat başsavcının girişiminde AİHM'nin kararına atfen gerçekleşmiştir.

Peşinden gene AİHM'nin kararı gerekçe gösterilerek bugüne kadar başörtüsü yasağı uygulanmayan uluslararası ilişkileri yoğun, özgürlük ufku geniş kimi üniversitelerde bile yasak gündeme getirilmiştir.

Toplumda gene AİHM kararı gerekçe gösterilerek ve çok daha geniş "kamusal alan" tarifi yapılarak başörtüsü yasağının Tunus örneğinde olduğu gibi genişleyeceği tedirginliği oluşmuştur.

AİHM kararının başlıca sonuçları şunlardır:

1- Bu karar Türkiye'de hakim iradenin insanların kılık kıyafet, öğrenim, inanç özgürlüğü ve siyasi haklarında daha çok kısıtlamalarda bulunmasını gündeme getirmiştir.

2- Karar Türkiye'de inanç özgürlüğü alanında zaten var olan toplum yönetim gerilimini artırıcı bir etki yapmaktadır.

3- Yine karar AİHM'nin İslam'la ilgili bir insan hakkı söz konusu olduğunda duyarsız, hatta karşıt duyarlılıkta olduğu intibaını vermiştir.

Soru şudur: AİHM bir Müslüman bayanın başörtüsü ile kamusal alanda yer almasını, hatta kamusal alandan hizmet almasını bir "insan hakkı" olarak görmekte midir yoksa görmemekte midir?

Türkiye'de yasakçı zihniyetin böyle bir "insan hakkı"nı kabul etmediğini biliyoruz. AİHM de bu dar alanda sıkışıp kalmış mıdır?

AİHM yetkilileri RP kararından önce Ankara'yı ziyaret etmiş ve kimi hassasiyetlere muttali olmuştur. Acaba o görüşmelerde Ankara ile Avrupa arasında bir fundemantalizm paslaşması vuku bulup başörtüsü de onun kurbanı mı olmuştur?

En masum değerlendirmede AİHM'nin Türkiye'deki başörtüsü yasağı dramını yeterince idrak edemediği hususu üzerinde durulabilir. Türk kadınının başörtüsüyle ilişkisi, başörtüsünün eğitim çağındaki kız çocuklarının okuma yolunu açtığı gerçeği, başörtüsü yasağının hem kız çocuklarının eğitim yolunu tıkayacağı, hem de onları gerek aile gerek eğitimcilerin baskılarına maruz bırakacağı hususları AİHM'nin yasağı onaylarken gözönünde bulundurmadığı açıktır. AİHM bir bakıma yasakçı zihniyetin eline bir kırbaç vermiştir. Bir "insan hakları" mahkemesinin misyonu tam da bu mudur?

Belki AİHM'nin işleyiş prosedürü dışındadır ama Ankara'ya gelip RP kararından önce kimi görüşmeler yapabiliyorlarsa şu söyleyeceğim şeyi de yapabilirler sanıyorum. Şunu, yani Fatma Zehra Uslu'nun ve arkadaşlarının hikayesini... Üniversite sınavında Türkiye 6'ncısı ama başörtülü oldukları gerekçesiyle derslerine girmeyen Milli Güvenlik hocası not vermediği için mezun olamayan çocukların hikayesi...

Bundan böyle her başörtüsü acısında biz, bu ülkenin insanları üzerimizde "insan hakları" na nanik yapan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kırbaç şakırtısını da duyacağız. Ortada bir insan hakları günahı var ve onun için tevbe etmek AİHM'ye düşüyor.
#AHİM
#Başörtüsü
#Refah Partisi
#Günah dosyası
23 yıl önce
AİHM'nin günah dosyası
Kendi milletinden nefret ederken…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir