Bir ülke parasının gücü nerden gelir?

04:0013/03/2019, Çarşamba
G: 13/03/2019, Çarşamba
Ahmet Ulusoy

Bütün piyasa aktörlerinin (üretici, tüketici, komisyoncu ve diğer) günlük yaşamlarında aklının bir ucunda kurlar vardır.Kur hareketine göre ekonomiyle ilgili bilgi sahibi olacaklarını ya da davranışlarını şekillendireceklerini düşünürler.Özellikle Türkiye gibi gelişen piyasalarda kurlar oynak olduğundan, piyasa aktörleri adeta kurlarla yatıp kalkarlar.Yani önemli ölçüde güçlüyabancı para değerine endeksli bir hayatsürdürürler.Çünkü kurlar ithalatı etkiler, ihracatı etkiler, borsayı etkiler, yatırımı

Bütün piyasa aktörlerinin (üretici, tüketici, komisyoncu ve diğer) günlük yaşamlarında aklının bir ucunda kurlar vardır.

Kur hareketine göre ekonomiyle ilgili bilgi sahibi olacaklarını ya da davranışlarını şekillendireceklerini düşünürler.



Özellikle Türkiye gibi gelişen piyasalarda kurlar oynak olduğundan, piyasa aktörleri adeta kurlarla yatıp kalkarlar.

Yani önemli ölçüde güçlü
yabancı para değerine endeksli bir hayat
sürdürürler.

Çünkü kurlar ithalatı etkiler, ihracatı etkiler, borsayı etkiler, yatırımı etkiler, fiyatları etkiler, borçları etkiler ve hatta bütün ekonomik değişkenleri etkiler.

Aynı etkileşim Avrupa ya da ABD’de yaşayan piyasa aktörleri için söz konusu değildir.

Nedeni ise bu ülke paralarının değerinin istikrarlı oluşudur.

**

Türkiye gibi esnek kur sistemini benimsemiş çok sayıda ülkede, ulusal paraların değeri (pariteler) döviz piyasasındaki arz ve talebe göre belirlenmektedir.

Kurlarda istenmeyen dalgalanmalar söz konusu olduğunda, merkez bankaları doğrudan (piyasadan dolar alıp satarak) ya da dolaylı (faizleri değiştirerek) olarak kurlara müdahale etmektedir.

Serbest döviz piyasalarında talebi artan paranın değeri yükselir, aksi durumda azalır.

Bir ülke parasının talebinin artması o ülkenin g
üçlü ekonomi
olmasıyla doğrudan alakalıdır.

Dış ticaret fazlası veren, istikrarlı ekonomik yapı nedeniyle yabancı yatırımları çeken, nispeten yüksek faiz getirisi garanti eden, kârlı reel yatırım potansiyeli taşıyan ülkelerin paralarına olan talep artar, paralarının değeri yükselir.

**

Açıkçası ABD Doları’nın ya da AB eurosunun istikrarlı olmasının arkasında güçlü ekonomilerin olması yatmaktadır.

Güçlenen bir ekonomide aynı zamanda para birimi de güçlenir ve bu para birimi elinde tutanlara güven verir.

Güçlü bir ekonomi uzun vadede
üretken ve rekabetçi bir ekonomi
demektir.

**

Güçlü ekonominin en önemli göstergelerinden birisi
ekonomik büyüme
oranlarının yüksekliğidir. Bu, ekonomide
üretim artışı
demektir.

Yüksek büyüme kişi başına gelir artışı, daha verimli bir ekonomik yapı ve toplumun daha yüksek harcama potansiyeline ulaşması anlamına da gelir.

Aslında bu noktada,
güçlü bir ekonomik büyümenin
nasıl ortaya çıktığı (kaynağı) ile
para biriminin değeri
arasında da bir ilişki olduğunu söylemeliyiz.
Eğer büyüme;
ihracatın yol açtığı artan üretkenlik nedeniyle ortaya çıkmışsa
, ülkenin para birimi
daha iyi performans
gösterir.
Buna karşılık,
büyüme iç tüketim tarafından yönlendirilmiş ve ithalata bağımlı
ise daha
zayıf bir para birimine
yol açması kaçınılmaz.
Güçlü ekonomi için bir başka önemli gösterge de
düşük düzeyde ve istikrarlı bir enflasyondur.
Güçlü ekonominin diğer göstergeleri ise;
düşük işsizlik, yükselen verimlilik, artan yatırımlar, kamu borç yükünün düşmesi, tüketici ve iş dünyası güveninin yüksekliği
şeklinde sıralanabilir.

**

Ekonomik büyüme, politik istikrar ve döviz kuru istikrarı yerli ve yabancı
yatırımcıları teşvik
edecek en önemli faktörler arasında yer almaktadır.
Yatırımcıların daha çok
dolar ve euro tasarruf
ettiklerini, çünkü bu para birimlerinin
güçlü ve istikrarlı bir ekonomik performansa bağlı
olarak değerlerini koruduklarını, bilmekteyiz.
Buna karşılık,
zayıf ekonomik performans
geçmişine sahip, değişken enflasyon yaşayan ekonomilerde
para biriminin hızlı değişebileceği beklentisi
hâkimdir.

İç piyasada ya da aynı gruptaki (gelişen ülkeler) diğer ülkelerde ortaya çıkacak bir olumsuz gelişme ulusal paradan kaçışı hızlandırıp, ülke parasının değerini hızla düşürecektir.

Geçmişte yaşanılan
ekonomik krizlerin
arkasında büyük ölçüde bu süreç sahne almıştır.

**

Kısa vadede, bir ekonomideki nispeten yüksek büyüme oranları karşısında merkez bankaları faiz oranlarını yükselterek potansiyel enflasyonist baskıları önlemeye çalışır.

Yükselen faizler nedeniyle yabancılar daha iyi getiri elde etmek için tasarruflarını o ülkede değerlendirir (portföy yatırımı ya da sıcak para).

Bu gelişme döviz kurunda bir değerlenmeye neden olur.

Bu sürecin yansımaları gelişen ve gelişmiş piyasalar için farklı sonuçlara neden olabilir.

Örneğin, TCMB’nin artan kurlar ve enflasyon nedeniyle yükselttiği faiz oranları yabancı sermaye girişi yerine, istikrarsızlık algısına neden olduğundan, daha çok çıkışını desteklemiştir.

Oysa son dönemde Fed’in faiz oranlarını yükseltmesi ABD dolarının güçlenmesine neden olmuştur.

**

2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizle
ABD ekonomisi de zayıflamıştır
. Fakat
nispi güvenilirliği
yüksek olduğu için gelişen piyasalardan
tasarruflar ABD piyasalarına
yönelmiştir. Bu da
güçsüz ekonomik süreç yaşanmasına rağmen parasının değerlenmesine yol açmıştır.
Yani
sadece ekonomik güç değil,
bazı
konjonktürel gelişmeler de
paranın değerlenmesine neden alabilir.

Şöyle ki, 2009 yılında ABD’de GSYH düştü, faiz oranları yüzde 0.5 e kadar indi, işsizlik arttı, birçok ekonomik gösterge bozuldu. Buna rağmen doların değeri arttı.

**

Burada dolarla ilgili belirtilmesi gereken başka gerçekler de var. Bütün dünya merkez bankalarındaki rezerv paranın yüzde 62’si dolar cinsinden tutulmaktadır.

Dünya üzerinde basılan dolar banknotların yüzde 65’i ABD dışında işlem görmektedir.

ABD sadece 2018 yılında çoğunluğu 14 cente mal ettiği 100 dolarlardan oluşan 65,3 milyar dolar para ihraç etmiştir.

Amerikan menşeli olmayan bankaların yabancı para cinsinden 27 trilyon dolar olan uluslararası yükümlülüklerinin 18 trilyon doları ABD Doları cinsinden.

Yani ABD dolarının dünya üzerindeki hegemonik gücü devam etmektedir. Ekonomik performansı zayıfladığında bile istisnai olarak parası güçlü olabilir. Bunun nedeni ülke parasına uluslararası toplumun nispi güveni ve o paranın
rezerv para
olarak kullanılmasıdır.

Bu noktaya gelinmesinde ise hiç şüphesiz dünya üretiminin yüzde 20’den fazlasını tek başına ABD’nin yapması gerçeği vardır.

**

Özetlersek: Bir ülke parasını güçlü yapan o ülkenin ekonomik gücüdür.

Üretim, istikrar, ihracat, istihdam, verimlilik ve siyasi istikrar
ülke parasının değerini belirleyen
başlıca
ekonomik güç göstergeleridir.
Güçlü bir TL isteniyorsa;
ekonomik performansı güçlendirmemiz (
dış dünyada TL’ye talebinin artırılması
-dış ticaret fazlası verilmesi ve yabancı sermaye girişi), siyasi ve ekonomik istikrarı sürdürülebilir kılmamız gerektiği açıktır.
#Piyasa
#Para
#Serbest döviz
#Pariteler