|
MGK bildirisindeki “Paralel” vurgusu ve Reyhanlı ihaneti
Son günlerde bir tartışmadır aldı başını gidiyor: Suriye ile savaşa girecek miyiz? Açıkçası sıcak bir savaş olmasa dahi ben Türkiye'nin “one minute” çıkışından bu yana iç ve dışta birçok cephede savaştığını düşünüyorum. Üstelik, bu savaşın “adı ve düşmanı görünür olmadığından” bu savaşı -şehitlerimizden özür dileyerek- Kurtuluş Savaşı'ndan daha ehemmiyetli buluyorum, zira Kurtuluş Savaşı bir “koruma” savaşıydı ancak son yıllarda Türkiye'nin verdiği savaş “yeniden dirilme savaşıdır” diye düşünüyorum.

Suriye ile savaşa girme mevzusu 4 saat süren MGK toplantısında ele alındı. Toplantıdan çıkan kararlar özetle şu şekilde:

“Güney komşularımızdan Suriye'de cereyan eden hadiseler etraflıca değerlendirilmiş, muhtemel tehditler ele alınmış, sınırlarımızda alınan ilave güvenlik tedbirleri üzerinde durulmuştur. Bölgede yaşayan sivil halkı hedef alan terör saldırıları ile bölgenin demografik yapısının değiştirilmesine yönelik eylemlerden duyulan endişe dile getirilmiştir. Uluslararası kamuoyunun bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sürdürdüğü duyarsız tutumuna dikkat çekilerek, ülkemize sığınan insanların mağduriyetinin giderilmesi için bugüne kadar yapılan insani çalışmaların kararlılıkla devam ettirileceği ifade edilmiştir.”

MGK toplantısında benim çok mühim bulduğum bir vurgu daha vardı:

“Milli güvenliğimizi tehdit eden, başta Paralel Devlet Yapılanması olmak üzere, tüm yasadışı oluşumlara karşı yürütülen mücadeleye kararlılıkla devam edileceği bir kez daha dile getirilmiştir."

Bence toplantıdaki mühim ve kilit nokta burası, Suriye'deki gelişmelerin ele alındığı toplantıdaki “Paralel Devlet Yapılanması” ile ilgili bölüm. Neden mi, izah edeyim?

Geçtiğimiz günlerde HaberTürk gazetesinde “Reyhanlı Tutanakları” başlıklı bir haber yayımlandı. Haberin içeriği, Suriye gelişmelerinin Türkiye'ye verdiği rahatsızlıkların Reyhanlı katliamı bölümünün Paralel Yapı'nın adamlarınca sağlandığını ortaya koyuyor.

Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde 11 Mayıs 2013'te yaşanan bombalı saldırıda 53 kişi hayatını kaybederken, 200 kişi de yaralanmıştı. Habere göre; Suriye istihbaratıyla irtibatlı Murat Özdeş, Yusuf Nazik ve Nasır Eskiocak'ın da dahil olduğu eylem planlamalarına ilişkin MİT, saldırıdan 1 gün öncesine kadar Emniyet'e 13 uyarı notu göndermiş. İlgili savcıyla görüşülmüş, Emniyet'le koordinasyon sağlanmış. Ancak, ihbarla ilgili önlem alması için Emniyet Müdürü ikna edilememiş. Savcı Özcan Şişman ise bombalı saldırı konusunda tekraren yapılan uyarı üzerine, “Kaygılarınızda haklı olmakla birlikte, Teşkilat'ın konu hakkında üzerine düşen görevleri yerine getirdiğinin gözlendiğini, bundan sonraki aşamanın Emniyet'in sorumluluğunda olduğunu” belirtmekle yetinmiş. Tüm bu görevi bile isteye yerine getirmeme sonrasında da olan oldu zaten ve 53 kişi bir terör saldırısında hayatını kaybetti.

Dönelim MGK toplantısından çıkan Suriye ve Paralel Yapı ile mücadele kararına…

Gözlerini ihanet bürümüş, bundan müteşekkil Suriye kaynaklı terör saldırılarına göz yumabilen, görevini kötüye kullanan, ihanetin nirvanasından gezinen devlet içinde “güvenlik” ile ilgili görevlerde konumlanmış bir takım isimlerle savaş halindeki Türkiye'nin, Suriye konusundaki adımları yanında Paralel Yapı ile ilgili adımlar atmak elzemdir. Zira, bu ülkeyi sırtından hançerlerken zerre rahatsızlık duymayan bir yapının, Türkiye yönünü Suriye'ye döndüğünde Türkiye'nin sırtına kaç hançer saplayacağı, yaptıkları yapacaklarının garantisidir kaidesince ortadadır.

Daha geçtiğimiz günlerde, Türkiye büyük bir iftira komplosuyla DAEŞ ile ilişkilendirmeye çalışılırken, YPG Sözcüsü Halil dahi, saldırganların Türkiye'den girdiğine dair bir suçlamaları olmadığını, DAEŞ militanlarının ilçeye batı ve güneyden sızdıklarını ifade etmişken, Paralel Yapı'nın İngilizce yayımlanan gazetesinde, “DAEŞ ve Türkiye ortaklığı” manşeti atılıyorsa, bu haberin kaynağı Suriye resmi devlet televizyonuysa devam eden bir savaşta, hangi cepheye ağırlık verilmesi gerektiği açıktır.

#suriye
#türkiye suriye sınırı
#kobani
#ışid
9 yıl önce
MGK bildirisindeki “Paralel” vurgusu ve Reyhanlı ihaneti
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi