|
Çılgın bir 'kaos' dünyasına doğru...
Not: Bu yazı, olaylar devam ederken üç saat boyunca yazıldı… Paragraflar arasındaki anlam kopuklukları için şimdiden özür dilerim.
Cengiz Çandar
.

Dünyanın 'çılgın' bir dünyaya dönüştü.New York saatiyle sabah, mesai başlangıcı saatinde 18 dakika arayla World Trade Center (Dünya Ticaret Merkezi) adıyla, Twin Towers (İkiz Kuleler) sıfatıyla bilinen 110 ve 107 katlı iki dev binaya, iki uçak 'intihar saldırısı'yla çarptı. Bir süre sonra, yeni uygarlığın simgesi 'ikiz dev' çöktü, yerlerinde yeller esiyor…

Müthiş bir olay… Bir apocalypse (kıyamet günü) manzarası. Manhattan, dünya şehri New York'un merkezindeki koca bir ada. Amerikan İmparatorluğu'nun simgesi olan, 'gökdelenler ormanı'nın şehri New York, büyük ölçüde Manhattan demektir. Dünya Ticaret Merkezi, Manhattan Adası'nın güneyinde, dünyanın finans kalbi Wall Street'in yanıbaşındadır. Manhattan Adası'nın güney burnundaki Dünya Ticaret Merkezi'nin batısında New Jersey eyaleti toprakları başlar; doğusunda Brooklyn uzanır, tam karşısında ise büyük Staten Adası… Küçük uçak ve helikopterlerden oluşan hava trafiği, İstanbul'un Sirkeci-Karaköy rıhtımı arasındaki deniz trafiği kadar sıktır.

Böyle bir olay, 'süperdevlet'in adeta yüreğine bıçak saplamaya cüret etmek gibi bir durum. Buna kim cesaret edebilir? Niçin cesaret edebilir? Böylesine 'spektaküler' bir eylem nasıl becerilebilir, niçin yapılabilir?

Bu satırları kaleme alırken, televizyon ekranlarından Washington'da Pentagon binasından bir patlama sonucu yükselen dumanları görüyoruz…

Bu görüntülerle birlikte, sadece 'süperdevlet'in yüreğine bıçak saplamanın ötesine geçip, 'süperdevlet'in 'kafasına çekiçle vurmak' cüretiyle karşı karşıyayız.

Evet, televizyonlardaki 'canlı yayın'la birlikte yazıya devam ediyoruz. Şu sırada, Washington'daki Kongre binasından patlama haberleri geldi. Bu arada, Amerikan Dışişleri Bakanlığı önünde patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak ettiği bildirildi.

Devam ediyoruz, ekrandaki görüntülerde bir uçak Beyaz Saray'a doğru düşüyor ve Beyaz Saray'ın 250 metre ötesindeki Washington Mall adlı yeşil alana düşüp, patlıyor…

Amerika'da bir savaşı yönetecek bütün merkezler, adresi belirsiz bir saldırının hedefi halinde, felç durumuna sokuluyor. Dünyanın 'tek süperdevleti' tüm dünyanın gözü önünde aşağılanıyor.

Bu arada, dünyanın dördüncü en yüksek binaları, New York'un simgelerinden İkiz Kuleler çöküyorlar… İnanılmaz manzaralar…

Amerikan hava sahası kapatılıyor. Amerikan semaları uçuşlara kapalı. Dünyanın, iki koca okyanusla diğer bölgelerinden ayrılmış olan, 'en güvenli' ülkesi, şu sırada dünyanın 'en güvensiz ülkesi' halinde.

Ve, karar geliyor: Amerika'da 'savaş alarmı' verildi!

Peki, kime karşı?

Belli değil. Çünkü ortada 'düşman' yok. Amerika, 'adressiz bir düşman'ın amansız saldırısının hedefi. Çaresizlik görüntüsünde.

Amerikan toprakları, tarihinde sadece 1945'te saldırı hedefi olmuştu. Pearl Harbour deniz üssüne Japon uçakları saldırmış ve Amerikan hava kuvvetlerinin bir bölümünü imha etmişlerdi. Bunun üzerine, Amerika, İkinci Dünya Savaşı'na girmişti. Japonya'nın 'savaş davetiyesi' Pearl Harbour baskını ile gelmişti ve Amerika bu 'daveti' kabul etmişti.

Ancak, Pearl Harbour, Amerikan batı kıyılarının beş uçuş saati uzaklığında, Pasifik Okyanusu'nun ortasında, Amerika ile Japonya'nın yarı yolunda idi. O tarihte, zaten bir dünya savaşı vardı.

Peki şimdi?

Amerikan başkenti Washington ve Amerika'daki 'dünya başkenti' New York ve en önemlisi 'Amerikan karar merkezleri', bu kez akıl almaz bir 'baskın' hedefi. Ortada dünya savaşı yok ve 'tek süperdevletli' bir 'uluslararası sistem' var ve bu sistemin lideri, 'adressiz bir saldırı' altında…

Tüm dünya nefeslerini tutmuş bir 'bilim kurgu' filmini, bir 'gerçeklik' olarak seyrediyor. Artık bu dünyada olabilecek hiçbirşeye şaşırmak söz konusu olamayacak.

Hiçbirşeyi şu anda bilmiyoruz ama bundan sonra şu ihtimallerin kuvvetle söz konusu olabileceğini anlayabiliyoruz:

1. Bugüne dek Amerika'nın başını çektiği tüm 'uluslararası güvenlik doktrinleri' çöpe atılmıştır.

2. Amerika'yı bu halde gören bu dünyanın her yerinde, herkesin aklına estiği gibi davranma cesareti bulabileceği bir 'uluslararası kaos' ihtimal dahilindedir.

3. Bu nedenle, dünya artık çok 'tekinsiz', çok 'güvensiz' bir yer haline gelecek; yeni 'uluslararası güvenlik doktrinleri' bu olgunun üzerine oturacaktır. Bir yüzyıldır süren 'Amerikan idealizmi' muhtemelen 'sert ve acımasız Amerika' ile yer değiştirecek, dünya 'daha bunaltıcı' bir yerküreye dönüşebilecektir.

Dünya tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Bundan sonra 'dünya kitabı' açılan bu yeni sayfadan sonra yazılacak… Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Dün New York ve Washington'da gerçekleşen olaylar, dünya tarihine Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Soğuk Savaş'ın sona ermesinden çok daha önemli bir gelişme olarak tarihe kaydedilecek.

Bunun böyle olacağından eminiz… Kayıt düşün: 11 Eylül 2001…
#ABD
#New York
#Dünya Ticaret Merkezi
#Terör saldırıs
23 yıl önce
Çılgın bir 'kaos' dünyasına doğru...
Kara dinlilerle milletin savaşı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...