Canlılığın ve değişimin tablosu Ulu Cami

00:0016/10/2007, Salı
G: 29/08/2019, Perşembe
Davut Dursun

Bir şehre gittiğinizde bu şehrin neresi, hangi yapısı daha çok ilginizi çeker? Bu soruya herkesin farklı cevaplar vereceğinden eminim. Şehir dediğimiz karmaşık yapının her birimizin zihindeki yeri ve algısı farklıdır. Ama yine de şehirlerin kimliğiyle özdeşleşen bazı mekanlar vardır ki nerede ise herkes için bu mekan öncelikle görülmesi, ziyaret edilmesi ve ibret alınması gerekir.Her nedense çok gezen bir toplum değiliz. Oysaki dünyada gezmemiz, eski toplumların yaşadıklarını görmemiz ve ibret almamız

Bir şehre gittiğinizde bu şehrin neresi, hangi yapısı daha çok ilginizi çeker? Bu soruya herkesin farklı cevaplar vereceğinden eminim. Şehir dediğimiz karmaşık yapının her birimizin zihindeki yeri ve algısı farklıdır. Ama yine de şehirlerin kimliğiyle özdeşleşen bazı mekanlar vardır ki nerede ise herkes için bu mekan öncelikle görülmesi, ziyaret edilmesi ve ibret alınması gerekir.

Her nedense çok gezen bir toplum değiliz. Oysaki dünyada gezmemiz, eski toplumların yaşadıklarını görmemiz ve ibret almamız tavsiye edilmiştir.

Gezmeyi bir yana bırakalım içinde yaşadığı şehri tanımayan, o şehrin tarihi eserlerinden bihaber, geçmişi hakkında yeteri bilgisi olmayan pek çok kişi vardır. Bir de insanın yaşadığı mekana karşı zaman içinde oluşan bir körlüğü, ilgisizliği ve yabancılaşması söz konusu oluyor. İçinde doğup büyüdüğümüz, nefesini alıp verdiğimiz şehrin sokakları, caddeleri, tarihi ve anıtsal yapıları her gün temaşa edildiğinden olacaktır ki sıradanlaşmakta ve diğer sıradan yapı ve objelerle aynı şeymiş gibi algılanmaktadır. Mesela İstanbul''da Kapalı Çarşı''da çalışan, hayatı burada geçen bir kişi için buranın herkesi cezbeden özellikleri sıradanlaşıyor. İnsan zamanla çevresine karşı yabancılaşıyor ve birtakım özellikleri artık göremez hale geliyor.

Tarihi İslam şehirlerin en önemli mekanları tartışmasız ulu camiler olsa gerektir. Şehrin kalesi, varsa çevreleyen suru, kervansarayı, imareti, külliyesi, medresesi, hamamı gibi yapıları da elbette önemlidir. Bu yapılar şehrin tarihi kimliğinin oluşmasında önemli yere sahipler. Ancak ulu camii olan şehirlerde yine de öncelik bu ulu camilerde olmalıdır diye düşünürüm.

Bir zaman içinde yaşadığımdan acı tatlı önemli hatıralara sahip olduğum Bursa''yı her ziyaret edişimde muhakkak Ulu Camiye gitme arzusu duyarım. Oysaki Bursa''da ziyaret edilecek pek çok mekan var. Mesela Yeşil Türbe, Emirsultan, Muradiye külliyesi, Tophanedeki Orhan ve Osman Bey türbeleri gibi…

Bursa Ulu Camii''nin mimarisi, sanat bakımından değeri, yapı tekniği, içindeki hatlar, oymalar gibi objelerle ilgili hususlar ayrı bir konudur. Yaşayan bir varlık olarak Ulu Cami''nin anlamı beni kendisine çeken özelliktir. Şimdi restorasyon geçirdiğinden bir telaş ve sıkıntı hissedilse de yine de her zaman olduğu gibi her an her türlü insanla kaynayan bir mekan olarak öne çıkıyor. Hele bayramlarda buraya gelip gidenleri temaşa etmek başlı başına bir huzur ve mutluluk konusudur. Ortasındaki şadırvan buraya özgü farklı bir özelliktir. Şehir dışından gelmiş birinin bu şadırvan başında abdest almasıyla yakaladığı huzurun bedeli olamaz.

Şadırvanın sağ kısmındaki sütünü süsleyen “Men sebere zafere” hadisi şerifinin bende her gidişimde yeniden yaşadığım bir hatırası vardır. Muhtemelen benim gibi buraya ayağı düşen herkes için de ayrı hatıraları söz konusudur. Yıllar önce Uludağ Üniversitesi''nde çalıştığım sırada sıkıntılı bir günün akşamında buraya uğramış, şadırvanda abdest aldıktan sonra namaza durduğumda bu hadisi şerifi fark etmiştim. Oysa ki o güne kadar defalarca buraya gelmiş namaza durmuş, bu levhayı da görmüştüm. Ancak her nedense dikkatimi çekmemişti. O gün yaşadığım sıkıntıdan dolayı birinin beni teskin etmesine, moral ve destek vermesine ihtiyacım vardı. Bunu hala orada asılı duran hat levhası yapmıştı. O günden beri ne zaman buraya gitsem muhakkak şadırvanın sağ tarafından oturur, dinlenir, hadisi tekrar tekrar okur ve anlamı üzerinde düşünmeye çalışırım .

Bayramın ikinci günü Ulu Cami''ye gittiğimde gördüğüm kalabalık beni şaşırttı. Toplumun her kesiminden insan vardı. Özellikle kadınlar, gençler, hatta çocuklar büyük bir heyecan ve mutluluk içinde burayı ziyaret ediyorlardı. Bir yandan namaz kılarken diğer yandan ellerindeki cep telefonu, dijital makine ve kameralarla sürekli fotoğraf çekiyorlardı. Şadırvan ve hat levhaları önünde resim çekmeye çalışanların Bursa''ya dışarıdan gelen ziyaretçiler olduğu açıktı…

Benzer görüntülerin başka şehirlerin ulu camilerinde de yaşandığını tahmin etmek zor değil. Bayramlar sosyal hareketliliği arttırmakta, binlerce insan bayram vesilesiyle mekan değiştirmekte, şehirlerin en önemli mekanları olan ulu camiler yaşanan hareketliliğin ve değişimin canlı bir tablo olarak izleneceği mekanlar olmaktadır.