Tribün kapatma cezası ile başlayalım bu kez de; sahiden bu kararlar "holiganları" mı cezalandırmaya yarıyor yoksa futbolseverleri mi? Böylesine ciddi harcamalarla oluşturulan kadroların ardından, üsteliklLig ilk defa başka ülkelerde de yayınlanmaya başlamışken boş tribünler "marka değeri" ni nasıl etkiler?

Uzun bir aradan sonra Süper Lig'e dönen Göztepe 'makul' transferler yapmış belli. Süper Lig'in gediklilerinden, oluşturduğu iskelet ile ligde kalıcı olmaya uğraşacak. Lakin geçen yıl kadro kurulurken hedef Süper Lig ise planlama ona göre yapılamaz mıydı acaba ? Neden her yükselen takım kadrosunda sonraki sene iki üç oyuncu tutabiliyor? Neyse sorular uzar... Aykut Kocaman, Avrupa maçlarının aksine Topal - Josef ikilisi ile başladı maça. Geçen yıldan farklı olan, yeni transferler ve Alper gibiydi ilk yarıda. Valbuena ve İsla, beklenilenden de daha iyi göründüler. Van Persie ise neredeyse geçtiğimiz yılki aynı yerinde sayıyordu ilk yarıdaki görüntü itibariyle. Zaten Aykut Hoca da bir süre sonra pes etti ve genç Ahmethan'ı dahil etti oyuna. Göztepe'nin sezon boyunca en büyük avantajı, Castro, Sacarione ikilisi olacak gibi, yanlarında da "Donk niyetine Rotman...” Fenerbahçe için iddialı bir cümle kuracak olursak, yeni transferler ne kadar iyi olursa olsun Josef- Topal ikilisi aynı anda sahada olursa, sarı lacivertliler maç kazanır, yarışta olur hatta şampiyon bile olabilirler; lakin "bambaşka bir futbol" oynayamaz. Valbuena'nın aklı ve duran top ustalığının her maç yetmeyeceği aşikar.

İlk yarısı hayli tempolu geçen maçın berabere girilen son bölümünde hata yapan kaybedecekti; daha net açık veren Fenerbahçe olsa da Göztepe galibiyet golünün bulamadı ve puanlar paylaşıldı.