|
Uşaklara Dair…

Bundan tam iki sene önce Yusuf Yazıcı ilk 11 oynamaya başlamış, Abdülkadir Ömür’ü de “vakti yaklaştı artık” diyerek bekliyorken aşağıdaki satırları yazmıştık.

6 senelik yatılı okul hayatımda rahmetli babam beni bir kere ziyarete geldi; o da okul takımının maçı olduğu gün. Geldiğini sahadayken anladım. Saha kenarından “Helal...Bravo...“ gibi övgü nidalarının arasında “Şımarma, çenenle değil ayaklarınla oyna" diye bağıran babamdı. Maçtan sonra da eleştirilerini sürdürdü. Ertesi hafta evci iznine gittiğimde annem, babamın beni çok beğendiğini, hatta benden ayrıldıktan sonra ağladığını söyledi. O maçtan iki sene sonra onu kaybettiğimiz günden beri hayıflanırım; babamın o gün beni seyrettikten sonra bana sarılıp “Aslan oğlum" demediğine…
Ama öyledir be çocuklar. Bizim orada babalar oğullarını övmeye utanırlar, etrafta kimse yoksa bile kendilerinden utanırlar…
Evet, oğullarını övmekten utanan, yermekten ise gurur duyan bir coğrafyanın çocuklarısınız. Ve siz, Trabzonspor forması giydiğiniz sürece hem o şehirdeki hem gönlü orada olup kendisi uzakta binlerce ailenin çocuklarısınız. Biriniz formaya alışmaya başladı diğerinizi sabırsızlıkla bekliyor ahali… En zor aşamasındasınız kariyerinizin. Lütfen “Oldum" demeyin. Yılardır “oldum" deyip, hayatın tadını erken çıkarmaya başlayan arkadaşlarınızın, ağabeylerinizin biriktirdiği yük omuzlarınızda. Şimdi sorsak onlara, onlarca bahane bulurlar yarım kalmış hikayeleri için. Haklı da olabilirler ama bu gerçeği değiştirmiyor: Her ikisini de alt yapılarda seyredenlerin ortak kanaati; “Barış Memiş, Arda Turan'dan daha yetenekliydi…" Sonrasını hepimiz biliyoruz… Saha dışı tavırlarınız, hareketleriniz futbolunuzun hiç değilse 1 sene gerisinde olsun. Alacaklı olun… Şehirden, futboldan, kamuoyundan alacaklı olun, borçlu olmayın. Çünkü borçlu olmaya bir başlarsanız hele de bunu “Ama ben Trabzonluyum" ile kapatmaya kalkarsanız gelmiyor sonu. Ha yine Anadolu takımlarında forma bulur, geçiminizi karşılarsınız ama yazık olur yeteneklerinize. Hep eksiklerinizi arayın. Oyun bir mekanizma ve siz “Tamam ben oldum" dediğiniz gün dışarı atıyor, siz fark etmeden geri götürüyor sizi. Hedefinizi büyük koyun ama bunu kendinize saklayın. O şehrin son 20 senede yetiştirdiği en büyük futbolcu Fatih Tekke ama onun bile hikâyesi yarım bir hikâyedir aslında. Raul'den daha az yetenekli değildi Fatih… Şehrin genlerinde var olan oyuna uygunlukla buraya kadar geldiniz. Daha sert kurayım cümleyi; geldiğiniz nokta sizin başarınız değil, Allah'ın bölge insanına lütfundan ibaret. Bundan sonra yapacaklarınız, üstüne koyacaklarınız sizin olacak. Asıl mücadele şimdi başlıyor, asıl zor olanla bundan sonra karşılaşacaksınız.
Elbette son tahlilde belirleyici olan kısmettir ama siz hiç değilse “şunu da yapsaydım" larınızın sayısını azaltmak zorundasınız.
Yolunuz, bahtınız açık olsun.

Aradan iki sene geçti. Yusuf da Abdülkadir de ilk 11 in değişmez oyuncuları oldular peşlerine yenilerini ekleyerek. İki haftadır Abdülkadir biraz düşüşte. Yusuf’un geçen sene yaşadıklarını yaşıyor Ömür. Yusuf düşmüştü çünkü yeni transferlerle oyun biçimi değişti. Sonra hoca da değişti ve Trabzonspor bir önceki yıldan tamamen farklı bir oyun oynamayı denedi. Ve Yusuf, bu yeni hale hemen ayak uyduramadı. Abdülkadir de arkasında Pereria, yakınında Yusuf’un olmadığı (Ekuban Yusuf gibi kenara gelip üçgenler yapan bir oyuncu değil) bu yeni (ve belki geçici) oyun düzenine hemen ayak uyduramadı. Uyduracaktır… Tıpkı Yusuf gibi türbülansı geçecek ve yine seyrederken gözlerin pasını alacaktır. Böyle dönemler zannedilenin aksine oyuncunun hem futbol aklı hem şahsiyet gelişimi açısından faydalıdır. Yeter ki eleştiriye açık olsunlar ve psikolojik mukavemetleri güçlü olsun. Yenilere gelince 2 sene önce yazdıklarımız onlar için geçerli. Biz eleştireceğiz onlar daha iyi olmak için çalışacaklar. Allah bize yukarıdaki satırları 2-3 senede bir hatırlatmayı nasip etsin inşallah, amin…

#Trabzonspor
#Yusuf Yazıcı
#Abdülkadir Ömür
5 yıl önce
Uşaklara Dair…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?