|
İslamın yeni muhalefet biçimlerine çağrılışı

Osman Baydemir''in "Allaha and olsun ki" diye başlayan ve kimi kez Kur''an ayetleriyle süslenen bir çok konuşmasıyla karşılaşıyoruz.

Ahmet Altan''ın ise İslamın ana ahlaki ilkelerini hatırlatan yazılarına. Altan ateist olarak Müslümanlara Müslümanlığın nasıl daha doğru yaşanabileceğini söylüyor. AK Parti eleştirilerini yaparken dini tutumlara karşı olmadığının altını özellikle çiziyor. Böylece iki yeni söylem geliştiriyor. Birincisi, dindarlık ve siyaset ilişkilerinin nasıl kurgulanması gerektiği hususunu kapsıyor. İkincisi ise Müslümanlığın sadece muhafazakar siyaset tarzıyla beraber düşünülemeyeceği ve pür-popüler liberal taleplerle de bütünleşebileceği....

Sol ve İslamcı cenahtan marjinal bir grup da "sosyal İslam" tezini gündeme getirmekte.

Bütün bunlar, İslam ve siyaset ilişkilerinin yeni gelişmelerle beraber olası boyutlarını gösteriyor.

Hem Baydemir hem de Altan, zaman zaman milliyetçi ve popüler liberal muhalefetlerini din aracılığıyla yapıyorlar. Yine her iki şahsiyet, muhafazakarlık siyasetini eleştirirken dinsel dili de kullanıyorlar. Elbette hem Altan''ın ana siyasal konsepti din değil, hem de Osman Baydemir''in. İslami toplumsal varlığı, daha çok bir muhalefet etme biçimi olarak işlevselleşmesine önem veriyorlar. Dinsel politik işlev, popüler liberalizm ve milliyetçi talepler için yapılandırılıyor . Bunu pratik politik tezahürü ise İslami muhalefet dilinin, muhafazakar siyasete karşı kullanılma arayışıdır.

Bu muhalefet etme biçimi muhafazakarlık siyaseti ile dindarlık arasında varsayılan/var olan farklılığı vurgulayarak yeni bir siyaset dili geliştirmeyi içeriyor.

Bu siyaset tarzının birkaç anlamı ortaya çıkıyor.

Bundan böyle dini ötekileştirerek, dışlayarak ve gericilik edebiyatı yaparak siyasi muhalefet ile din arasında ilişkiyi kurma dönemi sona eriyor. Cumhuriyet tarihi ile eş anlama gelen bu muhalefet ve din arasındaki kaba ilişki biçimi yavaş yavaş terk ediliyor. Artık bundan böyle bütün seküler toplumsal hareketler bir biçimde dini de yanlarına alarak hareket edeceklerini görüyoruz. Böylece, din ile ilgili politik duruşların, pozisyon almaların ve muhalefet aracı olarak yapılandırmanın yeni bir dönemine geçiyoruz.

Yeni dönemde dinin Türkiye sosyolojisindeki dinamizminden yararlanarak onu muhalefet aracı olarak değerlendirmek yolu seküler hareketlere de açılıyor. Bunun en güzel örneği, kürtaj etrafında oluşan tartışmada seküler beden siyasetinin başörtülü kadınlar aracılığıyla savunulmasıdır. Başörtü ile inanmanın sembolik şiddetinden yararlanılarak kürtaj konusunda dinsel inanışın mevcut yorumlarına karşı muhalefet geliştirilmeye çalışıldı.

Bugün yürürlükte varlığını sürdüren siyasal kompozisyonda, AK Parti''nin temsil ettiği bir dindarlar koalisyonu bulunmakta. Yeni muhalefet arayışı, bunların dindarlığına karşıt tutum geliştirmemeye özen göstererek yapılmak isteniyor. Böylece muhafazakar siyasetin sosyolojik dindarlık tabanı çatlatılacağı varsayılıyor. Böylece muhafazakar siyasetin en büyük motivasyonunu oluşturan "hizmet siyasetini" temellendiren ve onun liderliğini temsil eden dindarlığın Ak Parti''nin elinden alınması için yeni bir mücadele stratejisi geliştirilme arayışı ortaya çıkmaktadır.

Türkiye''nin yeni kuşak Müslümanları, elbette tarihsel tecrübenin getirdiği cemaat ve tarikat yapılarından farklılaşarak bireysel kimlikleriyle de öne çıkıyorlar. Bu kuşak insanlar arasından bireysel kimlikleriyle yeni seküler akımları uzlaştıranların olabileceği görülmektedir. Ancak, bu kuşakların özellikle "büyük siyaset" konularında feminizm, sol ve liberalizmle uzlaşsalar bile, "gündelik yaşam siyaseti" konusunda aynı tutum içinde olmalarını beklemek daha zor gözüküyor. Çünkü varoluşsal olarak dinle bağlarını tartışmaya sokmadan bahsettiğimiz "gündelik yaşam siyasetinde" aynı daire içinde yer alması mümkün değil.

Dindarlığın yeni tecrübesi muhafazakar siyasetin yanlışlarını görse bile, buna karşı dışlayıcı bir tutum içine girebileceğini beklemek, en azından daha belli bir süre için pek mümkün gözükmemektedir. Dindarlık üzerinden giderek Ak Parti karşısında yeni bir muhalefet hattı geliştirmek isteyenlerin ıskaladıkları en önemli noktaların başında, dindarlık ile Ak Partinin aynı sosyolojiden beslendiği gerçeğidir. Bir de Ak Parti''nin bir partiden daha fazla anlam ifade ettiği gerçeği...

Bu nedenle dindarlığın teorisinden üretilen söylemlerden öte bu söylemlerin içinde şekillendiği dindarlık pratikleri daha önemli siyasal muhalefet ve pozisyon almalar için. Müslümanlığın içinde şekillendiği Cumhuriyet dönemi toplum sosyolojisinin siyasal karşılığı bugün için önemli ölçüde Ak Partidir. Orta sınıfla bütünleşen Müslümanlık talepleri, siyasete kendi talepleriyle dahil olma mücadelesi, tarihsel ve kültürel kimliğin üretilme biçiminde uygulanan sert laikliğin getirdiği Gayri-İslamlığa son verme arayışı...

12 yıl önce
İslamın yeni muhalefet biçimlerine çağrılışı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’