Azerbaycanlılar Erdoğan’a neden ‘Cumhurbaşkanımız’ diyor

Milli Takım’ın İsviçre maçı için Bakü’deyiz. Maçtan önce şehri dolaşma fırsatı bulduk. Karabağ’ın işgalden kurtarılmasının üzerinden 7 ay geçmiş olmasına rağmen zaferin coşkusunu her adımda hissedebiliyorsunuz. Sokakta hangi Azerbaycanlı ile konuşsam söz, Karabağ zaferine geliyor. Türkiye’nin Azerbaycan Devletine verdiği askeri ve kamuoyu desteği kardeş halkın dilinde.

‘İki devlet tek millet’ söylemi Karabağ zaferi ile ete kemiğe bürünmüş

. Dikkatimi çeken bir söylem de şuydu; çok sayıda Azerbaycanlıdan işittim,

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bahsederken ‘Cumhurbaşkanımız’ diyorlar.

Azerbaycan medyasından bir meslektaşımıza ‘Erdoğan burada neden bu kadar seviliyor?’ sorusunu yönelttim. 10 Aralık’ta Bakü’de yapılan

'Zafer Yürüyüşü’

ne gösterilen ilgiyi hatırlatarak halkının duygularını aktardı:

“Binlerce kişi hem zaferi hem kutlamak hem de Erdoğan’ı karşılamak için sokaklara döküldü. O ortamda olmak, el sallamak, uzaktan da olsa görmek çok önemli. Ülkedeki herkes Türkiye’nin Karabağ zaferindeki rolünün farkında. İşgalin Erdoğan’ın kararlı duruşu ile sona erdiği bir gerçek. Bizim insanımız aşırı samimidir. Sevgilerini hemen belli ederler. Duygularını dışarıya yansıtırlar. Erdoğan’ı çok seviyorlar. Bu sevgilerini ilan etmeleri, göstermeleri çok normal. ‘Cumhurbaşkanımız’ diyorlar çünkü geçmişteki kopukluklar, mesafeler, sitemler Erdoğan dönemi ile geride kaldı. Yıllardır özlenen birliktelik sağlandı. Bu bağ, Karabağ ile daha da güçlendi.”

'Baş meşqçi' Şenol Güneş’e sitemler

Azerbaycan halkının Türkiye sevgisini, muhabbetini her adımda hissettik. EURO 2020’de aldığımız kötü sonuçlara ise bizden fazla üzüldüler. UEFA nasıl bir planlama yaptıysa Türkiye’nin iki maçını Azerbaycan’da oynattı. Açıkçası Galler ve İsviçre’ye haksızlık edilmişti. Tamam, Azerbaycan başka bir devlet, kendi milli takımı var. Fakat ülkenin yüzde 91’i Türk. Maç takvimi Türkiye için ise büyük fırsattı. Maçları İstanbul havasında oynadılar. Her iki maçta da tribünleri büyük oranda Azerbaycanlı futbolseverler doldurdu. Stadyuma da zaten Türkiye ve Azerbaycan bayrakları ile girildi.

Milli Takım’ın EURO 2020’deki hezimetini değerlendirirken ‘büyük taraftar desteğine rağmen’ ifadesini not düşmek gerekiyor.

İsviçre maçı bitti, Bakü Olimpiyat Stadı’ndan ayrılırken bizi bekleyen otobüse ulaşmak için yaklaşık 2 kilometre yürüdüm. Bu esnada maçı izleyen Azerbaycanlılar ile 'Bizim Çocuklar'ı değerlendirdik. İnanılmaz üzgündüler.

Ben, ‘takım çok genç, gelecekte daha iyi olurlar’ desem de hem kötü oyunu hem de yenilgiyi kabullenmemişlerdi. ‘Baş meşqçi’ dedikleri Şenol Güneş’e sitem üzerine sitem ediyorlardı.

O park ‘Rusya’nın çöplüğü’ aynı zamanda

Karabağ savaşında ele geçirilen, Ermenistan ordusuna ait ağır askeri araçlar ve teçhizatın bir kısmı Bakü’deki ‘Ganimetler Müzesi’nde sergileniyor. Bir fırsatını bulup açık hava müzesine gittik. Beş hektar araziye kurulan parkta; Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’ne ait imha edilen ve etkisiz hale getirilen 300'ün üzerinde ağır ve zırhlı araç sergileniyor.

Azerbaycan halkının moral ve motivasyonu açısından etkileyici bir alan oluşturulmuş. Milli duygulara hitap ediyor. Aynı zamanda savaşın vahşi yüzünü de gözler önüne seriyor.

Ganimetler arasında Ermenistan ordusunun Şuşa’ya attığı ‘İskender-M’ füzesinin kalıntıları da yer alıyor. Bu aynı zamanda savaş suçu belgesi. Benim dikkatimi ise askeri araçların künyeleri çekti.

Hepsi Rusya menşeili. Bu nedenle de parkta sadece Azerbaycan’ın tarihi zaferi ve Ermenistan’ın hezimeti sergilenmiyor. Aynı zamanda Rusya’nın savaş enkazı da görücüye çıkarılmış.

Ermenistan, eğitimde dahi kullanılmayacak çok eski araçlar ile Azerbaycan’ın karşısına dikilmiş.

Rusya ne verdiyse onunla savaşmışlar. Bırakın bombayı, taş değse olduğu yerde dağılacak personel taşıyıcıları gördüm.

Ganimet parkı bu yönüyle Rusya’ya da açık mesaj. Bayraktar İHA ve SİHA’lar karşısındaki çaresizliğin panoraması. Ganimet Parkı'nda 44 günlük savaşın izleri arasında dolaşırken Azerbaycan’ın, Türkiye’nin de desteğini alarak Rusya’ya karşı çok açık bir şekilde egemenlik duruşu gösterdiğini görebiliyorsunuz.

Hafız ilahiyatçılar

Ayasofya’daki hafızlık icazet töreni çok ilgi görmüş ve

günlerce konuşulmuştu.

Şu anda 20 bine yakın imam hatip öğrencisi aynı zamanda hafızlık eğitimi görüyor. Ortaokulda hafız olup, lisede pekiştirme yapıyorlar. Bu eğitimin yükseköğrenimde de devam etmesi gündemdeydi.

Öğrenciler, veliler ve öğretmenlerden talep gelince YÖK adım attı. Edindiğim bilgiye göre İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinde mevcut kontenjanların içinde olmak kaydıyla imam hatip lisesi mezunu hafız öğrenciler için ayrı kontenjanlar belirlenmiş.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüş ve talepleri de dikkate alınarak belirlenen kontenjanlar ile ilahiyat alanında daha ehliyetli kadroların yetiştirilmesi hedefleniyor. Ayrılan yüzde 10’luk kontenjan için hafız öğrenciler kendi aralarında yarışacak ve ÖSYM sınavında aldıkları puanlara göre tıpkı Teknoloji, Sanat ve Tasarım fakültelerinde olduğu gibi bu bölüme yerleşecekler.

#Azerbaycan

#Erdoğan

#Cumhurbaşkanı