|
Suriyeli mültecilerin çoğu dönmeyecek... O halde ne yapmalı
KUALA LUMPUR

Bir kaç gündür Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte yurt dışındayız.

Önce 17 Aralık’ta Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Küresel Mülteci Formu’nu takip ettik. Ardından Malezya’nın başkentindeki Kuala Lumpur Zirvesi’ni.

Dünyada milli gelire oranla insani yardımda bulunan ülkeler sıralamasında Türkiye birinci sırada. Yine dünyada 5 milyona yakın mülteciyi topraklarında barındıran yegane ülke Türkiye.

Türkiye’nin mülteci sorunun başında elbette geçici koruma altındaki Suriyeliler geliyor. Kayıtlı Suriyelilere nazaran, mesela Afganların, Özbeklerin, Taciklerin ürettiği sorunlar daha fazla.

Bütün bunlarla birlikte görünür mülteci sorunu olarak en dikkat çekeni Suriyeli geçici koruma altındaki sığınmacılar.

Suriyeliler için Küresel Mülteci Formu’nda Türkiye Suriye’nin kuzeyinde Resulayn ile Tel Abyad arasına yapmayı planladığı
MÜLTECİ KENTLERİ
’ni anlattı, destek istedi. Gerekli desteği alamadı.
“Biz de varız” diyen olmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz yapacağız. Görünür olunca belki katkı verirler” ümidini taşıyor.
ÇOĞU GİTMEYECEK. O HALDE
GÖÇ BAKANLIĞI KURALIM

Suriyeli mülteci sorununun aşılmasında belki de yegane şart Suriye’nin varlığı.

Suriye’deki siyasi belirsizliğin sona ermesiyle birlikte “
gönüllülük
” esasına göre geri dönüşlerin olacağı düşünülüyor.
Biz ise Suriye’den ülkemize gelen geçici koruma statüsündekilerin en az yarısının kalacağını öngörüyoruz. Dahası
Türkiye’de doğan Suriyeli çocuk sayısının çoktan yarım milyonu geçtiğinin farkındayız.
Bu bağlamda onların entegrasyonu ve toplumsal sorunların artmaması için başından bu yana
Göç Bakanlığı kurulmasını öneriyoruz.
Seyahat boyunca görüştüğüm Ak Partili bazı etkili isimlere
“Osmanlı iskan politikasını hiç mi incelemediniz”
diye soracak oldum fakat durumun vahameti karşısında sorumu geri çektim. Zaten onlar da bu konuda başarılı olunmadığının farkındalar.

Gettolaşma ve yıllar sonra bile “yabancı” olma durumuyla karşı karşıya kalma olasılıkları yüksek Suriyelilerin “aidiyet” duygularını pekiştirecek “yerli” projelere ihtiyacımız var. Yerli ifadesini bilerek kullandım. Zira Avrupa Birliği fonlarıyla oluşturulan her bir proje “ayrımcı” tutumun bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.

Geri dönmek isteyenler için de teşvik edici projelere ihtiyacımız var. En önemlisi sanırım
MÜLTECİ KENTLERİ
’ni hayata geçirmek. Ne var ki
bu projenin en büyük düşmanı Suriye rejiminden daha çok PYD/YPG-PKK terör örgütü.
Çünkü Suriye’nin kuzeyinde kurulacak bu kentlere tersine göç olduğu takdirde terör örgütü eliyle değiştirilen demografik yapı yeniden normalleşecek.
Ak Parti’yi bölmeye çalışanlara karşı Ak Partililer
ne düşünüyor
  • Seyahate katılan Ak Partililerin bir kısmıyla “yeni partiler” ve Ak Parti meselesini de konuşma şansımız oldu.
  • Ak Partililer, doğrudan Ak Parti’yi bölmek üzere kurulan ve kurulacak partilerle ilgili olarak biraz buruk, biraz öfkeli biraz da kırgınlar.
  • Buna mukabil, “Onların ne yapacağı değil, bizim ne yapacağımız önemli” diyorlar.
  • Bu bağlamda 2023 seçimlerine giderken 31 Mart yerel seçimlerinde milletin verdiği mesajı doğru okumanın derdindeler.
  • Seçmenin verdiği mesajı doğru okumaları ve ev ödevlerini doğru yapmaları halinde kurulan yeni parti ve kurulacak olanın Ak Parti’yi çok fazla etkilemeyeceğini düşünüyorlar.
  • Örneğin son seçimde, “kibir” meselesinin vatandaşta bir karşılığının olduğunu, lüks ve şatafat algısının Ak Parti’yi kötü anlamda etkilediğinin farkındalar.
Ve üç not...
B
ir-
Seyahatimiz boyunca bir kez daha gördük ki dünya mazlumlarının gözü kulağı Türkiye’de. Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değil. Ve en önemlisi sanırım, Türkiye’nin dünyada neye tekabül ettiğini anlamak için yurt dışına çıkmakta fayda var.
İki-
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeni kurulan parti ile ilgili soru sorulduğunda, “
Sadece bir şeyi söylemek herhalde yeterlidir: Özellikle başbakanlık, genel başkanlık görevini bıraktığı zaman bu arkadaşlardan birinin yaptığı konuşmayı dinlemişseniz veya dinlerseniz her şey orada mevcut.”
(O kişi Ahmet Davutoğlu ve o konuşmada sonuna kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yol yürüyeceği konusunda kesin ifadeler kullanıyor.)
Üç
- CHP lideri Kılıçdaroğlu Amerika’nın yaptırım tehdidine karşı Türkiye’nin İncirlik ve Kürecik’i kapatabileceği yönündeki restine karşı “itidal” çağrısı yaptı. Oysa aynı Kılıçdaroğlu yakın geçmişte “Neden İncirlik ve Kürecik’i kapatmıyoruz” diye Erdoğan’a ve hükümete yüklenmişti!
#Kuala Lumpur
#Mülteci
#Suriye
#Göç
#PKK
#AK Parti
4 yıl önce
Suriyeli mültecilerin çoğu dönmeyecek... O halde ne yapmalı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi