|
Godiva

İsmet Özel"in "ne godiva geçer yoldan ne bir kimse kör olur" dizesini bilenleriniz vardır elbet. Dizede geçen Godiva"nın öyküsünü bilenleriniz de. Ben gene de, bilmeyenler için anlatayım.

İngiltere kaynaklı bir öyküdür Leydi Godiva. Anlatıya göre, Coventry"de yaşayanlar, lordun koyduğu vergilerden bıkmış usanmışlardır. İyi yürekli bir insan olan lordun eşi Godiva, kocasına vergilerin düşürülmesi konusunda yalvarmaktadır. Sonunda bıkar lord. "Tamam" der. Fakat bir şartı vardır. Leydi Godiva, anadan doğma şekilde bir ata binecek ve şehri baştanbaşa dolaşacaktır. Lord çok rahattır bu teklifi yaparken, zira eşinin asla böyle bir davranışa kalkışmayacağından emindir.

Teklifi kabul eder Godiva. Bir gün, şehri baştan aşağı çırılçıplak dolaşır. Fakat sokaklar bomboş, işyerleri kapalı, evlerin perdeleri sıkı sıkıya kapalıdır. Coventry halkı, çok sevdikleri leydilerini çırılçıplak görmemek için evlerine kapanmışlardır.

O gün, yalnızca bu durumdan haberdar olmayan biri, Leydi Godiva"yı bir atın üzerinde çırılçıplak şekilde görür. Şaşırır. Adama durumu anlatırlar. Adam, vergileri düşürmek için çırılçıplak soyunan leydisine hürmeten gözlerine mil çekip kör olur.

İmdi. Hikayenin bize önerdiği iki olumlu duygu vardır: Fedakarlık ve utanma.

Doğrusu, pek çok temel duygumuz gibi bu ikisi de bu yüzyılın insanına hitap eden duygular değil.

"Allah utanılacak iş vermesin" duası hayatımızdan çekiliyor. Tam tersine "bunda utanılacak ne var" kalıbı olanca ağırlığıyla çöküyor insanın omzuna. O Filistinli küçük kız, şiirinde dünyaya "utanmalısınız" diye seslenirken hep şunu düşünmüşümdür: "Bize utanmalısınız diyorsun, ama artık dünyada kimse hakiki bir utanma duygusuyla hareket etmiyor. Dolayısıyla bu çağrın havada kalacak küçük kız."

Ben mesela, gündelik hayatta, filmlerde, hatta aptal TV dizilerinde birinin utanç verici bir anını, bir sahnesini gördüğümde onun yerine utanırım. Modern psikiyatrinin bunu bir çeşit hastalık kabul ettiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Hem kendimiz, hem de başkaları adına "utanabilmek" iyi bir şey çünkü bence. Hatta diyebilirim ki insan olmamızı ve insan kalmamızı sağlayan en önemli duygulardan biri bu.

Gelelim fedakarlığa. "Herhangi bir durumda, fakat özellikle de zor bir anda, kendi avantajımıza değil, bir başkasının lehine hareket edebilme yetisi" olarak tanımlayabilir miyiz fedakarlığı? Bence bir mahsuru yok. Peki bunu böylece başarabilen kaç kişi tanıyorsunuz etrafınızda?

Kendine iyice, iyice, iyice gömülmüş olarak yaşayan bencil insan teklerinden yapılma bir dünyada yaşıyoruz artık. Dolayısıyla fedakarlık da, tıpkı utanma gibi güçlükle karşılaştığımız bir duygu. Hatta gerçek bir fedakarlık yaptığınızda artık insanlar "acaba ne çıkarı var da bu fedakarlığı yapıyor" diye soruyor genellikle.

Unutmadan söyleyeyim. Fedakarlık kelimesinin ikincil anlamlarından biri de "davasında hiçbir karşılık gözetmeden sebat etmek" demek. Sözgelimi Beşiktaş"ın "feda" sloganı, işte bu ikincil anlama daha bir uygun düşüyor.

Peki artık kim davasında hiçbir karşılık beklemeden sebat etme başarısını gösteriyor günümüzde?

Kendimizi kandırmayalım. Olağanüstü büyük bir başarıyla paketlenip süslenmiş modern bir kurmacanın içinde yaşayıp gidiyoruz. Hiçbirimiz daha fazlası değiliz.

Hal böyle olunca, siz Godiva olsanız "vergilerde indirim yapılsın diye" sokaklarda çırılçıplak dolaşır mısınız?

Bir başka soru daha. Godiva yolda geziyor olsa ve siz onu yanlışlıkla görseniz, kendinizi kör eder misiniz?

Hadi topu biraz ayağa indirelim.

Mesela sizce çokça egemen bir eski bakanda "kendini kör edebilecek" cesaret var mıdır? "Öyle ya da böyle, ben bunca Müslümanı mahcup ettim, utandırdım, en iyisi kimseyi daha fazla zor durumda bırakmadan gözlerime mil çekmek" diyebilir mi sizce?

Mesela sizce bir hoca, ya da bir başbakan "halkımın iyiliği için" deyip at sırtında çırılçıplak dolaşmayı göze alabilir mi? Bütün ceketlerinden, bütün gömleklerinden, bütün elbiselerinden sıyrılabilmeyi başarabilir mi?

Söz veririm bakmayacağım. Bakmayacak bir sürü insan da tanıyorum.

Ne diyordu Shakespeare : "Bu senin anlattığının çikolatası da var. Bizim yeğen geçen gün duty freeden getirmiş. Pek tatlı. İnsanın damaklarını şakırdatıyor."

il y a 10 ans
Godiva
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak