|
Günün komik olmayan fıkrası Brüksel’den!

Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya petrol sektöründe uygulamaya çalıştığı yaptırımlar AB içinde yoğun tartışmalara yol açtı. Geçtiğimiz haftalarda hızla gündeme alınan konu AB bürokrasisine haftasonları bile mesai yaptırıyor.

RUSYA’NIN PETROL
PİYASASINDAKİ ROLÜ

Uluslararası Enerji Ajansı’nın Rus enerji sektörüne dair yayınladığı son verilere göre, Rusya, ABD ve Suudi Arabistan’ın ardından dünyanın üçüncü büyük ham petrol üreticisi. Ocak 2022’de Rusya’nın toplam ham petrol üretimi 11,3 milyon varil/gün (mv/g) oldu. ABD ve Suudi Arabistan ise aynı dönemde 17,6 mv/g ve 12 mv/g ham petrol üretmişler. Ancak Rusya, petrol ihracatında yüksek iç tüketimi olan ABD’nin önüne geçmiş, Aralık 2021’de 7,8 mv/g petrol ihracatı yapmış ve bunun da 5 mv/g kadar bölümü ham petrol ve kondensattan oluşmuş.

RUS PETROLÜNÜN İKÂMESİ

AB bürokrasisini uzun zamandır bu denli zorlayan meselenin önemi Rusya’nın petrol ihracatının %60’ının OECD Avrupa’sına yapılmasından kaynaklanıyor. AB’nin Rusya’dan ham petrol ithalatı ortalama 2,2 mv/g civarında iken petrol ürünleri ithalatı ise 1,2 mv/g seviyesinde. Ancak, Rus ham petrol ithalatının 800 bin varil/gün kadarı Ukrayna ve Belarus üzerinden kuzeyde Polonya ve Almanya’ya, güneyde ise Çekya, Macaristan ve Hırvatistan’a uzanan Druzhba boru hattıyla gerçekleşiyor.

Bu hat, özellikle Orta ve Doğu Avrupa’daki rafinerileri beslediği için ham petrol akışının kesilmesi halinde bu rafinerilerin kesilen petrolü aynı miktar, özellikte ve fiyatla ikame etmesi imkânsız. Druzhaba’nın devre dışı kalması demek Avrupa’ya gelen petrol kargoların deniz yoluyla tankerlerle gelmesi ve bu da maliyetlerin artması demek. Dolayısıyla maliyetlerin çok yükseleceği uzmanlarca dile getiriliyor. Petrol fiyatlarının zaten yüksek seyrettiğini de bir kenara not edelim. Dolayısıyla bu işten en zararlı çıkacak olan ülkelerin başında yüksek petrol tüketimi olan ve Druzhba’dan petrol alan Almanya geliyor.

RUS PETROLÜNE
YAPTIRIM BAŞKA BAHARA

Geçtiğimiz hafta içinde Rusya’ya yönelik petrol yaptırımlarının açıklanması beklenirken AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, müzakerelerde en fazla sert tavır takınan Macaristan’a giderek ikna çalışmalarında bulundu. Macaristan Rus petrolüne uygulanacak yaptırımlardan beş yıllık bir muafiyet talep ediyor. Oysa Almanya’ya göre çok daha mütevazi bir yıllık petrol tüketimi var. Gelişmeler müzakerelerin bir süre daha süreceğini ve AB’nin Rus petrolüne uygulayacağı olası yaptırımları zamana yayacağını gösteriyor.

Öte yandan, AB yaptırımları sadece Rus petrolünün satın alınmasını yasaklamayacak, AB ülkelerinin Rus petrolünün üçüncü ülkelere naklinde, satışında, sigortacılık hizmeti sunulmasında, özetle bu ticarette doğrudan yer almalarını da engellemeyi hedefliyor. Burada da Yunanistan›ın ayağına basılacağı açık.

AB’NİN BAŞININ BELASI YUNANİSTAN

Dünya denizlerinde petrol taşımacılığı yapan tankerlerinin %26’sı Yunanistan’a ait. Yunanistan petrol taşımacılığı sektöründen çok ciddi gelir elde ediyor. Dahası, bu gelirlerin büyük bir bölümü Rusya’nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) bankalarında açtığı sayısız hesapta işlem görüyor. GKRY’lilerin en büyük korkusu Ruslara ait adadaki banka hesaplarının boşaltılması. Bu nedenle, Rus petrol taşımacılığına bir yaptırım uygulanırsa GKRY büyük bir gelir kaybedecek.

Yani aslında arka planda Yunan/GKRY ikilisi ile AB arasında bir danışıklı dövüş söz konusu.

Daha önceki yazılarımda da vurguladığım üzere Yunanistan kendi çıkarlarını AB’ye “Türk korkusu” salarak dayatma gibi bir strateji izliyor. Uluslararası basında çıkan haberlerde, AB’nin Rus petrolünü hedefleyecek yaptırımlarının denizcilik sektörünü kapsaması halinde deniz taşımacılığında doğacak boşluğun Türkiye tarafından doldurulacağı konusunda Yunanistan ve GKRY’nin ciddi endişelerinin bulunduğu mesajı pompalanıyor. Yunan ve Rum bürokratlarının Brüksel’de Komisyon koridorlarında, “Denizcilik sektörü yaptırım dışı kalmalı. Aksi halde bakın Türkler gelir” şeklinde lobi yaptıklarını biliyoruz. Birilerinin Yunanistan’a Türkiye’nin halen AB’ye aday ülke olduğunu hatırlatmasında yarar var.

FIKRA GİBİ AMA KOMİK DEĞİL

Şimdi fıkraya gelelim. Yunan petrol tankeri filosu 45,786 DWT tonaj ağırlığına sahip yaklaşık 400 adet petrol tankerinden oluşurken, Türkiye’nin 1,698 DWT tonaj ağırlığına sahip tanker sayısı sadece 100 kadar. Yani Komisyon koridorlarında gezen Yunanlıların iddia ettiği gibi AB üyesi ülkeler petrol taşımacılığı yapmazsa boşalan alanı Türkiye’nin derhal doldurması kısa vadede teknik olarak imkânsız. Ancak Yunanistan kendi çıkarlarını korumak için Türkiye korkusu üzerinden AB’yi yine esir almaya çalışıyor.

Sonuç olarak AB’nin ancak Yunanistan ve GKRY ikilisinin esaretinden kurtulduğu an özgürleşebileceği ve AB halklarının menfaatine politikalar üretebileceği kesin! Ama biz o günü görür müyüz bilemem!

#Avrupa Birliği
#Rusya
#Uluslararası Enerji Ajansı
2 yıl önce
Günün komik olmayan fıkrası Brüksel’den!
Gözdağı türküsü!
Konuşma becerisi
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…