525 yazı listeleniyor En eski en üste
- Mart 2016
-
Yerli ve milli medyanın değeri…
07 Mart 2016Doğrusu, Türkiye'yi gerçek anlamda Gezi krizinde tanıdım diyebilirim. Gezi olayları, sonrasında gelen dershane krizi ve 17/25 Aralık darbe girişiminde ortaya çıkan tablo, ülkedeki siyasi ve sivil yapılara çok daha başka gözle bakmamı sağladı. Deyim yerindeyse, bir tür “aydınlanma” yaşadım. Çoğu şey göründüğü gibi değildi. Kısmen bir simülasyonun içinde yaşıyorduk. Bu dönemde tanık olduklarım ile geçmiş deneyimlerim yeni bir süzgeçten geçti. Adeta taşlar yerine oturdu. Önemini kavradım diyebilec... -
HDP ve CHP nasıl bir operasyona maruz kaldı?
03 Mart 2016Şu an itibarıyla, HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın çağrısıyla Sur'a yürüyüş provokasyonunun herhangi bir vatandaşımızın canına zarar verip vermeyeceği tedirginliği ile yazıya başlıyorum. Çünkü henüz bir saat var verilen süreye… Ne garip değil mi? Terör örgütü ile halk arasında sorun çözücü, bir emniyet sübabı olması gereken siyasi parti, tamamen provokasyon üretme, can yakma derdinde. Tetiği Kandil'den düşen bir serseri kurşun gibi, HDP'li eşbaşkanların ve vekillerin kendi varlıklarını anlamsızlaştıra... -
CHP ve HDP’liler Lahey’de yargılanır mı?
02 Mart 2016Anayasa Mahkemesi'nin Dündar/Gül kararından sonra, Meclis'te de ilginç bir hareketlilik yaşandı. Biliyorsunuz, bu dava, doğrudan Cumhurbaşkanı ve MİT'in suç duyurusuyla açılan savcılık soruşturması sonucu yeni görülmeye başlamıştı ki, AYM esasa girerek davayı adeta bitirmiş oldu. Mesele birilerinin tutuklu veya tutuksuz yargılanması değil. Burada gazeteci kimliği öne çıkarılarak aslında davanın esasında yer alan askeri casusluk meselesinin itibarsızlaştırılmasıdır. Meclis'te yaptığım basın topla... - Şubat 2016
-
Göbeğini kaşıyan troller...
29 Şubat 2016Türkiye'de de son 14 yıllık radikal demokratik hamlelerde neler yaşandığını dün özetledim. Soğan zarını soyarcasına katman katman ilerlendi. Kervan biraz da yolda düzüldü. En nihayetinde tartışma temele indi, “yerlilik ve millîlik” taşına çarptı. Elmas uç kırıldı. “Tabii bu hengamede en büyük hasarı eleştiri kurumu aldı.”Bu yaptığım son tespit doğru değil. Sadece herkesin nedense sorgulamadan alıp kullandığı bir ön varsayım. Türkiye'de hiçbir zaman eleştiri kültürü kurumsallaşmamıştı. (Sadece k... -
En küçük matruşka…
28 Şubat 2016Olağanüstü durumlarda en ciddi risk altında olan şeylerden şüphesiz sağduyudur. Sağduyu önemlidir çünkü adı üstünde durum olağanüstü olduğu için iyi düşünülmesi, ciddi ve doğru kararlar alınması gerekir. Türkiye son 10 yılı aşkın süredir bir muhafazakâr kitle, lideri Erdoğan, AK Parti fenomeniyle yaşıyor. Bu üçlü fenomen grubu eski iktidar elitinin nefret ettiği sosyal kodlara sahipti. Ülkedeki dindarlara dönük ırkçı efsaneler, ulusalcı/elit/laikçi kesimleri hep kışkırtmıştı ama her darbe sonra... -
Çözüm Süreci çağı kapatmış olabilir mi?
25 Şubat 2016Çözüm Süreci'nin değeri, uzun yıllara gerek kalmadan aslında kendisini belli etti. Siz bakmayın HDP, CHP ve MHP'nin söylemlerine. Bunlar adı üstünde söylem ve marjinal kesimler dışında toplumsal bir gerçekliğe dayanmıyor. İlk heyet İmralı'yı ziyaret ettikten sonra Demirtaş'ın konuşmasını ve beden dilini çok iyi hatırlıyorum. Ağır ve ani bir kayıp yaşamışçasına sinirli ve tepkiliydi. Kılıçdaroğlu ise koşa koşa Cumhurbaşkanı Gül'e çıkmış ve süreci şikâyet etmişti. Benim hatırladığım PKK ve HDP'de... -
Yeni Anayasa’dan neden nefret ederler?
24 Şubat 2016Son yazımı, Türkiye ve bölgenin yüz yıl önce ve yüz yıl sonra nasıl yapılandığını özetledikten sonra, varılan kavşağın tüm zorluklarına karşın bir şansı ifade edebileceğini söylemiştim. Bunun bir kriz fırsatçılığını çağrıştırmasını istemem. Çünkü Türkiye, benim hayat görüşüme ve vicdanıma uygun şekilde, tavırlarını insan merkezli ve nefsi müdafaa hattı içinde belirliyor. Mesela 2011 yılındaki genel seçimlerde CHP iktidarı devralsaydı, bugün itibarıyla üç milyona yakın Suriye ve Iraklı mültecinin... -
Yüz yıl önce, yüz yıl sonra…
22 Şubat 2016Bir yüz yıl sonra, Osmanlı'nın paylaşılması amacıyla yapılan anlaşmaların oluşturduğu statükoların (Sykes-Picot'dan Sevr'e uzanan bir kısmı gizli beş anlaşma yapılmıştır) ve doldurulamayan boşlukların çatladığı günleri yaşıyoruz. Boşluklar kaldı çünkü çarlığın yıkılmasıyla Rusya Sykes-Picot'yu ifşa ederek Fransa ve Britanya'dan ayrı bir yola girdi. Daha çok kendi içine dönerken, Anadolu'daki Milli Mücadele'yi destekleyerek, kendince buraların Britanya veya ABD mandasına girmesini önlemiş oldu. ... -
Putin güçlü değil, Obama zayıf…
21 Şubat 2016Ankara'daki kanlı YPJ/PKK saldırısı, hemen ardından Diyarbakır'dan gelen şehit haberleri herkesi derinden sarstı. ABD sözcülerinin alay edercesine PYD'nin terör örgütü olmadığına dair arka arkaya yaptığı açıklamalar neticesinde, 28 vatandaşımızın bu örgütle bağlantısı kanıtlanan kişi ve kişilerce şehit edilmesi, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı'mızın son haftalarda açıkça dillendirdiği “Kimin müttefikisin karar ver” sorusunu daha da hayati hale getirdi. ABD, bir tezinin daha çöktüğünü... -
Baykal anladı, darısı tüm mühendislerin başına...
18 Şubat 2016Hikmeti kendinden menkul evrenselciler, jakoben aydınlanmacılar için “yerlilik” “millilik” otomatik olarak reddedilen, küçümsenen kavramlar. Hatta muhafazakarlar içindeki liberal aşı yemiş kesimler, bu kavramlara benzer antipatiyle yaklaşıyorlar. “Yerli” ve “milli” tartışması, onlara göre içe kapanmanın, otoriterleşmenin, özgürlüklerin dar biçimde yorumlanmasının veya taponluğun şifre kelimeleri. Yeli ve milli kavramlarına antipatinin post-Erdoğancılık eğilimi ile göbeğinden bağlantılı olduğunu... -
Kılıçdaroğlu kendini ihbar eder mi?
17 Şubat 2016Deniz Baykal sonunda CNNTürk ekranlarında patladı ve Aydın Doğan'ın küçük adamını da ters köşeye yatırdı. Baykal CHP'ye eleştirilerini arka arkaya sıralayınca, Aydın Doğan'ın küçük adamı “Sözleriniz benim için de büyük bir sürpriz oldu program öncesinde bunları konuşacağınız hakkında bilgi vermediniz” diyerek harika bir lapsusta bulundu. Sayın Baykal bunların ruhunu bilir, hiç söyleyeceklerini daha önceden açık eder mi? Baykal, kötü yönetimi, yani Kılıçdaroğlu'nu hedef alıyor, CHP'nin HDP'lileşt... -
Faşizm konuşma mecburiyetidir…
15 Şubat 20161980'li yıllarda, her lanet olası Asala cinayetinden sonra, zaten yeteri kadar tedirgin olmamışız, üzülmemişiz gibi, gazeteler ve TRT, bulabildikleri yaşlı Ermenilerin burnuna mikrofonu dayayıp, bu cinayetler hakkında ne düşündüklerini sorarlardı. Ermenilerin dört beş ilçede büzüştüğü gettolara ve Patrikhane'ye muhabirler gönderilir, Pazar günü kilise çıkışlarında apartta beklenir, tipinden kolayca “madama" “müsü" oldukları anlaşılan “onlara" yaklaşılır ve o kaya gibi soru zaten yeteri kadar ürk... -
Yeni Şafak ve Yeni Akit’e neden saldırdılar?
14 Şubat 2016Gazetemiz Yeni Şafak ve Yeni Akit'e yapılan saldırılar hepimizi çok üzdü ve kaygılandırdı. Öncellikle her iki camiamıza da bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Herhangi bir can kaybının yaşanmamış olması bizim en büyük tesellimiz. Daha önce de Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'a bir suikast denemesinde bulunulmuş, bunun öncesinde de Star ve Sabah gazetelerine de saldırılar gerçekleştirilmişti. Yeni Şafak ise sürekli kurşunlanan bir gazetemiz. Ülkemiz Hasan Fehmi'den ber... -
Pankürdist bile değil, panterörist...
11 Şubat 2016Bugün PKK terörü sorununun Kürt vatandaşlarımızın talepleri ile hiçbir ilgisi olmadığı çok net biçimde ortaya çıkmıştır. Bu tesbit şu sorunun cevabına bağlı olarak yapılmıştır: “Kürt vatandaşların talep olarak dillendirebileceği konuların çözümü için bir terör örgütüne ihtiyaç var mıdır? Siyaset ve sivil toplum marifetiyle tartışılmayacak, çözülmeyecek bir sorun bulunuyor mu?” Taleplerin karşılanması ve sorunların çözülmesi pratiklerinin sadece kendi başına yeterli bir başarı olduğunu zannedebil... -
İkinci Sevr ve Balkan sendromu kıyısında mıyız?
10 Şubat 2016Dünyanın her yerinden ve tabii ki içerideki çeşitli mahfillerden gelen “PKK ile masaya oturun” çağrılarını nasıl anlamalıyız? Tabii bu çağrılar barış adına yapılıyor, kâh ateşkesten, kâh müzakerelerin yeniden başlamasından, kâh Öcalan'la görüşülmesinden dem vuruluyor. Tabii ki çatışmaların bitmesi tüm arzumuz. Barış istemek de kimsenin itiraz edeceği bir şey olamaz. Ama bu çağrıların, sanki 6-8 Ekim'den beri, bunca insanın ölmesine yol açan iki eşit sorumlu aktör varmış gibi, bu aktörlerin, yani... -
Türkiye tüm dikkatini Suriye’ye vermeli…
08 Şubat 201625-29 Ocak tarihleri arasında Strasburg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde yaptığımız faaliyetler ve edindiğimiz izlenimlerle ilgili konuşuyorduk. Bir milyon mültecinin Avrupa'ya dayanmasıyla şimdiden Schengen'in fiilen rafa kalktığını, Paris saldırılarıyla ilan edilen olağanüstü durumun üç ay daha uzatıldığını hatırlatmıştık. Türkiye'nin feryatlarına kulak tıkayan Avrupalı dostlarımız, 2 milyon altı yüz bin mülteciyi misafir etmenin nasıl bir yük oluşturduğunu, bunun çok daha azını bi... -
Strasbourg’da neler yaşandı?
07 Şubat 201625-29 Ocak tarihleri arasında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi kış dönemi oturumunda Türkiye delegasyonu olarak Strasbourg'taydık. Türkiye hem Konsey'in kurucularından, hem de ona siyasi ve maddi en çok katkı sağlayan ülkelerden. 18 kişi ile AKPM'nin en büyük gruplarından birisini oluşturuyoruz. Senede dört kez toplanan, arada da komisyonların biraraya geldiği toplantılar tertip eden Konsey önemli ve etkili kararlar alan bir merci. Grubumuz oldukça aktif ve etkili bir şekilde oturumlarda g... -
Özgül ağırlık nereden gelir?
04 Şubat 2016Siyaseti bizim gibi demokrasisi inşa halinde olan ülkelerde kimi yönleriyle bir boks ringine benzetebiliriz. Keşke kimi zaman maraton, kimi zaman da 100 metre yarışlarına benzeseydi, çünkü yakışanı odur. Ancak, muhalefetin izlediği boşluk bırakma/kutuplaştırma/küfür stratejisi, Türkiye siyasetini boks ringi bile değil, bir pankreas dövüşüne çeviriyor. Sürekli olarak cuntalarla, medya oligarkları ve paralel örgüt gibi odaklarla düşüp kalkan bir muhalefet tarzı, siyaseti siyaset olmaktan çıkartıp,... -
Sorumluluklarımız devredilemez...
03 Şubat 2016Soğanın zarını soyarcasına, sabırlı, güçlü, akıllı ve soğukkanlı olmanın gerektiği bir özel süreçte ülke. Sorumluluk devredilemez. Ülken kısa bir süre sonra, ikinci bir Japonya, Güney Kore olması ile Suriye veya Irak olması arasında sarkaç gibi sallanırken, X, hadi vaktimiz varsa Y, hadi sorumluluk sahibi isek Z köşe yazarlarını, kanaat önderini okuyayım da görüş oluşturayım denemez. Ülkemiz ve çevresinde yaşananlar, dünyanın şu an içinden geçtiği kırılmalar ciddi ve sürekli ilgiyi talep ederk... -
İpekböceğini kozasında boğmak…
01 Şubat 2016Sürekli olarak barış, uzlaşı ve sivil siyaset imkanlarının dinamitlendiği bir ortamda gazetecilik, köşe yazarlığı ve siyaset yapmak hem zor, hem de onurlu bir iş. Aynı anda bu alanları gözetirken, saldırıları da göğüslemek zorundasınız. Tabii bu durum, gerçekten saydığım değerli konular önemseniyorsa geçerli. Yoksa, her malın alıcısı olduğu, tozun dumana karıştığı bir süreçteyiz. Mesele sizin vicdanınıza, altyapınıza, çalışkanlığınıza ve cesaretinize kalmış. Çözüm Süreci, hepimizin çok değer ve ... - Ocak 2016
-
Bizi aptal yerine koymanızda hiçbir sorun yok...
31 Ocak 2016PKK zaten en başından beri, Çözüm Süreci ile birlikte ülkeyi terk etmeyi, silahla elde ettiğini düşündüğü avantajı kaybetmeyi ve butik bir PKK ülkesi kotarma amacından vazgeçmeyi içinden sindirememişti. Zaten Murat Karayılan 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra, özgüven patlamasıyla olsa gerek, “Çözüm Süreci'ne hazırlıksız yakalandık, TC'ye nihai savaşa hazırlanıyorduk, Öcalan'a karşı çıkamadık, hata ettik” diyordu. Eğer Suriye'deki savaş bu şekilde seyretmeseydi, PKK sınırı terk etmek, bunu yap... -
Kılıçdaroğlu sadece küfürbaz mı, yoksa...
28 Ocak 2016Ben açıkçası Sayın Kılıçdaroğlu'nun hafife alındığını, üstlendiği işlevin sadece “beceriksizlik”, “küfürbazlık”, “politik niteliksizlik” veya “koltuk sevdası” gibi dar tanımlarla geçiştirilemeyeceğini düşünüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun rolü gerçekten de “tarihi” bir öneme sahip ve geçiştirilemez. Ancak bu rolü doğru tanımlamalıyız. Kılıçdaroğlu inandığı/adandığı bir dava/ideoloji için mücadele veren organik bir siyasi mi, yoksa kollektif bir mühendisliğin CHP'nin liderlik makamına atadığı bir ... -
Sayın Kılıçdaroğlu’nun üstlendiği “tarihi” rol...
27 Ocak 2016Son iki yazıdır sık sık döndüğüm Türkiye'deki Müslüman demokratların politikaya müdahaleleri, orta sınıflaşmayla meydana gelen siyasi aktörleşmeyi, dünyadaki konjonktürle birlikte düşünülmesi gereken sosyopolitik değişimleri konu edinen iki yazı yazdım. Burada üç önemli fenomen Türkiye'nin, bölgenin ve bence dünyanın da gelişimine katkıda bulunan bir rol oynadı. Bu üç siyasi fenomen, Sayın Erdoğan ile temsil edilen liderlik, AK Parti siyasi/sosyal hareketi ve şüphesiz bu iki fenomeni aktör hali... -
Ey muhafazakar ikinci vazifen... (2)
25 Ocak 2016Dün, 1970'lerden günümüze gelen serencamda, “muhafazakar politik kimlik ne âlemde, mühendislikler ne durumda, ortaya kalıcı bir kimlik çıktı mı, yoksa arızi bir durum mu yaşıyoruz?" diye sorduk.Biz devam edelim. Şimdi, politik/kültürel kimlik kabaca iki şekilde oluş(turul)ur. İlki mühendislikler, ikincisi ise tarihsel süreçlerde yuvarlanarak evrimsel bir şekilde…Beni kimliğin hangi karakterde/yönde geliştiğinden çok, hangi yöntemle geliştiği ilgilendiriyor. Çünkü mühendisliklere ilkesel olarak k...