Herkesin gözü aydın... PKK, örgütün adından "Kürdistan" sözünü çıkarma kararı aldı.

Bu durumda sadece PK mı denecek? Böyle bir söyleyişe alışabilecek miyiz? "Posta Kutusu"nun kısa yazılışı olan PK ile karışmaz mı? Bu karışıklığı önlemek için "Eski adı PKK olan PK adlı örgüt" diye saçma sapan bir girişle mi başlayacak habercilerin sözleri?

Öte yandan, bir mesele daha var; tıpkı beri yandan birçok mesele olduğu gibi... Adından "Kürdistan" sözünü çıkartan PKK, "Kürdistan" davasından vaz mı geçmiş oluyor?

Son zamanlarda her türlü meseleyi "Yaşamakta olduğumuz şu önemli günlerde..." yahut "Girdiğimiz bu süreçte..." diyerek açıklamayı becerenler, bu PKK, Kürdistan konularını da yine "süreç" ile mi açıklayacak? Bu ne yaman süreçtir babo?

Şeyi de söyleyelim... Bütün bu olan bitenlere bakarak, devlet ile PKK arasında her problemin hallolduğunu düşünebilir miyiz?

Apo''nun asılması-asılmaması konusundaki tereddütlere, endişelere elbette hak vermek mümkün. Binlerce şehidimizi geri getiremez Apo''nun idamı. Aksine, Ecevit''in dediği gibi yüzlerce yeni olaya sebep olur ve yüzlerce askerimizi, polisimizi yine şehit veririz. Tamam. Peki bu süreç hazretleri, yirmi yıl ya da yirmibeş yıl sonra, Öcalan''ı "Başbakan adayları" arasına sokar mı, sokmaz mı?

Neyse, bu soruları ilgililere bırakalım da, yeri gelmişken bir fıkra ile lafı bağlayalım.

Bir milletvekili, seçim bölgesinde dolaşırken, seçmenleriyle sohbet sırasında bir hemşehrisi "Apo..." diye söze başlayacak olmuş. Milletvekili müdahale etmiş:

- O ne biçim laf öyle? "Sayın Öcalan" desen, ağzın mı yamulur lan gardaşım?

Oturma izni

Ülkemizdeki Afgan göçmenlerin en önemli sorunlarının başında, oturma izni alamamış olmaları geliyor.

Zor bir durum.

Hem yıllardan beri bu ülkede yaşıyorsun, hem de bir oturma iznin bile yok.

Bu insanlar sürekli ayakta durmak veya yatar vaziyette olmak zorunda mı? Hayatları boyunca oturmaya hasret mi kalacaklar?

Bak postacı geliyor

Selam veriyor ve soruyor, "Emekli Muhiddin Bey burada mı oturuyor?" "Evet" cevabını alan postacı, oracıkta emekli Muhittin Bey''in maaşını ödüyor.

Bundan sonra, emeklilerin maaşlarını postacılar dağıtacak. Uygulama ilk olarak Ankara ve İstanbul''da başlayacak. İyi de olacak. Hiç olmazsa banka önü kuyuruklarında ölüm haberi duymayacağız.

Geçmiş olsun

Ecevit, Batman Valiliği''nin ithal ettiği silahların akibeti konusunda en çok endişeye kapılanlardan birisi.

Kayıp silahların, herkesin eline geçmiş olabileceğini söylüyor.

Vallahi bende yok.

Şarlatan

Aklımız yağmalandı, cinnet üstüne cinnet

Kalbimiz parçalandı, dehşet üstüne dehşet

Ahlâkımızı uçuran kundakçıya bakın

Bize vaaz veriyor, hayret üstüne hayret!

Yayınımız etkili oldu

İşte mıknatıs fabrikaları:

1) Kanaat Mıknatıs Fab. E-5 Karayolu kenarı, Soğanlık Mevkii, Kartal-İstanbul.

2) ÇİNTAY Makina Mıknatıs San. Fazılpaşa C. Fatih San. Çarşısı No: 21 Topkapı-İstanbul.

RH''yı kıskandırır

Aşağıdaki sorular, mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir.

Avukatlarımız alınmasın, çünkü bu sorular Amerikalı...

1. Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?

2. En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?

3. Resminiz çekilirken orada mıydınız?

4. Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?

5. Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi, yoksa siz miydiniz?

6. Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?

7. Sizi öldürdü mü?

8. Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?

9. Kaç kere intihar etmeyi başardınız?

10. Soru: Üç çocuğunuz var değil mi?

Cevap: Evet.

Soru: Kaçı erkek?

Cevap: Erkek yok.

Soru: Hiç kızınız var mı?

11. Soru: Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?

Cevap: Evet.

Soru: Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?

12. Soru: Geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız değil mi?

Cevap: Evet, Avrupa''ya...

Soru: Eşiniz de sizinle geldi mi?