
Kahvehanenin köşe masasına kurulmuşlar. Çaylar söylenmiş, yudumlanıyor. Nargileler gelmiş, fokurdatılıyor. Karşılıklı oturmuşlar. Ortada bir tavla. Biri zarları atıyor:
“Pencü se...”
Öteki lafı tamamlıyor:
“Severler güzeli genç ise...”
Oyun sırası diğerine gelince, o da “Şeşi yek” atıp kapısını alıyor.
Bu sahneyi gözünüzün önünde kolayca canlandırabilirsiniz.
Ülkenin herhangi bir yerinde, herhangi bir kahvehanesinde, herhangi iki kişinin oynadığı oyunda, bu diyaloglara rastlamak mümkündür.
Hem de aynen. Hem de hiç değişmeden. Şaşmaz.
Doğu batı, kuzey güney farketmez.
“Pencü se” attıktan sonra söylenecek başka bir söz yok mudur diye düşünebilirsiniz.
Tavlanın bir numaralı sorunsalı olarak ele alabiliriz bu konuyu, ne demekse artık.
Biz böyle düşüneduralım...
“Düşeş attım, yek geldi” diyenler için de farklı bir söz arama görevi başkalarının olsun.
Tavla İKİ kişiyle oynanır.
Üçüncü kişiye seyretmek düşer. Oyuncular izin verirse, ara sıra da oyuna karışmak.
Çaylar adam başı BİRER tane söylenir, belli aralıklarla yenilenir.
Garsona İKİ çay, ÜÇ çay, BİR nargile daha şeklinde seslenilir veya işaret yapılır...
Fakat sıra atılan zarların okunmasına gelince, durum değişir.
Bir, iki, üç yerine YEK, DÜ, SE tercih edilir.
Beş PENÇ olur, altı ŞEŞ.
Şimdi TRT 6 (ŞEŞ) ile Kürtçe yayın başlayınca, nadirattan da olsa bazıları afallayıp “Yahu nereden çıktı bu şeş kanal?” diye atılıyor.
Cevap olarak “Tavladan çıktı” desek, ikna edici gelir mi?
Yahu diye söze başlayan o arkadaşımız, tavlada pulları toplarken, 6–6 atınca, hiç tereddütsüz havaya zıplıyor ve “Düşeş” diye bağırıyor. Heyecanlı delikanlı.
Sözün özü, geç kalınmış bir hareket bu. Çok geç kalınmış.
Yirmi sene, otuz sene önce başlasaydı, bugün farklı bir yerde olurduk.
Kişinin her sakallıyı dedesi zannetmesi nasıl bir garabet ise, her Kürtçe konuşanı da bölücü olarak görmek gibi tuhaf, garip, çirkin yaklaşımlar sergilendi.
Adamın ana dili Kürtçe... Hangi dille konuşmasını istemek haktır?
Bugün TRT 6 yayınlarına en büyük tepkiyi, terör örgütü gösteriyorsa, sözü uzatmanın anlamı ne?
Yakında ana dilde eğitim de serbest olacaktır.
İstanbul''daki Ermeni okullarında, Ermeni çocuklarının kendi dillerinde eğitim gördükleri gibi.
Kimse endişe etmesin, bizim işlerimiz böyle yürür.
Önce yasaklar, asar keser; sonra da tüh çekeriz.
Doğrusu öyle değil, böyleymiş; düzeltiyoruz deriz.
Menderes, Zorlu ve Polatkan''ı önce idam edip sonra da İstanbul''un göbeğinde onlar için anıt mezar yapmadık mı? Oraya naklederken devlet töreni düzenlemedik mi?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.