Yarın akşam Yenikapı'da bulunamayanlar, sonradan çok hayıflanacak. Görüntülere bakıp bakıp niye gitmedim, tarih yazılırken niye orada bulunmadım, diye üzülecek.

Bugüne kadar yapılan meydan toplantılarının en büyüğü olacak.

Yine de oraya büyük bir yüklenme yapılmaması talimatı var.

Diğer şehirlerden toplu halde gelinmesine karşı çıkan, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Mevziler terk edilmeyecek.

Eğer izin verseydi, ülkenin yarıdan çoğu toplanır, bırakın Yenikapı'yı, İstanbul'a sığmazdı kalabalık.

*

Gezi günlerinde iki ağaç için günler boyunca canlı yayına geçen, hazırlıklarını çok önceden yapan yabancı televizyon kanalları ve ajanslar yarınki buluşmayı layıkıyla görmeyeceklerdir.

Bundan emin olabilirsiniz.

Birleşmiş Milletler'in Türkiye'deki kanlı darbe kalkışmasını görmemesi gibi.

Uluslar arası af örgütünün sivil halka ateş açan, bomba atan, insanları ve arabaları tanklarla ezen darbecileri savunma rezaleti gibi.

İnsan hakları, demokrasi yanlısı görünüp de bu milletin dünyaya örnek olacak demokrasi mücadelesini, vatan savunmasını yok sayması gibi.

*

Biz yine burada kendi yağımızla kavrulacağız, kendi kalabalığımızla avunacağız.

Dünyanın görmek istemeyen kesimi haberdar olmayacak.

Yarınki Yenikapı buluşması, bu bakımdan bir ölçüt sayılır.

Hangi ülkenin nasıl davranacağına bakarak, ne kadar samimi olduğunu anlamak mümkün.

*

“Silahlı terör örgütü” denildiği zaman itiraz edenlerin yüzü yerde şimdi.

“Bunlar çakı bile taşımaz” diyorlardı.

Çakı bile taşımayanlar, F16 savaş uçağıyla saldırdı. Helikopterle saldırdı. Tankla, tüfekle saldırdı.

“Karıncayı bile ezmezler” sözü kulaklarımızdan gitmedi.

Hâlâ yankılanıyor.

Önüne çıkan ne varsa ezdiler.

Yolda giden otomobilleri, insanları, genç yaşlı çocuk kadın erkek demeden ezip geçtiler.

Bir kısmı rastgele ateş açtı, bir kısmı bir gözünü yumup nişancılığını test ederek.

İnsan avına çıkmış gibiydiler.

*

Amerika'daki elebaşı, o akşam vurulanların sayısını az bulmuş.

Allah'ın lâneti üzerine olsun.

“Birkaç kişi” diye bahsediyor konuşmasında.

Demek ki çok fazla kişinin hayatını kaybetmesini bekliyordu şeytanın uşağı.

Onun bütün örgütü toplansa, bir Mustafa Cambaz etmez.

Bütün ihanet şebekesi bir Erol Olçok, bir Abdullah Tayyip, bir Ömer Halisdemir etmez.

Şehitlerimizin ve gazilerimizin toprağa düşen bir damla kanı, hepsinin toplamından daha değerli.

Üst akıllarını da alıp gelseler, terazinin bu taraftaki kefesi daima ağır basar.

*

Bu işgal girişimini 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 darbeleriyle mukayese etmek yanlış.

Çok daha büyük çaplı olduğunu görmek zorundayız.

Yoksa yanılmış oluruz.

Moğol istilası, Fetret devri, Balkan bozgunu, 1. Dünya harbi, Çanakkale savaşı, İstiklâl harbi, Haçlı saldırıları ile yan yana yazılacak, onlarla bir arada değerlendirilecek bir hadise bu.

Tarihin dönüm noktalarından biri.

*

Tam anlamıyla haçlı saldırısı ve gerçek bir istiklâl harbi içindeyiz.

Olan biteni, iki üç dakikalık görüntülerden oluşan videolarla yabancı dilde bütün dünyaya anlatmak zorundayız.

Her dilde…

Maalesef bu konuda çok yavaş davranıyoruz.

İhanet şebekesinin şebekleri, dış kamuoyunu etkilemek için dört koldan saldırıyor.

Bizim meydan toplantılarıyla yetinmemiz doğru olmaz.