Gökyüzü sonsuz derinliği, sonsuz yıldızları ile çok eski zamanlardan beri insanoğlunun ilgisini çekmiş, bu bilinmeyen dünyanın büyüsü “yıldız ilmi”ni doğurmuştur. En eski uygarlıklardan bize kadar ulaşan eserlerde gökyüzü ve yıldızlarla ilgili inanılmaz bilgiler, anlaşılmaz –sırrı hâlâ çözülmemiş– işaretler vardır.

Gökyüzünü inceleyen eski dünya insanları yıldızların hareketlerinden hem kendilerine mahsus takvimler icat etmiş, hem de geleceğe dair kehanetlerde bulunmuşlardır.

Kendi kültürümüzde bu işin adı “İlm-i nücum” olmuş, padişahlar yanlarında sürekli “müneccimbaşı” bulundurmuş; onlara danışmadan önemli bir karar almayanlar dahi olmuştur.

Bütün bunların temelinde insanın gelecekten haber alma arzusu yatmaktadır. Kitabımız ise bunun mümkün olmadığını söyleyerek, falcılığı yasaklamıştır.

Gök cisimlerini incelemek “müsbet ilimler” sahasına girdiğinde adı “astronomi” olmuş; iklim-mevsim-zaman-meteroloji ve bunlara ilaveten “uzay araştırmaları”nda önemli bir mevki elde etmiştir.

Yıldız ilmi, burçların gizemi, fal geri durur mu? O da kendisine bir yer açmak için “astroloji” adını alıp, burçları merkeze koyup yine insanların malum arzularına cevap vermeye devam etti.

Uzun süre kenarda köşede kalan, müsbet ilimler karşısında tırsıp sesini pek çıkarmayan astroloji zaman sonra (günümüzde) modayla karışık tuhaf bir popülarite kazandı. Bunda televizyonun rolü büyüktür.

Hatırlayın kısa bir süre öncesine kadar televizyon kanallarında “medyum”dan geçilmiyor; medyum çekişmeleri gündem oluşturuyordu. Astrologlar program yapıyor, ünlüler bu cümbüşe renk katıyordu. Bunlar galiba biraz yasaklandı, medyumların ayağı televizyondan çekildi ama, rüya tabirleri hâlâ devam ediyor.

Rüya önemlidir. Ama böyle magazin mezesi yapılması fevkalade yanlıştır. Bilhassa gençler arasında “burç” modası saygınlığını koruyor. Burçlara inananlar tanıştıkları kişinin ilk olarak burcunu soruyorlar.

Geçenlerde bir gazete orta sayfasının iki yaprağını burçlara ayırdı. Açıkçası ekonomi sayfalarından daha önemli oldu. Çünkü işin ucu “ekonomi”ye daha doğrusu “tüketim”e dayanıyordu. Yazının başlığı: “Burçlara göre alış-veriş haritası”.

Efendim astrolog Jane Bowles Meditations For Women Who Spend Too Much (Çok harcayan kadınlar için meditasyon) adlı kitabında, burçların alışveriş alışkanlıklarını inceliyormuş.

Yazıda 12 burca mensup olanların alışkanlıkları yer alıyor. İşte bunlardan bazıları:

Koç: Spor arabalardan spa üyeliklerine, pahalı olan her şey Koç burcunun ilgisini çeker. Güzellik salonlarına üyelikler, sanat eserleri, spor ve şık giyim, seyahat paketleri. Koç burcu alışverişte sınır tanımaz.

Bowles nasihat ediyor: “Bütçenizi iyi hesaplayın, altından kalkamayacağınız borçlara girmeyin”.

Ne nasihat ama!

Yahu bu ölçü herkese lazım. İster Koç, ister Balık. Tutumlu olmak, ayağını yorganına göre uzatmak genel bir tasarruf hadisesidir. Bunu sadece koçlara öğütlemek nasıl bir astrolojidir.

Yengeç: Koleksiyonu yapılan her şey Yengeçlerin ilgisini çeker. Antikalar ve egzotik seyahatlerin yanı sıra, bireysel emeklilik paketleri ya da ev gibi geleceğe yönelik yatırımlar da yaparlar.

Öğüt: Dolunay sırasında alışverişe çıkmayın, bütçenizi altüst edebilirsiniz.

Pes doğrusu. Yengeci Dolunay’dan korumak lazım. Ne yorum ama. Bu yorumu yapmak için Jane Bowles olmalı, aşağı idare etmez.

Aslan: Gösterişli giysiler, aksesuarlar, son model ev eşyaları, kaliteli şaraplar ve gurme yiyecekler.

Öğüt: Herkesten üstte olmak isteği sizi her çıkan güzel ürünü almaya itiyor. Alışveriş sırasında bu dürtüyü bir kenara bırakmaya çalışın.

Olur canım. Emrin olur.

Terazi: Son moda giysiler, şık tasarımlı ev aksesuarları, pahalı kozmetik ürünler ve kaliteli porselen.

Öğüt: “Sadece almış olmak için” alışveriş yapmayın. Sayın Bowles, para çoktur, valla ne yapacağımı bilemiyorum, kendimi tutamıyorum. İşte gidiyorum, beni affedin.

Kova: Elektronik aletler, mutfak eşyaları, sanat eserleri, bilimkurgu romanları, ilginç antika parçalar.

Burçların hepsini saymaya yerimiz yok. Görüldüğü üzere sayın Bowles pahalı ürünleri burçlara göre dağıtıvermiş. Araya ufak ayrıntılar koymuş, aman fazla harcamayın demiş.

Yahu bunu bir parkta “Hanııım, uzat elini de bir falına bakayım” diyen şalvarlı Roman kardeşimiz de söyler yani, hem de süsleyerek.

Ayrıca şurası garip değil mi?

Dünyada her ferdin bir burcu var. Ama Yozgat’ın Şefaatli ilçesinin bir köyündeki Koç burcuna dahil kadınımız hangi AVM’ye gidip antika seçecek, işte burası meçhul.

Aslında pek de meçhul değil. Bu sayfanın hedef kitlesi malum. Zaten sayfanın altında bir AVM’nin ilanı var: “Yıldızlar” kesişiyor! “Burcunuza göre alışveriş rehberi” diyor. Anlayın artık.

Eskiler bu fal merakını boşa çıkarmak için harika bir söz üretmiş “Fala inanma, falsız kalma”.

Sıfıra sıfır elde var sıfır.