|
Yabancılaşmaya karşı gelenek

Nasr''ın kitap ve konuşmalarını okuyanlar, diğerlerinin de düşünce ve eylem dünyalarına girer.

İnsan yayınları, Seyyid Hüseyin Nasr ile yapılan konuşmaları kitaplaştırmış. Konuşmalardan oluşan kitapları büyük bir keyifle okurum. "Söyleşiler"i de bir solukta, baştan sona okudum.

Nasr Batılılar''la birlikte, seküler eğitim almış Müslümanlar''a İslam''ın zengin düşünce ve sanat dünyasını anlatan düşünürlerin başında gelir.

Klasik İslami eğitim yanında MIT''de fizik, Harvard''da bilim tarihi doktorası yapan Nasr, bütün ömrünü eğitime adamış bir düşünür.

Onun kitapları modernizmin ciddi bir eleştirisiyle birlikte tasavvuf, felsefe ve bilim açısından da İslami geleneğin bütünlük ve sürekliğinin eşsit bir savunmasıdır.

Ben Nasr''ın kitaplarıyla ilk defa İngiltere''de yetmişli yılların başında karşılaştım. O Guénon, Schuon, Burchhardt ve Lings''le birlikte Batı dünyasına bütün öğretilerin kaynağının Peygamberler olduğunu anlatıyorlardı. Bütün insanlık varlık sebebini, ölümden sonraki hayatın anlamını Peygamberler''de bulur. Gerçeğin değişmez bilgisi Peygamberler''dedir.

Kendi payıma isimlerini andığım düşünürlerin kitaplarını, ilk gördüğümden bu yan okumaya çalışıyorum. Sonra onların kitapları, Nabi Avcı, Mahmut Kanık, İlhan Kutluer, Nazife Şişman ve başka çevirmenler tarafından Türkçe''ye kazandırıldı.

Onlar bütün çalışmalarını seküler dünyanın anlayabileceği bir dille sunuyorlar. Nasr''ın dışındakiler, Hıristiyanlık, Yahudilik ve Budistliğin içinden geçip geldikleri için Batılı insana zengin bir düşünce dünyasının kapılarını açıyorlar.

Nasr''ın kitap ve konuşmalarını okuyanlar, diğerlerinin de düşünce ve eylem dünyalarına girer. Özellikle Nasr''ın bütün kitaplarında herbirinin çalışmalarından alıntılar ve göndermeler vardır.

Türkiye''de İslam''- ın düşünce hazinelerine yabancılaşmış, kurtuluşu Batı''da arayan, Hrıstiyanlık ve Museviliğin temellerinden haberdar olmayan seküler çevrelerin Nasr''ın kitaplarından öğreneceği çok şey var.

Düşünce ve yaşama biçimiyle Batılı, ancak İslam düşüncesine bütünüyle yabancılaşmış çevreler, kendileriyle birlikte bütün bir toplumu da kaosa sürüklüyorlar. Çünkü onlar ne Musevi, ne Hırıstiyan ne de Müslüman. Sıkı sıkıya bağlandıkları ondokuzuncu yüzyıl pozitivizmi ise, hiç bir dinin yerini doldurması mümkün değil.

Nasr modernizm adı altında bütün dünyayı sel suyu gibi işgal eden seküler değerlere karşı, geleneğin zengin düşünce ve eylem hazinelerine giden yolları gösteriyor.

Türkiye''deki kısır tartışmalardan kurtulmak için geleneğin hazinelerine ulaşmak gerekir.

24 yıl önce
Yabancılaşmaya karşı gelenek
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı