|
İmam Taberî’nin tefsiri

Kaynağına, yani Peygamber Efendimizin, Reşit Halifelerin ve ilgili sahabenin tefsirine, en yakın olan –tüm ayetlerin tefsirini ihtiva eden anlamında– ikinci tefsir, İbn Cerîr et-Taberî rahimehullahın (v.310/923), Câmi’u’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân adlı tefsiridir ki, Tefsîru İbn Cerîr, Tefsîrü’t-Taberî (Taberi Tefsiri) adlarıyla da maruftur.

Gerek kendi zamanının, gerekse sonraki alimlerin İmam Taberî hakkındaki övgüleri birkaç köşe yazısına sığmayacak kadar çoktur. Bu nedenle, onun hakkındaki en esaslı kayıtlardan biriyle yetinelim:

“Âlimlerin Haberleri ve Yazdıkları Eserlerin Adlarından Bahseden Kitâbü’l-Fihrist’in Altıncı Makalesinin Yedinci Fenni”ni “Taberî ve Talebelerinin Haberleri”ne tahsis eden Muhammed b. İshak en-Nedim, şöyle söyler:

“...et-Taberî el-Âmülî (...) Zamanının allâmesi, asrının imamı, zamanının fakihiydi. 224 yılında Âmül’de doğdu, 310 (922) yılında Şevvâl ayın-da 87 yaşında öldü. Muhammed b. Humeyd er-Râzî, Ebû Cüreyc, Ebû Kü-reyb, Hennâd b. es- Serî, Abbâd b. Ya‘kûb, Ubeydullah b. İsmâil el-Hebbârî, İsmâil b. Mûsâ, İmrân b. Mûsâ el-Kazzâz, Bişr b. Muâz el-Akadî gibi üstün hocalardan hadis okudu. Dâvûd [ez-Zâhirî]’den fıkıh okudu. Şâfiî fıkhını Mısır’da er-Rebî‘ b. Süleyman’dan, Bağdad’da el-Hasan b. Muhammed ez-Za‘ferânî’den okudu. Mâlikî fıkhını Yûnus b. Abdüla‘lâ, Benî Abdülhakem Muhammed, Abdurrahman, Sa‘d ve İbn Ehî Vehb’den okudu. Irak (Hanefi) halkı fıkhını Ebû Mukâtil’den Rey’de okudu. Mısır, Şam, Irak, Kûfe, Basra, Rey gibi yerlerdeki âlâ sened sahibi hadisçilere yetişti. Kur’ân, nahiv, şiir, lügat, fıkıh gibi bütün ilimleri iyi bilirdi. Ezberinde çok şey vardı.” (el-Fihrist, çev.: Ramazan Şeşen, TYEK Başkanlığı Yayınları, İstanbul 2019)

Bizim zamanımızda, şehirlerdeki mektep ve medreselerin, kasaba ve köylerdeki ocak-başı sohbetlerinin temel kitabı olması bakımından, öncelikle Târîhu’l-ümem ve’l-mülûk / Milletler ve Hükümdarlar Tarihi / Taberî Tarihi adlı eseriyle bilinen İmam Taberî’nin, buna tabi olarak şeyhü’l-müverrihîn / tarihçilerin şeyhi vasfı, imâmü’l-müfessirîn / müfessirlerin şeyhi vasfının önüne geçmiştir.

Oysa ki, aynı zamanda kıraat âlimi, muhaddis ve müçtehit-imam olan Taberî’nin tefsiri, geçen ay vefat eden ve aynı zamanda kendisi de bir müfessir olan merhum Muhammed Ali es Sabûnî’nin kelimeleriyle, “...İlim hazinelerinin en kıymetlilerinden biri olarak kabul edilir. Hiçbir ümmetin yapamadığı ilmi ve dini hizmetlerde bulunan selef-i sâlihîn’in ve emsalsiz âlimlerimizin eserlerinden paha biçilmez bir incidir. O âlimlerimiz ki, mukaddes kitabımıza hizmet uğruna sarf ettikleri çabanın onda birini diğer ümmetlerden hiçbiri göstermemişlerdir.

Tefsirciler arasında bir sıralama yapılacak olursa, merhum İmam Taberî sadaret merkezine, yani baş köşeye geçer. Yüksek bir otorite, parlak bir muhakkik ve İslam’ın bayrak şahsiyetlerinden biri olarak, o makamı işgal eder. İlimde tartışmasız bir önder, eski-yeni bütün büyük alimler için bir üstat olarak ilim tahtına oturur.”

Biz yine salt, iddiasız okurluk cihetinden baktığımızda, tefsir başta olmak üzere, İslamî ilimlerin teşekkül devrindeki kelimelere, terimlere, ıstılahlara mahsus manaları doğru öğrenmek bakımından, Mukâtil b. Süleymân’a olduğu kadar İmam Taberî’ye de muhtaç olduğumuzu anlarız.

Mukâtil b. Süleymân’ın Tefsîr-i Kebîr’indekinden daha az olmakla birlikte, İmam Taberî’nin mezkur tefsiri için de yine İsrailiyyat’tan faydalanma eleştirisi yapılmıştır.

Mustafa Fayda Hocamız, TDV İslam Ansikopedisi’ndeki İmam Taberî maddesinde, “Genellikle bu gibi haberlerin isnadı Kâ‘b el-Ahbâr, Vehb b. Münebbih, İbn Cüreyc, İbn İshak ve Süddî’ye dayanmaktadır. Tarihinde daha çok olan bu tür rivayetleri Taberî sadece bir haber olarak nakletmiş, isnadlarını vererek bunları değerlendirmeyi genellikle okuyucuya bırakmıştır” kaydını düşerken, Taberî Tefsiri’nin, “gerek ilk devirlere ait olan ve günümüze intikal etmemiş bulunan tefsirlere ulaşmak, gerekse lugat, tarih, fıkıh, kıraat, kelâm, nahiv ve eski Arap şiiri konularında araştırma yapmak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak” olduğunu da belirtmiştir.

Malumata meraklı günümüz okurunun İsrailiyyat eleştirisiyle ilgili yaklaşımı elbette farklı olacaktır. Bu tarz bilgileri ayıklamayı bilen okurlar içinse bu problem zaten yok hükmündedir.

Önceki yazımızda, Elmalılı merhumun tefsirinden söz ederken kullandığımız Türk-İslam Aklı tabirini, mutlaka elimizin altında bulunması gereken bir tefsirle tahkim ederek, bu konuyu tamamlayalım inşallah.

#İmam Taberi
#Tefsir
#Kur'an-ı Kerim
#İslam
3 yıl önce
İmam Taberî’nin tefsiri
Kubbetü’s-Sahra: Yeni dinin yeni sanat teklifi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?