Bu yazıyı kaleme aldığım şu esnâda Cumhurbaşkanlığı seçimin 2.turu için oy verme işlemi devâm ediyor. Neticeyi aşağı yukarı tahmin edebiliyorum. Lâkin yine de tedbirli olmak lazım. Meclis rakamları zâten belli oldu. Meclis’te AK Parti ve MHP’den oluşan Cumhûr İttifâkı ekseriyeti kazanmış durumda. Burada bir mesele yok. Türkiye Cumhûriyeti seçmenleri hâl-i hazırda Cumhûrbaşkanı’nı seçmek için sandığa gidiyor. Eğer Kemâl Bey kazanacak olursa Türkiye’nin siyâsal istikrârı ve idârî süreçlerinin sıkıntıya gireceğinden şüphe yok. Türkiye, ABD’de olduğu üzere esnek bir parti kültürüne sâhip değil. (Hoş, ABD’de bile son zamanlarda Cumhûriyetçiler ile Demokratlar arasında “kutuplaşmaların” yaşandığını; nihâî olarak iç borç tavanının yükseltilmesi husûsunda mevzubahis esnekliğin çalışamadığını tâkip ediyoruz). Eğer Kemâl Bey seçilmiş olursa Meclis çoğunluğu ile Cumhûrbaşkanlığı arasında bir uyum veyâ denge kurmanın zorlaşacağı âşikâr. Bu ihtimâlin, tercihi henüz kesinleşmemiş seçmenler nezdinde mühim olacağını ve oy dağılımına tesir edeceğini düşünüyorum. Eğer diğer ihtimâl gerçekleşecek olursa önümüzde beş senelik yeni bir Erdoğan ve AK Parti devri uzanıyor demektir. Hayırlısı..
Hâsılı resmin bir tarafında Kafkasya’da Azerbaycanlı Türkler, Balkanlar’da Boşnak ve Arnavut kardeşlerimiz.. Diğer tarafta Astana zemini.. Çok yaman bir resim bu..