|
Baskın!

Yirmi Sekiz Şubat MGK"sından on beş ay kadar sonrasıydı. John Hopkins Üniversitesi"ndeki törende, dekan "Rahmi Koç"la iftihar ediyoruz" diyordu.

"Mister Koç"a, kırk iki yıl önce mezun olduğu üniversite tarafından fahri doktora unvanı veriliyordu.

Rahmi Bey, kendisini "Generalliğe terfi etmiş gibi hissettiğini" söylüyordu.

O törende Rahmi Koç"u takdim eden dekan Paul Wolfowitz"di. (23 Mayıs 1998)

Beş yıl sonra gerçekleşecek Irak işgalinin mimarları arasında ABD Savunma Bakan Yardımcısı sıfatıyla yer alacak olan Wolfowitz, bu görevinin ardından Dünya Bankası Başkanlığı"na getirilmişti.

2006 yılının 5 Haziran günü gizlice İstanbul"a gelerek, Çengelköy"deki Kordon Restoran"da belli başlı Türk işadamlarının katıldığı "çok özel" bir toplantıya başkanlık etmişti.

O günlerde, Atlantik"in öte tarafından "düğmeye basılmış" Türkiye"den büyük miktarlarda para kaçışı yaşanıyordu.

Derin Amerika, Türkiye"de devasa bir "ekonomik kriz"in peşinde idi…

Wolfowitz, işadamlarına paralarını daha seri bir biçimde Türkiye dışına çıkarmaları gerektiğini telkin ediyordu.

Birkaç dakika sonra beklenmedik bir gelişme yaşandı. O gün için "toplantıya özel" hale getirilmiş restorana bazı "davetsiz misafirler"in geldiği gözlendi.

Birdenbire, Wolfowitz"in suratı asılmıştı:

"Arkadaşlar toplantımız sona erdi, basıldık!" diye hayıflanıyordu.

***

17 Mayıs 2006"daki Danıştay Saldırısı"yla aynı gün başlayan para kaçışı, 9 Haziran"a kadar devam etmiş…

Toplam 25 milyar dolar yurtdışına çıkmış, ancak piyasalar çökmemiş, ekonomik kriz patlak vermemişti:

Neredeyse aynı miktardaki sıcak para…

O üç haftalık süre zarfında "sürpriz biçimde" piyasalara enjekte edilmişti!

Washington"daki derin babalar ve onların içerideki mutemet adamları olan "Yaşlı Kurtlar" büyük bir şok yaşıyorlardı…

19 Şubat 2001"dekinden çok daha fazla sarsıntı yapabilecek bir "ekonomik kriz direkten döndüğü için" fena halde bozuk çalıyorlardı!

***

Paul Wolfowitz, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan için "Dindar bir fanatik" diye hüküm veriyordu. (24 Mayıs 2006, Milliyet, Yasemin Çongar"ın haberi)

"IMF"nin Türkiye"ye ilettiği mesajın ciddiye alınması gerekir" diye de Ankara"yı tehdit ediyordu…

DOLDUR, BOŞALT!

Kanlı çamaşırları sumen altına atılmış 28 Şubat Darbesi, aynı zamanda büyük bir para operasyonuydu.

Cunta"nın bağlı bulunduğu "Üst Yapı"nın çekirdek kadrosunu işadamları oluşturuyordu.

Türkiye"deki Gizli Devlet"i yönetenler, 28 Şubat sürecinde kontrollerindeki medya üzerinden "ağızlara laik" irtica tehlikesini kurgulayıp "doldur boşalt" oynuyorlardı!

Bu hengâmede, on milyarlarca dolarlık büyük para transferlerini birbiri ardına gerçekleştiriyorlardı.

BATI CEPHESİ"NDE HASTA ADAM ÇOK

2001"deki Kurgusal "11 Eylül Saldırıları"ndan itibaren yaklaşık on yıllık süre içinde Amerikan piyasalarından dört trilyon dolardan daha fazla para çıktı!

2008 sonbaharında patlayan küresel finans krizinin temelini oluşturan ana faktör budur.

Yerküremizde para akışının yön değiştirdiği bir dönemdeyiz. Körfez parasının eskisi gibi "otomatik" olarak Batı piyasalarına yönelmediği aksine kaçtığı bir vasatta, ABD ve Avrupa ekonomik krizle boğuşmaya devam ediyor.

ABD Merkez Bankası"nın (Federal Rezerv) Başkanı Ben Bernanke "Amerikan ekonomisinin bütüncül bir toparlanmadan uzak olduğunu" söylemek zorunda kalıyor. (15 Şubat 2013)

Euro Bölgesi"ndeki ekonomik hastalık ise gittikçe yayılıyor; sadece uçurumun kenarındaki Yunanistan ve Güney Kıbrıs değil, İtalya"sı, İspanya"sı, Portekiz"iyle, İrlanda"sıyla titreyen Euro Bölgesi"nde Fransa bile zor durumda…

***

"Mister Simit" yani Rahmi Koç, bundan 11 yıl önce "Türkiye"nin kurtuluşu AB üyeliğinden geçiyor" diyordu. (21 Haziran 2002)

Aynı, "Mister Koç" 2011 yılında ise "Allah"a çok şükür, AB üyesi değiliz" diyor, "itiraf"çı oluyordu!

Finali, dün Vatan gazetesinde yer alan bir haberle yapalım…

Avrupa Komisyonu"nun "Enerji"den Sorumlu Komiseri" Alman Günther Oettinger, "İçimizdeki İrlandalılar" takımını üzecek bir kehanette bulunuyor:

"--Türkiye yakında daha da büyüyecek, AB"ye ihtiyacı kalmayacak. Almanya ve Fransa"nın liderleri on ila yirmi yıl sonra Ankara"ya gidip dizlerinin üzerinde sürünerek "lütfen bize katılın" diyecekler!"

11 yıl önce
Baskın!
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
Reisi’nin manidar ölümü
İran bu sancılı günleri nasıl atlatacak?