Nihayet serbest piyasa kurallarındaki iyice sırıtan sosyal dengesizlik patronlar tarafından da sorgulanmaya başlandı.
Ünlü düşünür Carlyle''ın dediği gibi dünyamız '' bir tarafta iki milyon gömleksiz insan, diğer tarafta iki milyon gömleği nasıl satacağını düşünen insanlardan '' ibaret bir halde.
Bundan iki sonuç çıkıyor; Birincisi sorun patronlar tarafından doğru algılanmış, ikincisi de kapitalizm yeni bir kabuk değiştirme aşamasına gelmiş.
Hakikaten küreselleşme ile birlikte küçülen dünyada sosyal adaletsizlikler ve gelir dağılımındaki bozukluk o kadar sırıtmaya başladı ki patronları bile rahatsız edecek boyutlara ulaştı.
Dünyada paranın belli ellerde birikmesi ve paylaşımdaki adaletsizliğin kapatılamayacak noktalara ulaşması güvenlik kaygısını da beraberinde getirdi.
Konu aslında ABD ve Avrupa''da uzmanlar, akademisyenler, hükümetler ve sivil örgütler tarafından 10 yıldır tartışılıyor.
Bizim ilgi alanımıza ise önce son dönemde yaşanan gıda krizi ile girdi. Sonra büyük patronların iki ayrı toplantıda yaptıkları açıklamalarla gündeme yerleşti.
***
Ne demişlerdi önce onları kısaca hatırlayalım;
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton; Aşırı derecede artan enerji ve gıda fiyatları binlerce insanın açlık ve yoksulluk çekmesine, hatta ölümüne yol açıyor. Serbest piyasa ekonomisi artık işlevini yerine getiremiyor mu? Adam Smith öldü sanırım. Çözüm için insanlığın Karl Marx''ı yeniden keşfetmesi mi gerekiyor?"
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk; İnsanların mutlu olmasını, refah seviyelerinin artmasını istiyorum. Biraz kapitalist olmamıza rağmen böyle bir sosyal demokrat tarafımız da var
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın; Kapitalizmin son aşamasını komünizm olarak görüyorum. Halktan aldığımızı halka vereceğiz. Şirketlerimizin hepsi bu ülkenin şirketi. Yüzde 80-90''ını halka arz ettiğimizde, halk da bunları aldığında -komünizmde olduğu gibi bedava değil de bir miktar para vererek- ortak oluyor.
***
Tartışılan konu ne?
Kapitalizm süreci bundan sonra nasıl devam edecek?
Daha önceleri yaptığı gibi sürekli kendini iyileştirerek mi devam edecek yoksa yerine yeni bir sistem mi gelecek?
***
Hamdi Akın''ın komünizm olarak tanımladığı dönem aslında Bediüzzaman Said Nursi''nin işaret ettiği Serbestiyet ve Malikiyet devrine uyuyor.
İnsanlığın yaşama devirlerini beşe ayıran Said Nursi, Karl Marx ile son maddede ayrılıyor.
Bediüzzaman''a göre, insanlığın Yaşama Devirleri:
Vahşet ve Bedeviyet
Memlükiyet (Kölelik)
Esirlik Devri
Ecir (Ücretlik, kapitalizm)
Malikiyet ve Serbestiyet devirleri olarak sıralanıyor.
Ücretliliğin insanın yaratılışına aykırı olduğunu ileri süren Said Nursi, kapitalizmden sonra çalışanların hem patron hem işçi olacakları bir döneme geçileceğini söylüyor.
Hamdi Akın''ın da tarif ettiği şirketlerin halka arzlarla küçük ortaklar edinmesi bu devirin geleceğini gösteriyor.
Buna komünizm demenin sol sempatizanlığından başka izahı olamaz.
Zaten bizim memlekette ne hikmetse (genelde) patronlar sol, işçiler de sağda yer alır.
Dünyada da başka örneği yoktur.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, son dönemde siyasette yaşanan olayların tek sebebini solun uzun süredir halkın oyuyla iktidara gelememesinde görüyor.
Başoğlu''na göre bir ülkede demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla ayakta kalabilmesi ve güçlenebilmesi için varlığını demokrasiye borçlu olan siyasi partiler ve STÖ''nün desteğine ihtiyaç var.
“Bugün 3 işçi sendikası konfederasyonu olması da sorunların çözülmemesinin en büyük engeli" diyen Başoğlu''nun önerisi şöyle;
"İddia ediyorum ki, bu 3 konfederasyon tek çatı altında birleşmelidir. Eğer sorun birleşmeye engel olan koltuk ise, bunu üç konfederasyon arasında dönüşümlü olarak çözmek mümkündür"
Tartışmaya değer bir öneri bence.
