6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.

Şehit Başsavcı Mustafa Alper
- Twitter'ta paylaş
- Facebook'ta paylaş
- BiP'te paylaş
- Telegram'da paylaş
- Whatsapp'ta paylaş
- Pinterest'te paylaş
- Flipboard'da paylaş
- E-posta gönder
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper... 15 Temmuz gecesi art arda aldığı çok kritik kararlarla darbenin seyrini değiştiren ve sonrasında da FETÖ'ye adeta göz açtırmayan Başsavcı, makam aracına bir kamyonun çarpması sonucu göreve giderken şüpheli bir kazayla şehit oldu. Alper'in bıraktığı iz ise yıllar geçse dahi unutulmayacak...
- Kısaca Mustafa Alper kimdir?
- 15 Temmuz'un seyrini değiştirdi
- 15 Temmuz gecesini anlattığı röportaj
- 15 Temmuz sonrası FETÖ'yle mücadelesi
- FETÖ'cülerin ilk tepkisi
- Hayatın içinden
- Çocuklarına vasiyeti
Kısaca Mustafa Alper kimdir?
Şehit Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper 1969'da Muğla'nın Kavaklıdere ilçesinde dünyaya geldi. Cumhuriyet İlkokulu, Kavaklıdere Ortaokulu, 60.Yıl S.M.Lisesi ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitede Avrupa Birliği Hukuku Uzmanlığı ve yüksek lisans derecesi aldı. İzmir'de öğretim görevliliği ve avukatlık görevi yürüttü, askerliğini de aynı kentte tamamladı.
1995'e gelindiğinde Ankara Hâkim/Savcı adayı olarak meslek hayatında ilk adımlarını atmaya başlayan Alper, stajının tamamlanmasıyla birlikte Konya/Ereğli, Muş/Varto, Afyonkarahisar/Dazkırı, Çanakkale Cumhuriyet Savcılıkları; İskenderun, Van Cumhuriyet Başsavcılıkları, Van Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ve Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nda sorumluluklar üstlendi. Görev yerlerinde aldığı önemli kararları başarıyla hayata geçirdi. Yaşamının son gününe dek sürdürdüğü 22 yıllık meslek hayatında 'başarılı ve kararlı bir hukuk adamı' olarak iz bıraktı.
Alper, 13 Temmuz 2015 tarihinden itibaren Denizli Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyordu.
İngilizce bilen Alper, Hâkim Hatıran Alper ile evli ve iki çocuk babasıydı.
Denizli Adliyesi’nde Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper ve şoförü Muzaffer Akşehirli için tören düzenlendi. Saat 09.30’da gerçekleştirilen törenin ardından Başsavcı Alper’in cenazesi toprağa verilmek üzere Aydın’ın Söke ilçesine gönderildi. Törene Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve çok sayıda vatandaş katıldı.









Olay
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile en yoğun mücadelenin sergilendiği illerden olan Denizli, şüpheli bir trafik kazasına sahne oldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinde FETÖ’cü tugay komutanının tutuklanması talimatını veren, kalkışma sonrası dönemde de örgütle amansız savaşıyla dikkat çeken Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper (48), oldukça şüpheli bir kaza sonucu şoförüyle birlikte hayatını kaybetti. Alınan bilgiye göre Başsavcı Alper, şoförü Muzaffer Akşehirli’nin kullandığı 20 AB 548 plakalı otomobille Honaz ilçesindeki Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na giderken Merkezefendi ilçesine bağlı Bozburun Mahallesi Salihağa yolu üzerindeki kontrolsüz kavşakta Uğur T’ın (53) kullandığı 64 DL 821 plakalı hafriyat yüklü kamyonla çarpıştı.

Kamyonun altına alarak yaklaşık 5 metre sürükleyip orta refüjdeki ağaca sıkıştırdığı otomobildeki Başsavcı Alper ile şoförü Muzaffer Akşehirli hayatını kaybetti, koruması Ramazan Uğur ise yaralandı. Yaralı polis memuru, Denizli Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, olay yerine gelen adliye çalışanları ve meslektaşları gözyaşlarını tutamadı.
15 Temmuz'un seyrini değiştirdi
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, 15 Temmuz gecesinden bugüne dek FETÖ'ye karşı verdiği mücadeleyle ardında anlamlı bir iz bıraktı. Alper, 15 Temmuz gecesi 'darbe girişimi' haberini alır almaz teyakkuza geçti ve en kritik kararları alarak darbenin seyrini değiştirdi. Alper'in en önemli adımı FETÖ'nün darbe için 'sıkıyönetim komutanı' ilan ettiği 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır için gözaltı kararı çıkarması oldu. Özbakır, 550 komandoyla Çardak'tan Ankara'ya hareket edecek ve darbe girişimine katılacaktı.

Darbecilerin Çardak planı
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi yaptığı gece kentte yaşananları anlattı. Havaalanında elektriklerin valinin talimatıyla kesilmesi ve belediye araçlarının pistte "arıza yapmasıyla" komandoları götürecek uçağın indirilmediğini anlatan Zolan, "Çardak Havaalanı'na yola çıkan 550 komando Ankara'ya ulaşsa darbe girişimi daha kanlı olacaktı. Milletin parasıyla alınan uçak ve helikopterlerden millete ateş açanların Allah belasını versin. Denizli Valisi Ahmet Altıparmak'a bir kez daha teşekkür ediyorum. Komandolar yola çıkınca havaalanının elektrikleri valinin talimatıyla kesildi. Belediyemizin araçları da Tugay Komutanlığı etrafında arıza yaptı. Ayrıca, uçakların havaalanında indiği pistte de araçlarımız arıza yaptı. Komandoları alıp Ankara'ya götürecek olan kargo uçağı yere inemedi. Denizli'den 550 komandonun Ankara'ya gitmesini engellemesek ya biz burada olmazdık ya da darbe girişimi daha kanlı olurdu. Denizli'nin Milli Mücadele Günü 15 Mayıs'tır. Bundan sonra 15 Temmuz'da Demokrasi Bayramımız olacak" dedi.
Denizli Valisi Ahmet Altıparmak'ın darbe girişimi sırasında 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ı telefonla arayarak birliklerini geri çekmesini istediği, ancak Özbakır'ın kabul etmediği bildirildi. Denizli'de 11. Komando Tugay Komutanlığı'na bağlı Söke'deki birlikten 70 komandonun darbe girişiminden iki gün önce tatbikat var diye geldikleri öğrenildi.
Vali kapattırdı, cuntacılar açtırdı
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da aralarında olduğu 42'si tutuklu 60 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, 500 askeri Denizli'den Ankara'ya götürmek isteyen darbecilerin, elektriklerin Vali'nin talimatıyla kesilmesi ve jeneratörlerin çalıştırılamaması üzerine Çardak Havalimanı pistini askeri araçların farlarıyla aydınlatmaya çalıştıkları belirtildi.

Ankara’ya asker gönderme ile ilgili gelen emir doğrultusunda Ordu Komutanı veya Ankara ile bağlantıya geçmediğini, asker içerisinde de karışıklığa neden olmamak amacıyla kimseye sormadan emirleri kendisinin verdiğini itiraf eden Özbakır, Vali Ahmet Altıparmak Başkanlığı’nda oluşturulan Kriz masası ile neden irtibata geçmedin sorusuna ise "Emniyet Müdürü ile görüştük. Durumun normal olduğunu, devletten yana olduğumuzu söyledim. Mutabakata vardır. Vali Bey ile konuşmam ise iddia edildiği gibi sert bir konuşma olmadı. Tugay Komutanlığın önü araçlarla kapatıldığı için çıkamadım" şeklinde cevap verdi.
UYAP hamlesi
Denizli'de Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ni (UYAP) darbe gecesi kapattırdı. Darbecilerin Adliye binasını işgal etmesi halinde çok kritik isimler için tutuklama kararı vermesine karşı önlem aldı. FETÖ'cü hakim ve savcıların kamu görevlileri hakkında yakalama kararı düzenleyebilmesinin önünü kesmiş oldu.
- UYAP, yönetim bilişim sistemlerinden olan yargı birimlerinin ve Adalet Bakanlığı'nın merkez birimlerinin iş sürecini hızlandıran, güvenli ortam oluşturan ve kurumu kağıtsız ortama taşıyan online bir bilgi sistemi olarak hizmet veriyor.
15 Temmuz gecesini anlattığı röportaj
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, darbe girişimini öğrenmesinden kısa bir süre sonra Denizli'de FETÖ için emir komutayı üstlenen 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır hakkında gözaltı kararı verdi.
Darbeyi duydu Tugay Komutanı için tutuklama kararı verdi
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, eşi ve çocuklarıyla helalleşerek evinden ayrılmasından, FETÖ'cü hakimler tarafından alınacak tutuklama kararını önlemek için UYAP sistemini kapattırmasına ve darbeci generalle ilgili tutuklama kararını bizzat yazıp imzalamasına kadar yoğun geçen süreci bizimle Denizli Haber'e anlattı.
İşte Başsavcı Alper'in ifadeleriyle 15 Temmuz gecesi:
"Meslektaşlarımızla televizyon izlemediğimiz bir ortamdayken Adalet Komisyonu Başkanımız aradı. 'Başsavcım, Boğaz Köprüsü’nde bir hareketlilik var, askerler çıkmış, bir kalkışmadan söz ediliyor haberlerde. İzlediniz mi?' diye sordu. Bunun üzerine televizyonu açtık, bir kalkışma hareketini gördük. Hemen Vali Beyi ve İl Emniyet Müdürümüzü aradım. Durumu anlamaya çalıştım.
Birincisi ilimizde ne oluyor? İkincisi askeri birliklerin durumu ne? Tugay Komutanlığının bütün uyarılara rağmen araçlarını çıkardığını ve Çardak Havaalanı’na doğru gitmekte olduklarına dair bilgiler edinildiğini öğrendim. Kriz merkezi oluşturulacağı ifade edilerek gelmesi istenildiği halde Tugay Komutanı'nın gelmediği söylendi.
Yeniden Vali Beyi aradım, 'Cumhuriyet Başsavcısı olarak, Tugay Komutanı ve darbeye karışanlar hakkında gözaltı kararı vermeyi düşünüyorum' dedim, bu kararı kısa sürede yazılı hale getireceğimi ifade ettim. İhtilalcilerin görüldüğü yerde emniyet ve jandarma birimlerince gözaltına alınacağını belirttim.
İlk mesaj
Arkadaşlarımı 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti her türlü belayı def edebilecek güçtedir, bundan emin olun. Biz görevimizin başındayız. Siz sakin olun' diyerek teskin ediyorum.
Öleceksek bir kere ölürüz
Eşim ve çocuklarım evde. Yukarı çıktım, kıyafetimi değiştirdim. Tabancamı aradım. Eşim dedi ki: tabancanı alma. Ben seni tanıyorum, bir çakışma olursa ilk ateş eden olursun. İki koruman var, onlar gereğini yapar. Ben tabancanı vermek istemiyorum. Öleceksek bir kere ölürüz. Haklıydı o konuda.
Adliye'ye kimseyi almayın
Kriz merkezine giderken de yolda adliyenin UYAP'ını kapattırdım. Çünkü adliye işgal edilirse bazı hakim ve savcılar, bu ilde ben dahil olmak üzere kamu görevlileri hakkında yakalama kararı düzenleyebilirlerdi. Adliyeyi bekleyenlere de 'hiç kimseyi içeriye almayacaksınız, gerekirse çatışmaya girin' şeklinde sözümüz oldu.

Yakalama kararımla Adliye'ye getirildi
Güvendiğim ekiple bu odada toplandık, dedik ki bundan sonra önümüze bakacağız. 14 Cumhuriyet savcısına hemen görev yazdım. Siz gözaltı işlemlerini yapın. Arkasından başsavcı vekilimiz ve yanında iki savcı arkadaşımızı Tugay’a gönderdim gözaltına alınmak üzere. Başsavcı Vekilimiz, Tugay Komutanı’nın odasına girip nazik bir dille 'Şu anda Cumhuriyet Başsavcımızın yakalama ve gözaltı kararını icra etmek üzere gelmiş bulunmaktayız. Lütfen silahınızı teslim edin, ceplerinizi boşaltın, ben aramak zorunda kalmayayım' şeklinde kararı tebliğ ettikten sonra haklarını hatırlatıyor. Evinizde ve işyerinizde arama yapmamız gerekiyor polisler ile birlikte. Biz görevimizi yaparken nezaket ve devlet adamlığının gerektirdiği tavrımızı muhafaza ederiz. Bu nedenle lütfen çocuklarınız dışarı çıksınlar. Onların gözü önünde sizi aramak istemiyorum' dedikten sonra arama icra ediliyor, silah teslim alınıyor ve gözaltına alınarak doğrudan adliyeye getirildi.
Olağanüstü Hal Kararnamesi yayımlanmadığından bir açmaz vardı. Asker şahıslar hakkındaki soruşturmalar Merkez Komutanlığı tarafından icra edilir. Kolluk görevini Merkez Komutanlığının yapacağı işaret ediliyor. Fakat Merkez Komutanı zaten şüpheli! Böyle bir açmaz var ama çok hızlı da düşünmek zorundasınız. 14 Cumhuriyet savcımız aynı anda ifadeye girdi. Rütbeli şüpheliler tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Tabii bir hakimin 59 kişiyi sorgulayıp, bitirebilmesi birkaç gün sürer. Kaldı ki buna bir insanın gücü yetmez. Adalet komisyon Başkanlığı sekiz hakime sulh ceza hakimliği yetkisi vererek görevlendirme yaptı. Sekiz mahkeme bu şahısları sorgulayıp haklarında tutuklama kararı verdi.

15 Temmuz sonrası FETÖ'yle mücadelesi
Şehit Başsavcı Alper, 15 Temmuz gecesi FETÖ'ye karşı verdiği mücadeleyi OHAL döneminde de kararlılıkla sürdürdü. 15 Temmuz'a karşı hukuk alanında atılan adımlarda öncü olarak FETÖ'ye karşı ilk iddianameyi hazırladı.
Darbe girişiminin başarıyla püskürtülmesinin ardından Türkiye genelinde FETÖ'ye karşı başlatılan teyakkuza Alper de kolları sıvayarak katıldı. Uykusuz geçen saaterin ardından sadece 36 saat içinde gözaltılar için soruşturma dosyasını tamamlayarak büyük bir başarıya imza attı. Alper'in dosyası darbecilere karşı başlatılan soruşturmalarda ilk adımlardan biri oldu.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'ye karşı her birini başsavcı vekillerinin koordine ettiği ve tamamen savcılardan oluşan 4'er kişilik soruşturma timleri kurdu. Başsavcı Mustafa Alper'in talimatıyla oluşturulan soruşturma timleri yoğun çalışmanın ardından FETÖ'nün idari yapılanmasını deşifre etti.

Terör örgütünün Türkiye'de kentleri önemi ve nüfus yoğunluğu gibi belli kriterleri gözeterek idari açıdan sözde eyaletlere böldüğü bu soruşturmalarda deşifre edildi.
- Örgütün kod verdiği o iller
- AH-İstanbul, Kırklareli, Edirne
- FT-Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Kütahya, Bilecik
- HL-Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Afyonkarahisar, Uşak, Denizli
- SLÇ- Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Bolu, Çankırı
- SLM- Adana, Hatay, Mersin
- TR-Konya, Karaman, Isparta
- KN-Kayseri, Niğde, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat
- SD-Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
- AKF-Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin
İlk FETÖ iddianamesi Denizli'de hazırlandı
Denizli'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında ilk iddianame hazırlanarak mahkemeye gönderildi. Alınan bilgiye göre, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde Tavas Cumhuriyet Savcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin Tavas'taki mütevelli heyet oluşumu, dershane, yurt, pansiyon ve okullardan oluşan eğitim yapılanması, ilçedeki kadın yapılanması ve ışık evleri yapılanmasına yönelik "Tavas'taki çatı yapılanması" kapsamında başlatılan soruşturma ve yapılan operasyonlar neticesinde toplam 72 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 31'i tutuklu 72 şüphelinin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyelik suçundan yargılanmaları istenen iddianame, terör suçlarına bakmakla görevli Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Denizli'yi 6 eyalete bölen örgütün, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den sonra örgütün ikinci adamı İsmail Büyükçelebi'nin Tavaslı olmasından dolayı sözde eyaletlerden Tavas'a büyük önem verdiği belirtilen iddianamenin kabul edilmesinden sonra yargılamanın başlayacağı öğrenildi.
- Alper, FETÖ ile mücadelesi sayesinde kentte 250 civarında soruşturma açılmasını sağladı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, mahkeme tarafından kabul edildi.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Denizli 11. Komando Tugay Komutanlığından çok sayıda askeri personelin "kalkışmaya destek olmak için Çardak Havaalanına sevk edilmesi" nedeniyle, eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 60 şüpheli hakkında hazırlanan 20 klasör ve 143 sayfadan oluşan iddianame, Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek, dava açıldı.
İddianamede, sanıklarla ilgili "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Fetullahçı Terör Örgütü'ne üye olma" suçlamaları yer alıyor.
- Sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 309/1, 311/1, 312/1, 314/2, Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1, TCK'nın 53, 55, 58/9 ve 63. maddelerine istinaden, üçer defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Denizli'de ilk ceza kararı
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması çerçevesinde "terör örgütüne üyelik" suçundan Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince tutuklu yargılanan Denizli Ticaret İl Müdürlüğü eski çalışan C.İ. ile "terör örgütüne bilerek yardım etmek" suçundan tutuklu yargılanan eski öğretmen C.A. hakkında 7 Şubat'ta verilen karar için sanık avukatları birinci üst derece mahkemeye başvurdu. 31 Mart tarihinde Denizli'de FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında örgüt üyeliğinden ceza alan iki tutuklu sanığın üst mahkemeye yaptığı itirazlar reddedilerek cezaları kesinleşti.
FETÖ'cülerin ilk tepkisi
Alper'in vefat haberinin gelmesiyle birlikte sosyal medya üzerinden FETÖ'cüler yoğun bir 'sevinç' mesajıları paylaştı. FETÖ'nün türlü oyunlarına karşı kararlı adımlar atarak planlarını suya düşüren Alper için sarf edilen sözler dikkati çekti. Çok sayıda FETÖ mensubu için yakalama kararı çıkaran ve soruşturma yürüten Başsavcı, adeta teröristlerin hedefi oldu.
Firari FETÖ'cü Emre Uslu, trafik kazası haberinin hemen ardından resmi Twitter hesabı üzerinden Alper için 'zalimler için yaşasın cehennem' mesajı yayınladı. Uslu'nun attığı tweete sosyal medyada yoğun tepki yağdı. Alper hakkında sosyal medyada paylaşımlarda bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarisi Emre Uslu hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Sosyal medya üzerinden yurt içi ve yurt dışındaki çok sayıda FETÖ'cü Alper için karalama kampanyası başlatmaya kalkıştı. Şehit Başsavcı için vicdansız ifadeler kullanan terör örgütü mensupları, vefat haberinin ardından bayram etti. FETÖ'cüleri ortaya koyduğu sevinç, Alper'in FETÖ'yle mücadelede ne denli ön planda olduğunun da bir göstergesi oldu.
Hayatın içinden
Şehit Başsavcı Alper'in FETÖ'yle mücadele dışında toplumsal olaylara karşı aldığı adımlar da başarıya ulaşıyordu. Kent yaşamının içine de dahil olan ve her yaş grubuyla yakın bir bağ kuran Alper, gönüllerde taht kuruyordu.

Krizi büyümeden durdurdu
15 ile 18 yaş arasındaki 5 çocuk akşam saatlerinde kurumdaki yetişkinlerin yaşam alanlarına geçmek ve sigara kullanmak istemiş, isteklerinin yerine getirilmemesinden dolayı aydınlatma için kullanılan ampulleri sökerek kendilerine ve çevrelerine zarar verici eylemlerde bulunmuştu. Nöbetçi infaz koruma memurları eylemlerin sonlandırılması için müdahalede bulunmuşlardı. Alper, geçtiğimiz hafta Denizli cezaevinde yaşanan bu olayın ardından bölgeye gelerek incelemelerde bulunup Çardak Cumhuriyet Başsavcısı ve cezaevi müdüründen bilgi aldı. Alper, gazetecilere yaptığı açıklamada infaz koruma memurlarının olayda yasal yetkilerini kullandıklarını hatırlatarak "Cezaevinde herhangi bir isyan vuku bulmamıştır, herhangi bir insan hakları ihlali meydana gelmemiştir. Ancak her türlü ihtimal değerlendirilerek güvenlik kuvvetleri ve sağlık görevlileri olay yerine çağrılmıştır. İlgili başsavcı vekili ve cezaevlerinden sorumlu Cumhuriyet savcımız da burada" dedi. Yaşanan olaydan sonra 11 hükümlünün nakli konusunda da açıklamalarda bulunan Alper şunları kaydetti:
"Bu tür eylemleri yapanların müeyyidelendirilmesi gerekir. Dolayısıyla onların da nakilleri yapılmıştır. Olaya karışan 5 kişi ile direngen tavırlar sergileyen 6 olmak üzere toplam 11 kişinin nakli yapılmıştır. Bunlar 18 yaşın altındaki ergenlik yaşındaki çocuklar. Dışarıdaki hayatlarında bazı kötü alışkanlıklar edinmiş olabilirler. Dolayısıyla bu tür talepleri olduğunda bunlara müsaade etmemiz mümkün değildir. Talepler yerine getirilmeyince zannediyorum yaşlarının da vermiş olduğu etkiyle bu eylemi gerçekleştirdiler ama bu cezaevine teşmil olmadan da sorun çözülmüştür."
Çocukları güldürdü
Denizli'de bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında çocuklar sembolik olarak yönetici koltuklarına oturdu. Adalet İlkokulu dördüncü sınıf öğrencisi 10 yaşındaki Eylül Aktaş, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in cübbesini giyip makamına oturdu. Hayalinin hakim ya da savcı olmak olduğunu söyleyen Aktaş, yargı mensuplarına çalışmalarında başarı diledi.

Tutuklu kadınlar için proje
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 2017 yılı için ihtiyaç duyduğu 350 bin adet seçim torbası ile 450 bin adet mühür torbası, Türkiye'nin ilk müstakil kadın cezaevi olan Bozkurk Kadın Açık Cezaevinde bulunan mahkumlar tarafından dikilerek 9 Şubat 2017'de YSK'ya teslim edildi. Cezaevindeki hükümlü kadınlar 2005 yılından buyana YSK'nın tüm seçim torbası ihtiyacını karşılıyor. Cezaevinde seçim torbalarıyla birlikte resmi ve özel kuruluşlar için de tekstil, dokuma ve unlu gıda mamulleri üretimi yapılıyor. Cezaevi adeta bir fabrika gibi çalışıyor. Cezaevinde bulunan 157 kadın hükümlü tarafından 2016 yılında, Sağlık Bakanlığına bağlı Somali Mogadişu Eğitim ve Araştırma Hastanesin için 35 binin üzerinden hasta yatağı kılıfı dikilerek, 70 bin dolarlık ilk ihracatını da gerçekleştirdi.

Çocuklarına vasiyeti
Şehit Başsavcı'nın 15 Temmuz gecesi evinden ayrılırken çocuklarına sarf ettiği sözler ise bugün halen yüreklere dokunuyor...
"Ben bugüne kadar hep helal lokma yedim ve size de helal lokma yedirdim. Devletin okullarında okudum. Ülkeme karşı sevgi ve saygımı hiç kaybetmedim. Şimdi ben gideceğim, geri dönmeyebilirim. Geri dönmediğim zaman anneniz size sahip çıkar.
Korkmayın, babanızdan asla utanmayın
Annenize bir şey olursa anneannenize ya da babaannenize gidin. Bankamatik kartımı bıraktım, içinde maaşımdan arta kalan miktarın olduğunu söyledim. 15 bin lira kadar para olan banka hesap cüzdanını da verip bununla da hayatınızı devam ettirirsiniz. Anneanneniz ve babaanneniz size sahip çıkacaktır. Bunlar gelir geçer. 10 yıl, 20 yıl, belki 30 yıl sonra babanızın cenazesini alıp Demokrasi Şehitliğine defnederler. Korkmayın, babanızdan asla utanmayın"
