Terör örgütü PKK/YPG’nin baş destekçisi ABD, İdlib’de Esed-İran-Rus saldırıları sonrası Türkiye ile NATO müttefiki olduğunu hatırladı. Rejim saldırılarında 13 Mehmetçiğin şehit olmasının ardından Washington’dan ardı ardına ‘başsağlığı’ ve ‘yanınızdayız’ mesajları geldi. “NATO müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız. Esed rejimi ve Rusya’nın devam eden saldırıları durmalıdır” diyen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suriye temsilcisi James Jeffrey’i Ankara’ya yolladı. Jeffrey, ayağının tozuyla gazetecilere Türkçe ifadelerle şöyle seslendi: “Şehidimiz var, başınız sağolsun.”
Önce Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’la, ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la görüşmeler gerçekleştiren Jeffrey, Türk askerleri için ABD hükümetinin taziye dileklerini iletti ve ABD’nin NATO müttefiki Türkiye’nin yanında olduğunu tekrarladı. Esed rejiminin sivil halka yönelik katliamlarına karşı bugüne dek hiçbir adım atmayan hatta Haseke, Münbiç gibi bölgelerde rejimle uzun süre bir arada varlık gösteren Amerika’nın, İdlib’i fırsat bilerek Soçi ve Astana mutabakatlarını sonlandırmayı ve Türkiye ile Rusya’nın arasını açma hedefi, özel temsilci Jeffrey’in geçtiğimiz haftaki HTŞ mesajında da dikkat çekmişti. Jeffrey, bu grubun bir süredir sadece Esed’le mücadeleye odaklandığını ve uluslararası bir tehdit oluşturmadığını deklare etmişti. Bu ağız değişikliği İdlib’de Türkiye-Rusya-Esed geriliminin hemen ardından gelmişti.
Suriye savaşının mimarı ABD’den gelen bu samimi(!) duruş, süreci bilen herkesi duygulandırmaya yetti. Nitekim Pompeo ve Jeffrey’nin “Türkiye ile NATO müttefikiyiz” dediği saatlerde Pentagon’un Suriye’de PKK/YPG için bütçeden 200 milyon dolar talep ettiğine ilişkin rapor ortaya çıktı. ABD Savunma Bakanlığı, Türk askerini hedef alan örgüte silah ve mühimmat desteği vermeye devam edeceğini ilan etti. 200 milyon dolarlık bütçe teklif raporuna göre Pentagon, terör örgütü YPG/PKK kontrolünde 10 bin kişilik bir güce silah ve mühimmat desteği vermeye devam edecek. Pentagon, geçen yıl da Suriye’de 250 milyon doları sınır güvenliği, 300 milyon doları ise eğitim ve ekipman desteği olmak üzere toplam 550 milyon dolar talep etmişti. Ancak bütçenin yasalaşmış halinde eğitim ve ekipman için 200 milyon dolar desteğe onay verilmişti.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien ise Pompeo ve Jeffrey’e göre daha gerçekçi davrandı. Bir panelde konuşan O’Brien, İdlib’de Esed rejimi ile birlikte Rusya ve İran’ın da Türk askerleri ve Türkiye ile birlikte çalışan unsurlara saldırdığını hatırlattıktan sonra şöyle dedi: “Küresel bir polis olarak oraya paraşütle inip saldırıları durdurmamız mı bekleniyor? Biz Suriye’deki sivil katliamlarının durdurulması gerektiğini yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz, fakat İdlib’e askeri olarak müdahale edeceğimizi sanmıyorum. İdlib’deki durum çok kötü. Esed çok kötü bir aktör. İranlılar da çok kötü bir aktör. Ruslar ve Türklerin adımları oradaki duruma yardımcı olmuyor. Fakat biz Rusların, İranlıların ya da Esed’in tüm kötü eylemlerini durdurma pozisyonunda değiliz. Oradaki kötü durumu sona erdirecek sihirli bir şey yok.”
Dün NATO şimdi Münih
- İdlib’de Esed rejiminin artan saldırıları sonrası Suriye’de rejimi açık hedef alacağını duyuran Türkiye, Batılı müttefiklerini somut desteğe çağırıyor. Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na katılan Hulusi Akar, İdlib sorununu masaya taşıdı, müttefiklerden destek beklentisini en üst düzeyde iletti. Akar, bölgedeki göç dalgasından Avrupa’nın de etkileneceği uyarısı yaptı. NATO karargâhında masaya yatırılan İdlib konusu bugün Münih’te de ana gündem maddelerinden biri olacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’da toplanan 56. Münih Güvenlik Konferansı’nda Türkiye’nin tezlerini anlatacak. 30 devlet ve hükümet başkanı ile 70 dışişleri ve savunma bakanının katılacağı konferansta Çavuşoğlu yoğun diplomasi trafiği yürütecek. Dünyanın değişik bölgelerinde 27 krizle birlikte iklim ve siber güvenlik konularının tartışılacağı konferans, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin krizlerde pasif kalması tartışmaları altında gerçekleştiriliyor.
Yeniden Moskova’ya
İdlib’deki krize ilişkin Ankara’da Rus heyetle yapılan iki günlük toplantıların devamı Moskova’da gerçekleşecek. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’den bir heyetin Rusya’ya giderek İdlib konusunda görüşmeler yapacağını bildirdi. Rejimin garantörleri olan Rusya ve İran’ın, rejimi durdurma konusunda somut adım atmadığını belirten Çavuşoğlu, Mehmetçiğe saldıran rejime yönelik adımların kararlılıkla atılacağını, şehitlerimizin kanının yerde bırakılmadığını dile getirdi. Çavuşoğlu, “Önümüzdeki günlerde de bu sefer bizim heyetimiz, Moskova’ya gidecek. Rus heyetleri iki defa Ankara’ya geldi, toplantılar gerçekleştirdik. Rusya ile de birlikte çalışmaya devam ederek ateşkesin kalıcı olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ama bu süreçte herhangi bir netice çıkmasa da bizim kararlılığımız ortadadır. Gereğini yapacağız. Bugüne kadar aksaklıklar olsa da Soçi Anlaşması hâlâ ortada” diye konuştu.
Hep yanınızda
- İdlib’deki gözlem noktalarına komando takviyesi sürüyor. Türkiye’nin farklı birliklerinden gönderilen ve içerisinde komandoların bulunduğu zırhlı personel taşıyıcılar (ZPT) Suriye’ye intikal etti. Bölgeye son 2 haftada sevk edilen araç sayısı 2 bini geçerken komando sayısı ise 10 bini buldu. Bu arada Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye’nin İdlib halkının yanında olduğunu bildirerek şu mesajı paylaştı: “Bölgemizde barışın anahtarı olan TSK, Esed rejiminin zulmü altında ezilen, ağır kış şartlarında hayatta kalma mücadelesi veren, terör örgütleriyle bağlantısı olmayan İdlibli kardeşlerinin yanındadır. Herkes gözlerini kapatsa da asil Türk milleti mazlumlara desteği sürdürecektir.”
ABD Şebbiha vurdu
ABD askerleri, Suriye’nin Haseke bölgesinde kendilerini durduran Beşşar Esed rejimi güçleriyle yaşadıkları arbedede 1 rejim unsurunu öldürdükten sonra rejime ait iki noktayı da bombaladı. Dün sabah rejim yanlısı çok sayıda ‘Şebbiha’, Haseke-Kamışlı yolu üzerinde Hırbet Ammo köyünde Esed rejimine ait bir kontrol noktasında ABD konvoyunun geçişine engel olmaya çalıştı. Kaynaklar, devriyenin yolunu kesen milislerin bazılarının silahlı olduğunu ve taraflar arasında yaşanan gerginliğin ardından bir milisin ABD’li askerlerin açtığı ateş sonucu öldüğünü belirtti. Bunun üzerine Şebbihalar da havaya ateş açarak karşılık verdi. Daha sonra bölgedeki bir noktada rejim ve Ruslarla buluşan ABD askerleri toplantının ardından Haseke kent merkezine dönerken, sivil kılığındaki Şebbihalar da dağıldı. Olayın ardından Haseke’deki Tel Beyder üssünden havalanan ABD’ye ait 2 savaş uçağı, Hırbet Ammo bölgesinde rejim güçlerinin 2 askeri noktasına saldırı düzenledi. ABD askerlerinin devriye hattında, rejim ordusu ve İran destekli yabancı terörist gruplara ait bazı askeri noktalarının olduğu biliniyor. ABD güçleri, geçen hafta Haseke’de gerginliğin yaşandığı bölgeye yakın 2 yerde yeni üs ve askeri nokta kurma çalışmaları başlatmıştı. Terör örgütü PKK işgalindeki bölge son dönemde ABD-Rusya çekişmesine sahne oluyor. ABD güçleri, 18 Ocak’tan bu yana, Haseke’nin kuzeydoğusundaki Rümeylan petrol sahasına ulaşmak isteyen Rus askerlerinin yolunu 5 kez keserek dönmelerine sebep olmuştu.
İran M5’te
- İdlib-Halep arasında İranlı subayların komuta ettiği terörist gruplar ve Esed ordusu, stratejik M5 karayolunun hakimiyetini sağlamak üzere. Yolun İdlib içinden geçen batı Halep kırsalında ilerleme sağlayan rejim, Şam’dan başlayarak Hama, Humus, İdlib ve Halep’i birbirine bağlayan hattın doğusuna tümüyle hakim durumda. Rejim güçleri, hemen batısında birkaç yüz metre uzaklıktaki askeri muhalifleri buradan uzaklaştırmaya çalışıyor. Askeri muhalifler, yola halen çok yakın oldukları için rejim, karayolu üzerinde tam kontrol sağlayamadı. Esed medyasındaki haberlerde yolun ele geçirildiği ancak kontrolün sağlanması için rejim güçlerinin 17 kilometrelik hattı, batı yönünde genişletmesi gerektiğine yer verildi. Rejim, M5 karayoluna hakim olma planını, Rusya’nın da hava desteğini alarak Ağustos 2019’da İdlib’in güneyindeki Han Şeyhun’ı ele geçirerek uygulamaya koymuştu.
