
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Savunma sanayiindeki gelişmelerle ilgili konuşan Çelik, "Bütün dünyada yankılandığı gibi ülkemizin savunması açısından da son derece önemli bir eşik geçilmiş oldu. Görüldüğü gibi geçmişte sıradan bir tabanca almak için başvurduğumuzda bize bunları bile vermeyenler, ambargo uygulayanlar, bugün Türkiye'nin savunma sanayinin geldiği noktayı manşetlerinden indiremiyorlar. Tabi bizim savunma sanayimiz kimse için bir tehdit değil. Kendi milli güvenliğimiz için bunu gerçekleştiriyoruz" dedi. Terörsüz Türkiye sürecine değinen Çelik, "Terörsüz Türkiye konusu her zaman gündemimizde. Sayın Cumhurbaşkanımız da açılış konuşmasında bu konuya değindi. Komisyonun odak noktası PKK'nın feshidir. PKK'nın tüm uzantılarının feshedilmesi gerekiyor" dedi..
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.
Kapsamlı bir MYK Toplantısı yapıldığını belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılışta iç ve dış politikanın yanı sıra Çin seyahatine dair değerlendirmeler yaptığını söyledi.
Bütün dünyada Filistin'in tanınması yönünde çok anlamlı, çok değerli bir hareketlilik de olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin savunma sanayisinin geldiği noktayı manşetlerinden indiremiyorlar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Biz yapabiliriz, daha iyisini de yaparız" şeklinde tüm kurumlara bir vizyon aşıladığını işaret eden Çelik, "Geldiğimiz noktada, dünyanın barbarlık tarafından teslim alınmaya çalışıldığı ve Türkiye'nin etrafında neredeyse dünyadaki çatışmaların yüzde 70'e yakınının gerçekleştiği bir ortamda ve büyük potansiyel krizlerin var olduğu bir ortamda, savunma sanayimizin geldiği nokta tabii ki gurur vericidir. Bu bakımdan Çelik Kubbe'nin dünyada bu kadar yankılanması, herkesin aslında bütün bu meseleleri hem okumakta hem de bunlara karşı savunma sanayi açısından somut tedbir almakta çok geç kaldıklarını itiraf ettiği bir noktada Türkiye'nin öngörüsünün, Cumhurbaşkanımızın vizyonunun Türkiye'yi içinde tuttuğu hattın ne kadar kıymetli olduğu bir kere daha görülmektedir." diye konuştu.
"Türkiye'nin gücü kimse için tehdit değildir"
Çelik, bazı komşu ülkelerin, Türkiye'nin yerli entegre hava savunma sistemi Çelik Kubbe'ye dair endişeli açıklamalarına ilişkin şunları kaydetti:
Geçmişte, Suriye'deki olaylar ve haricen yaşanan olaylar sebebiyle pek çok ülke tarafından Akdeniz'e savaş gemisi gönderildiğini hatırlatan Çelik, Mavi Vatan vurgusunun ve bu konuda atılan adımların son derece önemli olduğuna değindi.
Çelik, şöyle devam etti:
"Bu sene TEKNOFEST gençliğini Mavi Vatan'la buluşturan TEKNOFEST Mavi Vatan'ın hayata geçirilmesi de bu konudaki gelişmelerin gün yüzüne çıkması, gençlerimizin bu alandaki çalışmalarının teşvik edilmesi bakımından son derece önemlidir. Milli Savunma Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'yla birlikte TEKNOFEST'in bu sene Deniz Kuvvetleri'mizle birlikte böylesine kapsamlı bir şekilde yapılmış olması, aslında Türkiye'nin 'mavi vatan' vurgusu ve 'mavi vatan'ın geleceğine dönük olarak etrafımızdaki denizlerde oluşan kaynamalara karşı, daha büyük meydan okumalara karşı hazırlıkları açısında da son derece önemlidir. Burada gençlerin yaptığı çalışmalar, orada ortaya konulan icatlar, kazanımlar geleceğe denizlerde de damga vuracağımızı göstermesi bakımından önemlidir. Tabii sık sık kahraman Silahlı Kuvvetlerimize gerek devlet kurumlarımız tarafından, savunma sanayi kurumlarımız tarafından, gerek diğer alanlarda bu teslimatların yapılması, bunların birleşik ve entegre bir şekilde gündeme gelmesi, önümüzdeki dönemin önümüze gelecek meydan okumaları açısından son derece kıymetli sonuçlar doğuracaktır."

TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Terörsüz Türkiye konusunun her zaman gündemlerinde olduğunu belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MYK'nin açılış konuşmasında bu noktaya değindiğini aktardı.
Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet başkanı olarak koyduğu iradeyle Cumhur İttifakı'nın bu konuda yekpare bir şekilde bu konuyu sonuca ulaştırmaya kararlı olduğunu söyledi.
Cumhur İttifakı'nın buradaki duruşunun net bir şekilde bütün gelişmelerle doğrulandığını ve ne kadar kıymeti olduğunun görüldüğünü ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün MYK toplantısının açılış konuşmasında bu konuda, bazılarının odak kaybı yaşadığını, bunun yaşanmaması gerektiğini ifade ettiğini söyledi.
"Yüzünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacaktır"
Bahçeli'nin bugün Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ile Suriye konusunda yaptığı açıklamaların son derece önemli olduğuna işaret eden Çelik, "Biz 'Terörsüz Türkiye' derken, PKK'nın şu adres ya da bu adresinin değil, bütün adreslerinin, bütün şube ve uzantılarının, Avrupa'daki birtakım legal görünümlü yapılarının ve illegal yapılanmalarının tamamının feshedilmesi gerektiğini ve silah bırakılması gerektiğini daha bu sürecin başında ifade ettik. Bu sürecin başında bundan bunu anladığımızı ve bunun anlaşılması gerektiğini söyledik ama bunun dışındaki yaklaşımlar olursa, bu gerçekten Terörsüz Türkiye sürecine, terörsüz bölge sürecine zarar verir." diye konuştu.
Terörsüz Türkiye süreci ile terörsüz bölge sürecinin iki ayrı süreç olmadığını vurgulayan Çelik, bunların entegre süreçler olduğunu, bu iki süreci birbirinden ayırmanın sağlıklı bir yaklaşım olmadığını belirtti.
AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları ifade etti:
"Bölgede özellikle Suriye'de net bir şekilde gözlemliyoruz, silah bırakmaktan kaçınmak, Suriye'deki merkezi yapıyı sabote edecek davranışlar içerisine girmek ve Türkiye'deki Terörsüz Türkiye sürecinden ve terörsüz bölge sürecinden kendisini ayrıştırmak, kendisine başka pozisyon belirlemek, bununla birlikte silahlanmak şeklindeki davranışların bütün bu sürece karşı davranışlar olarak kodlanması gerektiğini değerlendiriyoruz. Cumhurbaşkanımızın, 'Yüzünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacaktır.' ifadesinin anlamı budur. Yine bugün MYK'mız başlarken, Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamada son derece önemli bir cümle var. Deniyor ki orada Sayın Bahçeli tarafından, 'Bu süreci akamete uğratmaya çalışanlar, Suriye'de başka bir plan peşinde koşanlar esasında terörsüz bölge sürecinin değil, siyonizmin planının parçası durumuna düşeceklerdir.' Şimdi burada bunları söylediğimiz zaman birileri tutuyor diyor ki 'Kürtlerin kazanımlarına karşı bir şeyler söylüyorsunuz.'
Hayır, hiçbir terör örgütünün varlığı ya da hiçbir terör örgütünün birileri tarafından desteklenmesi Kürtlerin kazanımı değildir, Türklerin kazanımı değildir, Arapların kazanımı değildir, Sünnilerin kazanımı değildir, Alevilerin kazanımı değildir, Dürzilerin, Nusayrilerin, Şiilerin hiç kimsenin kazanımı değildir. Hiç kimse herhangi bir terör örgütünün varlığını ya da birileriyle iş tutmasını, kendi kimliğinin, kendi aidiyetinin, kendi mensubiyetinin, kendi siyasal kimliğinin, etnik kimliğinin, mezhebi kimliğinin kazanımı olarak görmemelidir, terörün kimseye kazandıracağı bir şey yoktur."

"Vatandaşlarımız müsterih olsunlar"
Çelik, Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecini sonuca erdirmekte, hedeflerine ulaştırmakta kararlı olduklarının altını çizdi.
Buna dönük birtakım devletlerin örtülü operasyonlarını, silah bırakması gerekenlerin açıklamalarının arkasındaki organizasyonları gördüklerini belirten Çelik, Türkiye'nin, yakın bölgedeki herkesin kazanımı için terör örgütlerinin silah bırakması ve terör gündeminin ortadan kalkması gerektiğini ifade etti.
"Türkiye Yüzyılı" buluşmaları kapsamında yapılan anketler ve "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin toplumdaki bakış açısı ve tablonun sorulması üzerine Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz, vatandaşlarımızla buluşuyoruz, vatandaşlarımızın tabii ki soruları oluyor, cevap vermekle mükellefiz. Vatandaşlarımızın soruları oluyor, kaygıları oluyor, eleştirileri oluyor, geleceğe dönük uyarları oluyor. Hepsini not ediyoruz, başımızın üstünde yeri var çünkü memleketin sahibi ve bütün bu süreçlerin sahibi millettir. Gittiğimiz yerlerde bu sorulara tabii ki açık yüreklilikle cevap veriyoruz. Kameraların önünde de veriyoruz ama aynı zamanda vatandaşlarımızın Sayın Cumhurbaşkanı'mıza ve Sayın Bahçeli'ye dönük yüksek güvenlerini de görüyoruz. Onların yanlış yapmayacağını, devlet ve millet aleyhine herhangi bir işe izin vermeyeceğini net bir şekilde vatandaşlarımızın vurguladıklarını da görüyoruz. Bu süreçler doğası gereği işin içinde siyasetin olduğu, devlet kurumlarının çalıştığı, sahada bir sürü gelişmenin olduğu süreçler.
Tabii ki birtakım başka devletlerin sabotajlarına da dikkat etmek gerekiyor. Geçmişte de bu tecrübeleri yaşadık. Bu açılardan baktığımızda biz çok yönlü, çok kapsamlı, iyi çalışılmış, tarihi dersleri çıkarılmış, bundan sonrasının nereye gitmesi gerektiği konusunda kafamızın berrak olduğu, hem askeri hem istihbari hem siyasi hem toplumsal boyutunun çok yönlü olarak ele alındığı bir süreçtir."
Türk-Kürt kardeşliği ile terörün ilgisinin olmadığına dikkati çeken Çelik, terörün ayrı bir mesele olduğunu vurguladı.
PYD yöneticisi Salih Müslim'in "Yeni Suriye hükümeti, ademimerkeziyetçiliği reddederse bağımsızlık talep etmek zorunda kalacağız." şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Çelik, şöyle konuştu:
"Yakın zamanda PYD yöneticisi Salih Müslim'in bahsettiği açıklamasını gördüm. Önceki açıklamalarıyla birleşik bir açıklama. Biz, dediğimiz gibi Şam'daki merkezi hükümetle çatışma şeklindeki bir tutumun 'terörsüz bölge' sürecine karşı bir tutum olduğunu değerlendiriyoruz. Aynı şekilde PYD'nin, SDG'nin silah bırakmasına yani Suriye PKK'sının silah bırakmasını engellemeye çalışanların bu terörsüz bölge ve 'Terörsüz Türkiye' sürecine karşı bu gün Sayın Bahçeli'nin açıklamasında da var. Bu işi geciktirmeye, zamana oynamaya ve sulandırmaya dönük bir yaklaşımın olduğunu görüyoruz. O açıklama da zaman zaman biliyorsunuz, bu teröre destek verenler, birtakım meşru kavramları tüketim malzemesi olarak kullanırlar. Aslında ademimerkeziyetçilik diye bahsettiği şey, bir ademimerkeziyetçilik değil. Ademimerkeziyetçilik dediğinin fiili karşılığının ne olduğunu bilecek milli güvenlik bilincine sahibiz.
Onun ademimerkeziyetçilik dediği şey, bizim açımızdan terör devletçiğidir. Dolayısıyla terör devletçiklerine müsaade etmeyeceğimizi geçmişte Cumhurbaşkanı'mız 'Bir gece ansızın gelebiliriz.' mottosuyla ifade etmişti. Biz, bir devlet politikası olarak ve bütün siyasi partilerin katılımıyla yüce Mecliste kurulmuş bir komisyonla bu sürecin 'Terörsüz Bölge' ve 'Terörsüz Türkiye' sürecinin hedefine ulaşması için bu gayreti gösteriyoruz."
"Terörsüz Türkiye" sürecini sabote etmek isteyen bazı devletlerin olduğunu gördüklerine dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Çelik, "Özellikle siyonist soykırımcılık, bu süreci sabote etmek istiyor. Birisi çıkıp da burada 'Ben ademimerkeziyetçilik' falan diyerek esasında altyazısında terör devletçiği olan bir yaklaşım ortaya koyarsa biz, bunun ne olduğunu görecek tecrübeye sahibiz. Üzerinde çok düşünmemize bile gerek yok. Bir saniye içerisinde bunu teşhis ederiz." dedi.

"Yargı süreci devam ediyor"
CHP'nin İstanbul Kongresi'ne ilişkin İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen ara kararla ilgili soruyu da yanıtlayan Çelik, konunun MYK'da gündeme gelmediğini söyledi.
Ömer Çelik, şunları kaydetti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Suriye'ye ilişkin açıklamalarını anımsatan Çelik, iki liderin de "Terörsüz Türkiye" süreci için en vurgulu, en etkili ve en net açıklamaları yaptıklarını söyledi.
Çelik, bu sabotajlar ve bu hareketlilik görüldüğü için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz." dediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Yine bugün Sayın Bahçeli, 'silah bırakıp da merkezi hükümete katılmayan, yani Şam hükümetiyle yapılan anlaşmaya uymayan bir SDG'nin aslında siyonist planın parçası olacağını ve ihanet içerisinde olduğunu' ifade etti. Bütün bunlar ne için ifade ediliyor? Bütün bunların Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecini sabote etmeye dönük olduğunu görüyoruz, bir. İkincisi, Suriye'yi kaosa sürüklemek isteyenlerin siyasetiyle iç içe birtakım adımlar olduğunu görüyoruz, iki. Üç, Türkiye açısından birinci dereceden milli güvenlik tehdidi olarak görüyoruz."
Siyasi partilerin desteği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet kurumlarına verdiği talimat ve TBMM'nin kurulan komisyonla devreye girmesinin, bu meselenin ne kadar çok boyutlu ve entegre bir şekilde hedeflerine ulaştırılması için çalışıldığını gösterdiğine işaret eden Çelik, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatıyla sahadaki hareketliliği de gördüklerini dile getirdi.
"Alt yazısında bir terör devletçiği arayışı olduğunu görürüz"
Doğru olanın, TBMM çalışırken terör örgütü PKK'nın kendisini feshedecek aşamaların kesintisiz devam etmesi olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kesintisiz olarak devam etmeyip de işte burada bahsedildiği gibi ademimerkeziyet ya da Şam'la yapılan anlaşmaya uymama gibi yaklaşımlar söz konusu olduğunda, biz bunun, bu ademimerkeziyet gibisinden bir kavram kullanılarak söylenilen şeyin alt yazısında bir terör devletçiği arayışı olduğunu görürüz. Daha önce de gördük, şimdi de net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla burada onların söylediği, Kürtlerin kazanımı için değildir. Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söylediği, bölgedeki Türklerin, Türkmenlerin kazanımı içindir. Bölgedeki Arapların kazanımı içindir. Bölgedeki kardeş halkların kazanımı içindir. Bölgedeki bütün mezhep gruplarının, hepsinin kardeşlik içerisinde yaşaması içindir. Burada gerçekten doğru irade, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ve Sayın Bahçeli'nin söylediklerinin istikametinde oluşan iradedir."
"Hekimlikle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir yaklaşım"
Çelik, Konya'da bir doktorun, kadın bir hastayı kıyafeti yüzünden muayene etmemesinin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini ve son derece yanlış bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
Hekimler ve sağlık personeliyle gurur duyduklarını belirten Çelik, "Hele de bir kadını teşhircilikle suçlamak son derece münasebetsiz, uygunsuz, insanlık sanatı olarak hekimlikle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir yaklaşımdır. Bir hekim, bir hastaya baktığı zaman onun cinsiyetini görmez, kılık kıyafetini görmez, ne giydiğini görmez, etnik ya da mezhebi aidiyetinin ne olduğunu görmez, zengin ya da fakir olup olmadığını görmez. O yaklaşım tabii ki yanlıştır. Bu tip tekil örnekleri, hekimlik sanatının, Türk hekimlerinin bir parçası olarak görmemek lazım." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Sinop'ta füze testleriyle ilgili açıklamalarına dair değerlendirilmesi sorulan Çelik, şunları kaydetti:
Emlak vergisiyle ilgili vatandaşların mağdur edilmeyeceği makul formül üzerinde çalışıldığını dile getiren Çelik, "Vatandaşlarımızın hassasiyetlerini dinliyoruz, duyuyoruz, bize gönderdikleri mesajların farkındayız. Ekonomik program çerçevesinde en makul formülün bulunması için gayret ediliyor." dedi.








