
BU SAÇMALIK SON BULMALI
Daha henüz 20’li yaşlardayken Ayasofya’ya her gidişinde tarifsiz bir mutluluk yaşadığını ifade eden Kandemir, “Orası benim için bir ideal, bir hedefti. Daha sonraki süreçte Ayasofya’da namaz kılmak için girişimlerde bulundum. İlk olarak Bakanlar Kurulu kararının iptalini istedim. Mahkeme 1985 yılında ‘müze oldu’ şeklinde karar verdi. Bu karar bana çok saçma geldi. Ben 1934 kararını gündeme getiriyorum. Onlar ‘1985’te müze oldu’ diyordu” ifadelerini kullandı.
Karar düzeltimeli
- Ayasofya ilgili kararnamenin durdurulması için ilk başvuruyu Bursa’daki İdare Mahkemesi’ne yaptığını ardından dosyanın Danıştay’a taşındığını aktaran Kandemir, bu süreçte çıkan red kararlarına rağmen sürecin peşini bırakmadığını aktardı. Kandemir, “Bir yer hem müze, hem cami olamaz. Bazı insanlara ‘ayakkabılarını çıkar namaz kıl imamın hutbesini dinle’ derken, bazılarına ise ‘şu kadar ücret ver müzeyi gez’ diyorsunuz. Bu son derece saçma durumun düzeltilmesi için Danıştay’ın kararını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Dört yıldır bekleniyor
Kandemir, Ayasofya’nın müzeye dönüşmesi için Bakanlar Kurulu kararındaki Atatürk’e ait imzanın incelenmesi için 2016’da dava açtı. İmza örneğinin incelenmesi için o döneme ait Bakanlar Kurulu kararının mahkemeye gönderilmesi gerektiğine işaret eden Kandemir, “Kararın örneği 4 yıldır mahkemeye ulaşmadı. Bu nedenle de Atatürk’ün imzasına ait kriminal incemele yapılamadı” dedi. Kandemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Atatürk’ün imzasıyla ilgili kararın netleşmemiş olması bu konuyla ilgili başka belgemiz olmadığı anlamına gelmiyor. O dönem bakanlardan birinin İstanbul’da olduğuna dair belge var. Ama aynı bakanın Bakanlar Kurulu’nda imzası var. Bir kişi 1934 şartlarında hem Ankara’da hem İstanbul’da olamaz.”
Benim Kızılelmam
- Bursalı İsmail Kandemir, “Ayasofya benim Kızılelmam. Gençlik yıllarımda gidip gizli gizli namaz kılardım. Artık 75 yaşındayım. Şimdi sıhhat meselesi, eskisi kadar ziyaret edemiyorum ama şu an birisi haydi kalk seni Ayasofya’ya götüreyim dese, abdestimi alır yola düşerim. Bir anne çocuğunun yüzüne bakarken ne hissederse, hissettikleri nasıl tarifsizse, Ayasofya konusunda benim hislerim de tarifsiz, bunu anlatamam” dedi. Tek gayesinin ‘değerlerine sahip çıkmak’ olduğunu belirten Kandemir, milliyetçi bir Türk vatandaşı için Ayasofya’da namaz kılmanın ulaşılamayacak bir ideal olmadığını söyledi.
