
Hacı adayları bugün Arafat’a çıkmaya başlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı da 85 bin hacı adayını birkaç saatte Arafat’a çıkarmak için tüm hazırlıklarını tamamladı. Yeni Şafak’ın sorularını cevaplayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hacılarımız rahat şekilde ibadetlerini yapabilsinler, sıcağa maruz kalmasınlar diye bütün tedbirleri aldık. Hacılarımıza tavsiyem de şudur. Çadırlarda mümkün olduğunca duayla, ibadetle, namazla, tevbe ve istiğfarla zamanımızı geçirelim. Bu zamanı çok iyi değerlendirelim” dedi.
Çok teşekkür ediyorum. Diyanet hakikaten “güven” demek. Hacılarımızdan her yıl bu duyguyu almış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı’nın hac organizasyonlarıyla ilgili ödül veren bir birimi var. Hac organizasyonlarını ziyaret edip, inceleyip anket yaptırmışlar. Yetkilisi bize geldi, telefondan anket sonuçlarına bakarak “Maşallah, barekallah! Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac organizasyonunun hacılar nezdindeki memnuniyet oranı %97” dedi. Sürekli hacılarımızın içindeyim. Kaldıkları otellere gidiyorum, hacılarımızla tavafta, sayde karşılaşıyoruz. Başkanlığımıza, devletimize dua ediyorlar. Tabii bu 40 yılın birikimi. Biz her yıl bir sonraki yılın haccını daha iyi, nitelikli yapmanın gayreti içerisindeyiz. 2025 yılı hac organizasyonun hazırlıklarına geçen sene bu vakitlerde başladık. Hacdan döndükten sonra da Türkiye’de iki günlük bir değerlendirme toplantısı yapıyoruz. Burada 14 müfettişimiz hacıların arasında. Ayniyat, servis, sağlık ve Arafat hizmetlerini didik didik ediyor. Devlet Denetleme Kurulu’ndan iki denetim yetkilisi var. Bu sene yeni bir açılım oldu. Şu anda burada Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan beş müfettiş var. Bütün çalışmaları yerinden kontrol ediyorlar.
CİDDE’DEN GELİRKEN 4 KONTROLDEN GEÇTİK
Bütün dünyadan buraya 2 milyona yakın hacı geliyor. Geçen sene 1 milyon 883 bindi. Bu sene bu sayıyı bulmayacağını düşünüyorum. Çünkü hac vizesi olmadan gelişi tamamen yasakladılar. Biz de o gün Cidde’den Mekke’ye gelinceye kadar dört kez kontrolden geçtik. Türkiye Diyanet İşleri Başkanı olduğumu söylememe rağmen kartımı isteyip makinede kontrol etti.
VİZESİ OLMAYAN MEKKE’YE GİREMEDİ
Mekke’de yok gibi. Cidde’de, Riyad’da, Medine’de olduğu haberleri geliyor bize.
Turist vizesiyle getiriyorlar vatandaşlarımızı. Kültür ve Turizm Bakanlığı takip ediyor. Firmalara müeyyide uyguluyor. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sadece uyarı vazifemizi yapıyoruz. Suudi Arabistan devleti “Kuradan çıkmamış, hac vizesi almamış seyahat vizesiyle Suudi Arabistan’a giren bir kişiyi bile Mekke’ye sokmayacağız” diyor.
Basın toplantısı ve kamu spotuyla bunu duyurmuştuk. Yapabileceğimiz bu kadar. Bizim kimsenin seyahat özgürlüğünü engelleme gibi yetkimiz yok. Sadece duyuru, bilgilendirme vazifemizi yaptık. Bu nasıl engellenebilir; İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapabileceği birtakım yaptırımlar olabilir.
HAC TEKLİFİMİZ KABUL GÖRDÜ
Biz özellikle haccın kolaylaştırılmasını teklif ettik. Geçen yıl da bir tebliğ sunmuştum. Bir meseleye Hanefi mezhebinden çözüm bulamazsak Şafii mezhebinden çözüm bularak açılım sağlayalım. Din İşleri Yüksek Kurulu’muzun Hanbeli ya da Maliki mezhebinin bereketinden istifade ederek hacılarımızın ibadetlerini daha rahat, daha kolay yapabilmeleri için fetvaları var. Bu fetvaları biz uyguluyoruz. Mekke’de bulunan bütün hacıların dört mezhebin görüşlerinden faydalanmasını teklif ettik. Bu teklif kabul de gördü. Yıllarca bir mezhebin görüşlerine bağlı kalmak adına büyük sıkıntılar yaşayan hacılar var.
Diyelim ki işte Mina’da kalma konusu. Bizim hacılarımız Mina’da kalmıyor. Geçmişte kalıyorlardı. Ama biz farklı mezheplerin “Kalınmasa da olabilir” görüşünü uygulayarak sıkıntıları aşmış olduk. “Kurban keserken kesimhanede kurbanların başında bulunmak şarttır” diyen görüşler var. Biz de “Şart değildir diyen görüşler de var. Bunu uygulayalım” diyoruz. Her hacının ya da kafileden bir temsilcinin kesimhaneye gönderilmesi büyük kalabalığa sebep olur. Sadece Türkiye’den 400’e yakın kafile var. Endonezya’daki hacı sayısı üç katımız kadar. Pakistan’ın öyle…
Farklı mezheplerin görüşlerinden istifade ederek haccı kolaylaştırmanın bütün hacılarımız için faydalı yol olduğunu biz teklif ettik. Bu da katılımcılar arasında memnuniyet oluşturdu.
SAAT 10.00-16.00 ARASI DIŞARI ÇIKMAK YASAK
Sahra hastanemiz var. Burada yatan ve Arafat’a çıkamayacak durumdaki hastalarımızı ambulanslarla Arafat’a çıkaracağız. Hastanede yatarak vakfeye katılmış oluyorlar. Başlarında doktorlarımız, hemşirelerimiz olacak. Bu sene saat 10.00 ile 16.00 arasında dışarı çıkmak yasak. Çünkü çok sıcak, 50 derece olacağı söyleniyor. Dün kafile başkanlarımızla çevrimiçi toplantı yaptık. Toplantıya Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Vekili de katıldı. “Öldürücü güneş çarpmaları olabilir” dedi.
Biz Arafat’a hazır durumdayız. Yarın (bugün) öğleden sonra çıkışlar başlayacak. Birkaç saat içerisinde 85 bin hacımızı Arafat’a çıkaracağız inşallah. Orada klimalı çadırlarımız var. Oturduğunuz zaman koltuk, açtığınız zaman yatak olan çekyatlarımız var. Hacılarımız rahat şekilde ibadetlerini yapabilsinler, sıcağa maruz kalmasınlar diye bütün tedbirleri aldık. Hacılarımızın sabah, öğle ve akşam gıda paketlerini de hazırladık. Hacılarımıza tavsiyem şudur. Çadırlarda mümkün olduğunca duayla, ibadetle, namazla, niyazla, tevbe ve istiğfarla zamanımızı geçirelim. Bu zamanı çok iyi değerlendirelim. Nafile namazlar kılalım, kaza namazları kılalım, zikir çekelim, Kur’an okuyalım.
KARA YOLUYLA HAC İÇİMDE BİR UKDE
Keşke olsa yani. Benim içimde de bir ukde. 1990 yılında kafile başkanı olarak gelecektim. Bütün hazırlıklarımızı yaptık. Ankara’ya gittik, eğitimlerimizi aldık. Valizlerimizi, kıyafetlerimizi aldık. 200 küsur hacım vardı. Süleymaniye Camii’nde topladım. Hepsine ev telefon numaramı verdim. 2-3 gün sonra “Karadan hac iptal edildi” diye bir haber geldi. Türkiye’den 90 bin kişi o sene hacca gelemedi. Zannediyorum 25-30 bin kişi hava yoluyla o zaman geldi. Ben 1988’de gelmiştim hacca. O zaman Türkiye’den hacca gelen 130 bin kişiydi.
Yoktu. Müracaat eden herkes geliyordu.
Genişletme çalışmaları arttıkça kota ileriki dönemlerde biraz artırılabilir.
1,5 deseler bizim kotamız 120-125 bine çıkar.
BAYRAM TATİL GÜNLERİ DEĞİL İBADET GÜNLERİ
Kurban Bayramı, Müslümanların yaşadığı en önemli günleri içinde barındırıyor. Müslümanlar dört gün boyunca birbirlerini ziyaret etsinler, aileler, akrabalar sıla-i rahim yapsınlar ve Kurban ibadetlerini rahat şekilde eda etsinler. Kurban Bayramı’nı ya da Ramazan Bayramı’nı tatil günleri olarak değil ibadet günleri olarak değerlendirmemiz lazım. Bu vesileyle bütün vatandaşlarımızın ve İslam aleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum. Rabbim hepimize hayırlı uğurlu eylesin.










