|

Tarihi eserlere DNA koruması: Zararsız malzeme kopyalanamayan kimlik

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yıl başından itibaren bütün tarihi eserlerin görünmez DNA ile korunması için çalışma başlatılacağını söyledi. Savunma Sanayii Başkanlığı ve ASELSAN iş birliğiyle yürütülecek proje ile müzelerde yer alan tarihi eserler, laboratuvar ortamında üretilen, zararsız ve kopyalanamayan inorganik malzemeyle kimliklendirilecek. Böylece hem sahtecilik hem de tarihi eserlerin kaçırılması önlenecek.

Uğur Duyan
04:00 - 10/12/2022 Cumartesi
Güncelleme: 06:49 - 10/12/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Müzelerde orijinal eserlerin sahteleriyle değiştirilmemesine yönelik önlem alındı.
Müzelerde orijinal eserlerin sahteleriyle değiştirilmemesine yönelik önlem alındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müzelerde, Anadolu’nun zengin kültür ve tarih birikimine ev sahipliği yapan üç milyondan fazla kültür varlığı sergilenerek muhafaza ediliyor. Bu sayı, son yıllarda hız kazanan arkeolojik kazılarla her geçen gün artıyor. Bakanlık, bir yandan yurt dışına kaçırılan eserlerin geri döndürülmesiyle ilgili çalışmalarını sürdürüyor, bir yandan da müzelerdeki tarihi eserleri korumak için yeni projeye imza atmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2023 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmasında, ‘Tarihi Eserlerin Güvenliği İçin Kimliklendirilmesi Projesi’ni hayata geçireceklerini açıkladı. Ersoy, “Müzelerde orijinal eserlerin sahteleriyle değiştirilmemesine yönelik önlem aldıklarını, bunun dünyada birkaç ülkede uygulandığını vurguladı. Ersoy, “Savunma Sanayii Başkanlığı ve ASELSAN iş birliğiyle eser kimliklendirme projesi başlatmış olduk. Bu nedir biliyor musunuz? Görünmez DNA. Yılbaşından itibaren bütün tarihi eserlere görünmez DNA işliyoruz.” dedi.

KAÇIRILIRSA DNA İLE TESPİT EDİLECEK

Tarihi eserlerin güvenliğinin ileri teknolojik yöntemlerle de sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı arasında protokol imzalandı. Uygulama çalışmaları 2023 yılı Ocak ayı itibarıyla başlayacak. Bahse konu projenin hayata geçirilmesi ile müzelerde yer alan tarihi eserlerin, esere zarar vermeyen ve doğal halde doğada bulunmayan, laboratuvar ortamında üretilen ve tersine mühendislik yöntemleriyle kopyalanamayan inorganik malzemeyle kimliklendirilecek. Böylece sahteciliğin önlenmesi, müzelerimizin envanterde iken elden çıkmış bir eserin yurt içinde veya yurt dışında tespiti halinde hukuki makamlar önünde eserin Bakanlığımız uhdesinde olan bir eser olduğunun ispatlanması, eserin mülkiyeti veya orijinalliği konusunda muğlaklıkların ortadan kaldırılması sağlanacak.

Ali Kethüda Camii yeniden açıldı

Sarıyer Yeni Mahalle Caddesi üzerinde 1690’da Sultan II. Mustafa döneminde Sadrazam Kethüdası Ali Efendi tarafından inşa ettirilen cami, yapılan tamiratın ardından yeniden ibadete açıldı. Sarıyer Ali Kethüda Camii’nin açılışını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “Bu restorasyon hem Sarıyer’in güzelleşmesi hem de bu caminin ihya edilmesi açısından önemliydi. Bundan önceki restorasyonu yaklaşık 60 yıl önce yapılmıştı. Ciddi bir restorasyondan geçti, aynı zamanda bir güçlendirme de yapıldı.” dedi. Ersoy, restorasyon çalışmalarının Mart 2020’de başladığını ve Boğaz hattındaki tüm camilerin restorasyonlarının tamamlanacağını vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “İnşallah çok yakın bir zamanda Arnavutköy’de Tevfikiye Camii’ni de açacağız. Boğaz hattındaki tüm camilerin restorasyonunu tamamlayacağız.”

#Kültür Turizm Bakanlığı
#tarihi eserleri koruma
#dna kimliği
1 yıl önce