|

Ebu Davud Namazın Vakitleri Hadisleri

- Sünen-i Ebu Davud
Kitaplar
Ebu Davud
Konu Başlıkları
Namazın Vakitleri Hadisleri
2361-

Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Akşamı, ikinci günde, ufuktaki aydınlığın kaybolmasından önce kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin ilk üçte birine kadar tehir etti. 

Sonra sabah oldu ve soru sahibini çağırdı: "İşte namazın vakti bu iki hudud arasındadır" buyurdu. (Metin Müslim'e aittir)
Mesacid 178;
(614);
Salat 2;
(395);
Muvakit 15;
(1;
260;
261);
2362-

Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Sabah namazını kişi arkadaşının yüzünü tanıyamayacak -veya kişi yanındakini tanımayacak- kadar (ortalığın karanlık olduğu) bir anda kıldı. Sonra ikindiyi öylesine tehir etti ki, namazdan çıktığı zaman güneş sararmıştı. 

.." Rivayetin sonunda Ebu Davud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazısı şöyle dedi: "sonra yatsıyı gece yarısına kadar tehir ederek kıldı."
Salat 2;
(396);
2364-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cibril (as) bana, Beytullah'ın yanında, iki kere imamlık yaptı. Bunlardan birincide öğleyi, gölge ayakkabı bağı kadarken kıldı. 

Sonra, ikindiyi her şey gölgesi kadarken kıldı. Sonra akşamı güneş battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca kıldı. Sonra sabahı şafak sökünce ve oruçluya yemek haram olunca kıldı, ikinci sefer öğleyi, dünkü ikindinin vaktinde herşeyin gölgesi kendisi kadar olunca kıldı. Sonra ikindiyi, herşeyin gölgesi kendisinin iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı, önceki vaktinde kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin üçte biri gidince kıldı. Sonra sabahı, yeryüzü ağarınca kıldı. Sonra Cibril (as) bana yönelip: "Ey Muhammed! Bunlar senden önceki peygamberlerin (as) vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır!" dedi."
Salat 1;
(149);
Salat 2;
(393);
2372-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Öğlenin (başlama) vakti, güneşin (tepe noktasından batıya) meylettiği zamandır. Kişinin gölgesi kendi uzunluğunda olduğu müddetçe öğle vakti devam eder, yani ikindi vakti girmedikçe. 

İkindi vakti ise güneş sararmadıkça devam eder. Akşam vakti ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolmadığı müddetçe devam eder. Yatsı namazının vakti orta uzunluktaki gecenin yarısına kadardır. Sabah namazının vakti ise fecrin doğmasından (yani şafağın sökmesinden) başlar, güneş doğuncaya kadar devam eder. Güneş doğdumu namazdan vazgeç. Çünkü o, şeytanın iki boynuzu arasından doğar."
Mesacid;
173;
(612);
Salat 2;
(396);
Mevakit 15;
(1;
260);
2373-

Ben ve babam birlikte Ebu Berze el-Eslemi (ra)'nin yanına girdik. Babam ona: "Resulullah (sav) farz namazları nasıl kılardı? 

" diye sordu. Şu cevabı verdi: "Efendimiz sizin "el-Evvel" dediğiniz öğle namazını güneş (tepe noktasından) batıya kayınca kılardı. Birimiz ikindiyi kıınca, Medine'nin en uzak yerindeki evine dönerdi de güneş hala canlılığını korurdu. Akşam namazı hakkında ne söylediğini unuttum. Sizin atame dediğiniz yatsıyı geciktirmeyi iyi bulurdu (müstehap addederdi). Yatsıdan önce uyumayı, sonra da konuşmayı mekruh addederdi. Kişi (yanında beraber oturduğu) arkadaşını tanıyınca sabah namazından ayrılırdı. Namazda altmış-yüz ayet miktarınca Kur'an okurdu."
Mevakit 11;
13;
39;
Ezan 104;
Mesacid 237;
(647);
Salat 3;
(398);
Mevakit 2;
(1;
246);
20;
(1;
265);
2374-

Haccac, Medine'ye geldiğinde namazı mutad vaktinden tehir ediyordu. Bunun üzerine Cabir İbnu Abdillah (ra)'a (namazların vakti hakkında) sorduk. Bize şu açıklamayı yaptı: "Resulullah (sav) öğleyi hararetin şiddetli olduğu zamanda (hacire vaktinde) kılardı. İkindiyi de güneş parlakken kılardı. Akşamı, güneş batınca, yatsıyı bazan geciktirir, bazen de öne alırdı. Halkın toplandığını görünce tacil eder, onları ağır görünce de tehir ederdi. Sabahı da alaca karanlıkta kılardı."

Mevakit 18;
21;
Mesacid 234;
(646);
Salat 3;
(397);
Mevakit 18;
(1;
264);
2376-

Resulullah (sav) öğle namazı kıldığı zaman (gölgenin) miktarı, yazda üç ayaktan beş ayağa kadar idi. Kışta da beş ayaktan yedi ayağa kadardır.

Salat 4;
(400);
Mevakit 6;
(1;
251);
2377-

Mü'min kadınlar Resulullah (sav)'la birlikte sabah namazlarını, bürgülerine sarılmış olarak kılarlardı. Sonra, namazlarını kılınca evlerine dönerlerdi de bu esnada karanlıktan dolayı kimse de onları tanıyamazdı.

Mevakit 13;
27;
Ezan 162;
165;
Mesacid 231;
(645);
Vukut 4;
(1;
6);
Salat 8;
(423);
Salat 116;
(153);
Mevakit 25;
(1;
271);
2381-

"Resulullah (sav) (yolculuk sırasında) bir yere inecek olsa, öğleyi kılmadan orayı terketmezdi" demişti. Bir adam sordu: "Yani gün ortasında olsa da mı?" "Evet," dedi Enes, "gün ortasında olsa da!"

Salat 273;
(1205);
Mevakit 3;
(1;
248);
2382-

Resulullah (sav) güneş odama vurduğu sırada ikindiyi kılardı. Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade var: "... (güneş) odamdan yükselmezden önce..."

Mevakit 13;
Humus 4;
Mesacid 169;
(611);
Salat 5;
(407);
Salat 120;
(159);
Mevakit 8;
(1;
252);
2383-

Resulullah (sav) güneş yüksekte ve canlı iken ikindiyi kılardı. Bu esnada kişi avali'ye (dış semtlere) gider, oraya varırdı ve hala güneş yüksekliğini muhafaza ederdi. Gidilen bu avali'den bazıları Medine'ye dört mil uzaklıkta idi." (Kaynaklar müteakip 2 hadisi de kapsarlar)

Mevakit 13;
İtisam 16;
Mesacid 192-197;
(621-624);
Vukut 11;
(1;
8-9);
Salat 5;
(404-406);
Mevakit 8;
(1;
252-254);
2384-

Biz Ömer İbnu Ahdilaziz (ra) ile öğleyi kıldık. Sonra çıkıp Hz. Enes İbnu Malik (ra)'in yanına gittik. Varınca onu ikindiyi kılıyor bulduk. Ben kendisine: "Ey amcacığım! Kıldığın bu namaz da ne?" diye sordum. Bana: "Bu, ikindi namazıdır. Ve bu Resulullah (sav)'la beraber kıldığımız namazdır" dedi. (Kaynaklar önceki ve müteakip 1'er hadisi de kapsarlar)

Mevakit 13;
İtisam 16;
Mesacid 192-197;
(621-624);
Vukut 11;
(1;
8-9);
Salat 5;
(404-406);
Mevakit 8;
(1;
252-254);
2385-

Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) bize ikindiyi kıldırdı. Namazdan çıkınca Efendimizin yanına Beni Seleme'den birisi geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü!" dedi. "Biz, bir deve kesmek istiyor ve sizin de kesimde hazır bulunmanızı arzu ediyoruz." Efendimiz "Pekala" deyip gitti. Biz de onunla gittik. Varınca, devenin henüz kesilmediğini gördük. Kestiler, parçaladılar. Bir miktarını pişirdiler. Güneş batmadan o eti yedik." (Kaynaklar önceki 2 hadisi de kapsarlar)

Mevakit 13;
İtisam 16;
Mesacid 192-197;
(621-624);
Vukut 11;
(1;
8-9);
Salat 5;
(404-406);
Mevakit 8;
(1;
252-254);
2386-

Resullullah (sav) akşamı, güneş batıp perdeye bürününce kılıyordu. (Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle denir: "Resulullah (sav) akşamı, güneşin battığı vakitte, güneş (kursunun son) izi de ufukta kaybolunca kılıyordu.")

Mevakit 18;
Mesacid 216;
(636);
Salat 6;
(417);
Salat 122;
(164);
2391-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim sabah namazından bir rek'ati güneş doğmazdan önce kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim ikindi namazından bir rek'ati güneş batmadan önce kılabilirse ikindi namazına yetişmiş demektir."

Mesacid 163;
(608);
Vukut 5;
(1;
6);
Salat 137;
(186);
Salat 5;
(412);
2393-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hararet şiddetlenince namazı (vakit) biraz serinleyince kılın. Çünkü, şiddetli hararet cehennemden bir kabarmadır."

Mevakit 9;
Bed'ü'l-Halk 10;
Mesacid 180;
(616);
Vukut 28;
(1;
16);
Salat 4;
(402);
Salat 7;
(157);
Salat 4;
(677);
Mevakit 5 (1;
248-249);
2395-

Biz bir sefer sırasında Resulullah (sav) ile beraberdik. Müezzinimiz öğle namazı için ezan okumak istedi. Resulullah (sav) ona: "Serinlemeyi bekle!" dedi. Bir müddet geçince müezzin ezan okumak istemişti, yine ikinci ve hatta üçüncü defa: "Serinlemeyi bekle!" dedi. (Bekledik), hatta tümseklerin (doğu cihetindeki) gölgelerini gördük. O zaman aleyhissalatu vesselam: "Şiddetli hararet cehennemin bir kabarmasıdır. Öyleyse, hararet şiddetlenince öğle namazını (vakit) serinleyince kılın" dedi.

Mevakit 9;
10;
Ezan 18;
Bed'ü'l-Halk 10;
Mesacid 184;
(616);
Salat 4;
(401);
Salat 119;
(1;
58);
2398-

Resulullah (sav)'ın yanına geldik, ikindi namazını, güneş gökte beyaz ve (sarılıktan arı ve) parlak olduğu müddetçe tehir ediyordu.

Salat 5;
(408);
2402-

İbnu'z-Zübeyr zamanında, ben Abdullah İbnu Ömer (ra)'in yanında babamla birlikte bulunuyordum. Abbad İbnu Abdillah İbni'z-Zübeyr sordu: "Biz işittik ki, akşam yemeğine namazdan önce başlanırmış, (doğru mu?)" Abdullah İbnu Ömer (ra) şu cevabı verdi: "Bak hele! Onların akşam yemekleri nasıldı? Zanneder misin ki, bu, babanın akşam yemeği gibiydi?"

Ezan 42;
Mesacid 66;
(559);
İsti'zan 19;
(2;
971);
Et'ime 10;
(3757;
3759);
Salat 262;
(363;
354);
2403-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yemek veya bir başka şey için namazınızı tehir etmeyin."

Et'ime 10;
(3758);
2406-

Yatsı namazı için ikamet okunmuştu ki bir adam: "Benim bir işim var!" diyerek araya girdi. Resulullah (sav) (farzı kıldırmazdan önce) kalktı, adamla hususi şekilde konuşmaya başladı, insanlar -veya bir kısmı- uyuyuncaya kadar konuşma uzadı. Namazı sonra kıldılar.

Ezan 27;
28;
İstizan 48;
Hayz 126;
(376);
Salat 46;
(542);
Salat 373;
(517;
518);
İmamet 13;
(2;
81);
2407-

(Bir gece) Resulullah (sav)'ı yatsı namazı için uzun müddet bekledik, ama gecikti. O kadar ki, bazıları (hane-i saadetinden) çıkmayacağı zannına düştü, içimizden: "Namazını (evinde) kılmıştır" diyen bile oldu. İşte biz bu hal üzere iken Resulullah (sav) çıktı ve kendisine önceden tahminen söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine: "Geceye bu namazla girin. (Bilin ki) siz bu namaz sayesinde diğer ümmetlere üstün kılındınız. Bunu sizden önceki ümmetlerden hiçbiri kılmadı" buyurdu.

Salat 7;
(421);
2409-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namazdan bir rekate yetişen, namazın tamamına yetişmiş sayılır."

Mevakit 28;
17;
Mesacid;
161;
(607);
Vukut 16;
(1;
10);
Salat 241;
(1121);
Salat 377;
(524);
Mevakit 30;
(1;
274);
İkamet 91;
(1122);
2413-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sabah namazını aydınlıkta kılın."

Salat 117;
(154);
Salat 8;
(424);
Mevakit 27;
(1;
272);
2415-

Resulullah (sav)'a, "Hangi amel efdaldir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "İlk vaktinde kılınan namaz!"

Salat 9;
(426);
Salat 127;
(170);
İman 137;
(85);
Mevakit 5;