|

Bağlılık Hasan: Önce kendinle hesaplaş!

Yazar Yıldız Ramazanoğlu’nun “Doğanın dile geldiği bir film” yorumunu yaptığı Semih Kaplanoğlu’nun son filmi Bağlılık Hasan, eleştirmenlerden tam not aldı. Semih Kaplanoğlu imzalı Bağlılık Hasan filmi ile ilgili yapımcı/yönetmen Nazif Tunç, “Gösterişten uzak, karakterlerinin arınma yolundaki hesaplaşmalarını sessizce aktarıyor” yorumunu yapıyor. Sinema yazarı Suat Köçer ise, “Kaplanoğlu, hakiki bağışla(n)maya dair önemli vurgular yapıyor” değerlendirmesini yaptı.

00:00 - 12/12/2021 Pazar
Güncelleme: 18:29 - 10/12/2021 Cuma
Yeni Şafak
Bağlılık Hasan
Bağlılık Hasan
DİLBER DURAL

Türkiye’nin Oscar adayı filmi Bağlılık Hasan seyirciden ve eleştirmenlerden tam not aldı. Yönetmen ve senaryosu Semih Kaplanoğlu imzalı Bağlılık Hasan filminde aslında hepimizin hikayesi anlatıyor. Vizyondaki filmin başrollerini Umut Karadağ, Filiz Bozok, Gökhan Azlağ, Ayşe Günyüz Demirci, Mahir Günşiray ve Hakan Altıner paylaşıyor.



Film, geçimini baba mirası meyve bahçesi ve tarlasından sağlayan bir adamın, tarlasına dikilmek istenen elektrik direğinden kurtulmaya çalışırken, Hac için Mekke’ye gidişi yaklaştıkça geçmişine ve kendi içine doğru bir arayışa çıkmasını konu ediniyor. Kaplanoğlu, Bağlılık Hasan filminin Dünya prömiyerini 74. Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” bölümünde gerçekleştirmişti. Güney Amerika’nın en eski ve önemli festivallerinden Sao Paulo Uluslararası


Film Fesivali’nden de “Yılın En İyi Yabancı Filmi” ödülünü de alan Bağlılık Hasan’ı, sinema eleştirmenlerine sorduk.


Doğanın gerçek sesi kalbe işliyor

YILDIZ RAMAZANOĞLU – YAZAR:
Bağlılık Hasan doğanın dile geldiği bir film. Hatta baş rolleri rüzgar, yağmur, ağaç, gölge, tarlalar ve elma bahçesinin paylaştığını söylemek mümkün. Hacca gitmek isteyen bir çiftçi olan Hasan’ın üzerinden Anadolu’daki kalbî bozulma gözler önüne serilmiş. Kötülüğün sıradanlaşması yüzünden, hayatta ve ayakta kalmanın bir yolu olarak meşrulaştırılan sinsi haksızlıklar vicdanları kanatmaz olmuş. Bu yüzden yola çıkmadan helalleşme zorunluluğu usulen yapılan bir ritüelden ibaret. Hasan’da da ne yaptım ki ben rahatlığı açıkça görülüyor. Filmde enerji elde etme yöntemleri, bürokrasinin işleyişindeki çürümeler, hak ihlallerinin gerçekleştiği zihin dünyasıyla yüzleşiyor seyirci. Olanları görüp gözleyen Yaratıcı’dan uyarıların gelişini hissettiren görüntü dili çok etkileyici. Filmin gücü doğanın gerçek seslerinin kalbe işlemesinden geliyor en çok.

Cesur bir eleştiri var

SUAT KÖÇER – SİNEMA YAZARI:
‘Bağlılık’ üçlemesinin ilk filmi ‘Aslı’yı çok sevmiştim. Modern dünyanın kadına yönelik dayatmalarına çok içeriden, insanın bizzat kendi bedeninden yükselen bir itirazdı. Semih Kaplanoğlu, serinin ikinci filmi ‘Hasan’da bu kez karanlık yanlarına inerek, insanın arınma yolunda sınandığı duyguları cesur biçimde sorguluyor. Önceki filmde kamerasını seküler dünyaya odaklayan Kaplanoğlu, bir kere daha ‘içeri’ye, bu kez mütedeyyin kesimin içinde bulunduğu ön kabullere esaslı eleştiriler getiriyor.

Özelde tövbe kavramını cesur biçimde tartışan Semih Kaplanoğlu, hakiki bağışla(n)maya dair de önemli vurgular yapıyor. Kibrin ve hırsın kirlettiği doğaya ağıta dönüşen filmin süresi gereğinden uzun, bazı sahneleri didaktik geldi. Final sahnesi ise dokunaklı olduğu kadar seyredeni kendi içinde derin bir muhasebeye götürecek türden, çarpıcı. Filmin başrolü Umut Karadağ rolünün hakkını teslim etmiş.


Korkularımıza gülümseyen bir film

NAZİF TUNÇ – YAPIMCI/YÖNETMEN:

Şiirimizde Aşık Paşa'lardan, Yunus'lardan bu yana remizler, rüyalar, mecazlarla hep var olan, hayattan parçalar da taşıyan soyut tasavvufun sinemamız için zengin bir kaynak olduğunu gösteriyor Bağlılık Hasan. Anadolu’da halk arasında yaşanan Türk iman kültürünün de deşildiği kalıcı ve benzeri az bir film olarak anılacak.

Semih Kaplanoğlu Buğday’da Kur'anın kıssa geleneğiyle bağ kurarak çağımız ve geleceğin dünya sorunlarına sinema diliyle pencere açmıştı. Bağlılık Hasan ise yaşadığımız dünyaya, etrafımıza, komşularımıza, akrabalarımıza, toprağa, hayvana, bağ bahçeye olan haklarımıza bilgece, hikmetler barındıran bir film bütünlüğünde. Yönetmen kolay izlenen bir film çekmenin ötesinde hayatımıza katacağı manaları daha değerli buluyor. Çağın hızlı, hırçın temposu içinde, bizi bize bırakmayan sert dönemeçlerin, hırsların tedirginliği içinde, perdede bizim telaş ve korkularımıza gülümseyen bir filmdir Bağlılık Hasan.

Sinemada içtenliğin bir bilgeliğe ve erdeme yaklaştırıldığı sahneleriyla süsten, gösterişten uzak, karakterlerinin arınma yolundaki hesaplaşmalarını sessizce aktarıyor. Yönetmen sanki, Eşrefoğlu Rumi’lerin, Şeyh Mecdüddin Bayrami’lerin hatırasını sinemada var edebilme özlemindedir. Menkıbevi bir geleneğe yaslanmaktan korkmaz, hatta nasiplenir, çünkü menkıbelerde huzur, sükun, arınma ve Allah vardır.


Film bize tutunacak bir dal veriyor

MEHMET AÇAR – SİNEMA ELEŞTİRMENİ:
‘Bağlılık: Hasan’ birçok yerden okunabilecek, yorumlanabilecek bir film. Kendi adıma, hayatı boyunca dini vecibelerini belirli ölçülerde yerine getirmenin, inanmanın her şeye yettiğini düşünen ama vicdanıyla hiç yüzleşmeyen bir adamın trajedisi olarak okudum ‘Bağlılık: Hasan’ı… Hasan’ın finaldeki çaresizliği, bazen yakınlarımızın ölümünden daha acı deneyimler olduğunu getiriyor akla. Sadece inanmanın yetmeyeceğini, çevremizde etkileşime geçtiğimiz tüm insanlarla olan bağımız üzerine düşünmemiz gerektiğinin altını çizen bir film ‘Bağlılık: Hasan’.

Final dışında da birçok akılda kalıcı an var: Emine’nin örgücü kadının onurlu tavrından sonra yaşadığı hesaplaşmayı pek unutacağımı sanmıyorum mesela. Ayrıca, Hasan’ın borcunu ödemek için gittiği ayakkabıcı sahnesinden de etkilendim. Özellikle Hasan gittikten sonra esnafın hesap defterini çıkardığı o an, film bize adeta tutunacak bir dal veriyor ve Hasan’ın ruhundaki o büyük çoraklığa tam oradan bakmamızı istiyor sanki. Filmin sadece Çanakkaleli çiftçi Hasan’ın değil hepimizin öyküsü olmaya doğru kıvrıldığı anlardan biri bu… ‘Bağlılık: Hasan’ın Kaplanoğlu’nun ‘Bal’dan sonra en çok sevdiğim filmi olduğunu söyleyebilirim.

#​Bağlılık Hasan
#Yıldız Ramazanoğl
#Semih Kaplanoğlu
#Nazif Tunç
#Suat Köçer
2 yıl önce