Samanyolu'nda, Güneş gibi ve çoğu ondan büyük olan yaklaşık 250 milyar yıldız bulunur. Bu yıldızların birbirlerine olan ortalama uzaklıkları 30 milyon mildir (1 mil=1,6 km). Peki bu muazzam mesafe biraz daha az ya da uzak olsaydı ne olurdu? Araştırmalara göre uzaydaki bu devasa boşluğun, yaşama elverişli bir dünya için çok önemli bir rolü ve etkisi bulunmaktadır.
Dünya'yı bir misket büyüklüğünde düşünecek olursak, Güneş'i de bildiğimiz futbol topunun iki katı kadar büyüklükte yuvarlak bir küre olarak düşünmemiz gerekir. Bu noktada ilginç olan, aradaki mesafedir. Gerçeğine orantılı bir model kurmamız için, misket büyüklüğündeki Dünya'yı, top büyüklüğündeki Güneş'ten yaklaşık 280 metre uzağa yerleştirmemiz gerekir.
Güneş Sistemi'nin en dışında bulunan gezegenleri ise kilometrelerce öteye taşımamız gerekir. Samanyolu Galaksisi, aralarında bu denli uzak mesafeler bulunan 250 milyar yıldızı barındırır. Spiral şeklindeki bu galaksinin kollarının birinde, Güneş yer almaktadır. Uzayda yaklaşık 300 milyar galaksi bulunduğunu düşündüğümüzde Samanyolu Galaksisi'nin de aslında çok "küçük" bir yer kaplıyor olduğunu anlarız.
Gök cisimleri arasındaki mesafeler Dünya'daki yaşama olanak verecek biçimde, uyumlu bir hesap içinde düzenlenmiştir. Bu mesafeler, gezegenlerin yine bir düzen içindeki yörüngelerini, hatta tek başına varlıklarını, doğrudan etkilemektedir. Örneğin gök cisimleri arasındaki mesafe şu andakinden daha az olsaydı gezegenlerin yörüngelerinde istikrarsızlık oluşacaktı. Tam tersine mesafeler biraz daha fazla olsaydı bu sefer de 'süpernova patlamaları' ile oluşan gök cisimleri, o kadar dağınık halde bulunacaklardı ki, Güneş Sistemi'ne benzer gezegen sistemleri büyük olasılıkla oluşamayacaktı.
Bu karşılaştırmadan da görüldüğü gibi evrenin yaşama elverişli bir mekan olması için, yıldızlar arasındaki uzaklığın çok üstün bir akıl tarafından tasarlanmış olması gerekmektedir. Uzaydaki bu muazzam boşluklar, fizik kanunlarının insan yaşamına en elverişli biçimde şekillenmesini de sağlamaktadır. Dünya'nın, uzay boşluğunda gezinen diğer gök cisimleriyle çarpışmasını engelleyen etken de, evrendeki gök cisimlerinin arasında bu denli büyük boşluklar bulunmasıdır. (www.evreninyaratilisi.com)
Kısacası evrendeki gök cisimlerinin dağılımı, Dünya'da yaşam olması için tam gereken ölçülerdedir. Dev boşluklar, milyarlarca galaksi ve bunlarda yer alan gök cisimlerinin hareketleri tesadüfen oluşması mümkün olmayan bir düzene sahiptir. Evrendeki bu olağanüstü düzeni kuran ise üstün akıl sahibi Rabbimiz'dir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
"...Allah, göğü bina etmiş, sonra ona belli bir düzen vermiştir." (Naziat Suresi, 27-28)
