|

Mehmet Akif Ersoy’un hayatına dair bilinmeyenler

Milli şairimiz, İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un bugün ölümünün 82. yılı. 27 Aralık 1936 günü İstanbul’da vefat eden Akif, 11 yıllık Mısır sürgününden sonra memleket hasretiyle hayata gözlerini yumdu. Bugün rahmet ve minnetle andığımız Mehmet Akif Ersoy’un hayatı vatan ve millet aşkıyla geçti. Birçok zorluk yaşadı.

Yeni Şafak
11:06 - 27/12/2018 Perşembe
Güncelleme: 11:23 - 27/12/2018 Perşembe
Yeni Şafak
Mehmet Akif Ersoy'un hastane odasında çekildiği son fotoğrafı.
Mehmet Akif Ersoy'un hastane odasında çekildiği son fotoğrafı.
Mehmet Akif Ersoy, vefatının 82. Yılında sevgi ve saygıyla anılıyor. Büyük bir sevgi beslenen milli şairimizin hayatı hiç de kolay geçmedi. Herkes onu minnetle anıyor ama yaşadığı zorlukları kimse bilmiyor.
İşte Mehmet Akif Ersoy’un hayatına dair bilinmeyenler:

1873 yılının Aralık ayında İstanbul Fatih'te doğdu.

İstanbul İdadisinde hocası olan Muallim Naci, Mehmet Akif hakkında; "Bu çocukta gördüğüm cevheri, kimsede görmedim" der.

Spora büyük ilgi duyarak güreş, yüzücülük, uzun yürüyüş, koşma ve gülle yarışmalarına katılır.


Dört yıl teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan'da bulunur.

Harbiye nezaretine bağlı Teşkilat-ı Mahsusa'da göreve başlar. İlk olarak Berlin'e, Tunuslu Şeyh Salih Şerif ile beraber gider.

İstanbul'a döndükten sonra teşkilat tarafından Arabistan'a gönderilir.

Türk halkı Kurtuluş Savaşı verdiği sırada destek olmak isteyen Akif, 6 Şubat 1920'de Zagnos Paşa Camii'de hutbe verir.


Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, Hasan Basri Bey'e rica ederek Akif'i ulusal marşı yazmaya ikna eder.

Ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde olan, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Kızılay Dar-ul Mesai'sine bağışlar.


11 yıllık Mısır’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönen Mehmet Akif Ersoy, hastalanıp hastaneye kaldırılır. Vatan hasretiyle tedavi altına alınır.

1936 yılında Yedigün Dergisi’nde Mehmet Akif ile yapılan son röportaj’da milli şairimiz vatan hasret çektiğini anlatıyor. “Özledin mi bizi üstad?” sorusuna “Özlemek mi oğlum… Özlemek mi?... Mısır’dan üç gecede geldim… Bu üç gece otuz asır kadar uzun sürdü… Orada on bir yıl kaldım… Fakat bir an oldu ki on bir gün daha kalsam çıldırırdım…” cevabını veriyor.


Cenaze namazı Beyazıd Camii’nde kılınmıştır.

Beyazıd’dan Edirnekapı’ya kadar ellerde taşınan Akif’in cenazei Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.



  • Mehmet Akif Ersoy’un eserleri:
  • Safahat (1911)
  • Süleymaniye Kürsüsünde (1912)
  • Hakkın Sesleri (1913)
  • Fatih Kürsüsünde (1914)
  • Hatıralar (1917)
  • Asım (1924)
  • Gölgeler (1933).

Mehmet Akif Ersoy’un önemli sözleri:

Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Cehennem de olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz, bu yol ki hak yoludur dönmek bilmez yürürüz.

İki insan çeşidi vardır: zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.

Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem. Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.

Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Şarka bakmaz, garbi bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Bekayı hak tanıyan, sa’yi bir vazife bilir, çalış, çalış ki beka sa’y olursa hak edilir.

Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.

Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

İnmemiştir Kur’an, bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.

Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi.

Nasihatim sana: herzeyle iştigali bırak; adamlığın yolu nerdense, bul da girmeye bak.

Adam mısın: ebediyen cihanda hürsün, gez; yular takıp seni bir kimsecikler sürükleyemez. Adam değil misin, oğlum: Gönüllüsün semere; küfür savurma boyun kestiğim semercilere.

Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.

Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin her yerini… Desene hayvanlar senden daha medeni.

Konuşmak bir mana ise susmak bin bir mana. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana.


Mehmet Akif Ersoy'un Şiirleri

Acem Şahı

Âhiret Yolu

Âmin Alayı

Azimden Sonra Tevekkül

Bayram

Bir Gece

Bir Mersiye

Bülbül

Çanakkale Şehidlerine

Ezanlar

Fatih Camii

Geçinme Belâsı

İstiklal Marşı

Mahalle Kahvesi

Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi


#Mehmet Akif Ersoy
#Milli Şairimiz
#İstiklal Marşı
5 yıl önce