"Necatigil yok şimdi, belki bir gün olmuştur." Ölümünden sadece 4 yıl önce bu dizeleri yazan edebiyatımızın büyük ismi Behçet Necatigil, kalbe dokunan şiirleriyle her zaman aramızda olduğunu hissettiriyor. Sevgiye dokunan hemen her şiiri bugünün insanı için sığınacak bir liman. Yarın Necatigil'in 100'üncü doğum günü. Bu vesileyle Fulya Sanat Merkezi'nde açılan 'Sevgilerde/Behçet Necatigil 100 Yaşında' sergisi usta şairi kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Özel aile arşivinden yararlanılarak hazırlanan sergide şairin fotoğraflarını, resmi evraklarını, el yazılarını, şiirlerini, mektuplarını, kitaplarını ve kişisel eşyalarını görüyoruz. Necatigil'in hayatını adeta bir film şeridi halinde sunan sergide şairin daktilosu, gözlüğü, çalar saati, kahve fincanı, kalemlerini de görmeniz mümkün. Bu özel eşyalar arasında bir kalem dikkat çekiyor. Şairin, elle kurşunkalem sivriltmesi yöntemiyle küçülen kalemlerini de değerlendirdiğini görüyoruz. Şairi daha yakından tanımanız için 3 Mayıs'a kadar vaktiniz var.
37 yıldır düzenli olarak verilen Behçet Necatigil Şiir Ödülü, şairin doğumunun yüzüncü yılı vesilesiyle bu yıl 'Behçet Necatigil Şiir Emek Ödülü' adıyla Egemen Berköz'e verildi. Sergi açılışında ödülünü alan Berköz, "Necatigil Ödülü öteki bütün şiir ödüllerden farklı benim için. Çünkü henüz genç bir şair olarak adımın duyulduğu sırada onunla tanışmak çok başkaydı benim için. Necatigil benim için hem bir ustaydı hem de çok iyi bir öğretmendi" diye konuştu.
Necatigil'in Sait Faik, Cahit Sıtkı Tarancı, Adalet Cimcoz, Oktay Akbal, Necati Cumalı, Oktay Rifat, Ümit Yaşar Oğuzcan ile birlikte yer aldığı fotoğrafları da serginin ilgi gören bölümlerinden. Aynı zamanda edebiyat öğretmeni olan şairin, Zonguldak ve İstanbul'daki yıllarına ait fotoğraflarına da rastlıyoruz. Şairliğinin yanı sıra sıkı bir edebiyat araştırmacısı olan Necatigil'in Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü'nde kendi şiirini anlattığı "Şiirde kırk yılını doğumundan ölümüne orta halli bir vatandaşın birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayal yaşantılarını iletmeye, duyurmaya harcadı. Arada biçim yenileştirmelerinden ötürü yadırgandığı da oldu; ama genellikle elştirmenler, onun için tutarlı ve özel bir dünyası olan bir şair dediler" yazısı de sergi duvarlarını süslüyor.
