|

Şarkılarım Karadeniz gibi

Karadeniz müziğinin yükselen yıldızlarından Ekin Uzunlar, KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenecek “Maçka’da Buluşalım” etkinliğinde müzikseverlerle buluşacak. Duygusal ve özgün parçalara imza atan genç şarkıcı müzik performansına eklediği sahne şovlarıyla yepyeni bir tarz oluşturuyor. Slov parçalarıyla müzikseverlerin beğenisini toplayan Uzunlar, “Karadeniz deyince akla dağ, deniz, sert kayalar, bulutlar, sevda, özlem geliyor. Benim şarkılarım da böyle, Karadeniz gibi” diyor.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 1/09/2019 Pazar
Güncelleme: 13:22 - 31/08/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Ekin Uzunlar ile hem müziğini hem albüm hazırlıklarını konuştuk.
Ekin Uzunlar ile hem müziğini hem albüm hazırlıklarını konuştuk.

İstanbul’da yaşayan binlerce Karadenizli geçen yıl ilki düzenlenen “Maçka’da Buluşalım-Bir Karadeniz Şöleni” konserinde bu yıl da biraraya gelip memleket özlemini dindirecek. 8 Eylül’de KüçükÇiflik Park’ta düzenlenecek konserde Karadeniz müziğinin sevilen isimleri Ekin Uzunlar, İmera, Resul Dindar, Ezgi Eyüboğlu, Gökhan Birben sahne alacak. URU ve Karadeniz FM iş birliği ile düzenlenecek olan program birbirinden özel tatlar ve el sanatlarına dayalı atölyeler ile İstanbul’da memleket hasreti çeken Karadenizliler ve Karadeniz severler bir araya gelecek.

“Duy Sesimi”, “Son Bir Kez”, “Hediye” şarkıları Youtube’ta dinlenme rekorları kıran, herkesin ilgiyle takip ettiği Uzunlar konserin merakla beklenen isimlerinden. Özellikle sahne şovlarıyla, şarkılara getirdiği yeni yorumlarka konserleri coşkulu şekilde seyreden Uzunlar, son yıllarda Karadeniz müziğinin yükselen ismi diyebiliriz. Müzikle küçük yaşlarda tanışan, Pera Güzel Sanatlar Akademisi’nde tiyatro eğitimi alan başarılı şarkıcı herkese hitap eden kaliteli parçalarıyla beğeni topluyor. Uzunlar ile konser öncesi bir araya geldik… Hem müziğini hem albüm hazırlıklarını konuştuk…


Babanız Arnavut anneniz Trabzonlu.. İki farklı kültürde büyümüşsünüz. Kemençeye olan merakınız, bunun bir müzisyenliğe evrilme süreci nasıl gelişti?

Yaz ve kışları annemle sürekli Trabzon’da tatil yapıyordu. Devamlı oradaydık, festivalleri etkinlikler, konserler.. Çaykara zaten horonu, kavalı, kemençesiyle müziğiyle kültürü çok geniş bir memleket. Doğal olarak hep müziğin içerisindeydim. Ailede herkesin sesi güzel ben de türkülerle büyüdüm. 8-9 yaşında dayım bana hediye kemençe almıştı. O dönemlerde sosyal medya güçlü değildi, yöremizin usta sanatçılarını takip ettik hep. Festivallere gidip onları izledik, çantalarını taşıdık. Böyle başladık. Sosyal medyada bu arada genişledi. Yöresel bir enstrümanı evrensel bir dille birleştirip kendi yorumumu da katarak kendi stilimi oluşturdum diyebilirim.

HER ŞEY FOLK’A DÖNECEK

Karadeniz müziği bir dönem popülaritenin etkisiyle müziği özünden koparan kötü işlerle gündeme geldi. Son 15 yılda ise alternatif, farklı türleri harmanlayan, müziğin özünü daha iyi yansıtan işlerle karşı karşıyayız. Siz kendi müziğinizin dilini nasıl oluşturdunuz?

Şöyle anlatayım; sahil boyu müziği farklıdır; içerileri girersiniz daha farklıdır; köy köy değişir. Şalpazarı, Ağasar, Giresun, Tonya, Çankaya olsun birçok yerin tarzı şivesi farklıdır. Ben şöyle bakıyorum; ustalarımızı kesinlikle unutamayız. Hele bizim özümüzden kesinlikle kopmamamız lazım. Ben sonradan bir araştırma sürecine girdim… Kim hangi enstrümanı çalmış, hangi türkü aslında kime ait araştırdım. Bunları modernleştirmek benimki. Modernleştirmek yanlış, kötü bir şey gibi anlaşılmasın, özünü bozmuyoruz ama böyle yaparak daha çok insana tanıtmış oluyoruz. Kemençeyle çok farklı şeyler de yapıyoruz, çünkü bizi bir İzmirli de Ağrılı da dinlemeli. İnsanların kemençeyle neler yapılacağını göstermek lazım. Tüm çabamız kültürümüzün yozlaşmaması için. Karadeniz müziği artık popüler bir müzik. Ne olursa olsun yeni çıkan her şey bir anda tüketilebiliyor. Youtube’daki 50 milyon bile bizim için artık küçük rakamlar olmaya başladı. Yavaş yavaş her şey folk’a, otantik müziğe dönüşecek. Bence her şey yavaş yavaş en eskiye dönecek. Biz kültürümüzü yaşatıyoruz modernize edip tüm dünyaya yaymak istiyoruz.

Biraz da şarkılara değinelim. Bütün şarkılarınıza bir hüzün hakim… Nasıl seçiyorsunuz şarkıları?

Benim çok hareketli bir yanım var. Ama slow şarkılarımız daha kuvvetli. Neden çünkü Karadeniz deyince aklınıza ne gelir, hırçın bir deniz, Karadeniz’in sert kayaları, bulutlar, sevda, özlem, fotoğraflar... Daha duygu yüklü. Çünkü dağlar, denizler hep hüzünlüdür. Yaptığımız şarkılar da biraz sert. “Dağ taş gelir üstüme” diyoruz. Ne kadar acı mesela. İçinde bir acı, hasret var. Aldı mı götürüyor. Sık eliyoruz ama öyle bir yanımız da var. Karadeniz şarkıları çok farklı derler. Yaşanmışlık, özlem, gurbet var çünkü içinde. Toprağı özlemişler bir kere. Bu da farklı etki yaratıyor.

KARADENİZ MÜZİĞİ YAPAN TÜRKİYE SANATÇISIYIM

Türkiye’nin farklı yerinde konserler veriyorsunuz. 28 konserlik bir Doğu turnesine çıkmışsınız. Karadeniz müziği artık herkesin dinlediği, tüm kültürlere hitap eden bir müzik oldu. Sizin gözlemleriniz nedir bu noktada?

Kesinlikle. Şöyle söyleyeyim; Artvin’den başladık. Iğdır’a gittik, sokakta gezerken inanılmaz ilgi gördük. Sonrasında Diyarbakır’a, Mardin’e, Şırnak’a kadar gittik. 28 konser yaptık. Meğer herkes bizi tanıyormuş. Konserlerimiz muazzam geçti. İnsanlar zaten Karadeniz müziğini seviyorlar. Kimi şarkıyı biliyor beni tanımıyor. Amacım zaten Karadeniz müziği yapan Türkiye sanatçısı olmak. Bunun için çalışıyorum. Ama bunu daha vizyonlu, daha şova yönelik ve daha güzel bir şekilde anlatmak istiyorum. “Bakın biz blues da yapabiliyoruz, God Father, Game of Thrones da çalabiliyoruz ama bir yandan Bahattin Çamurali de çalabiliyoruz; bir Çaykara türküm de var. Afacan’ın kavalı da var burada” demek istiyorum. KüçükÇiftlik Park konserim de böyle olacak. Yaklaşık 1 saat sahnede olacağım. Bu sürede göğü deleceğiz.

Annem bestelerimi yapıyor

Sizi Youtube’ta yayımlanan videolarınızla ve single çalışmalarınızla gördük bugüne kadar. Bir albüm projesi var mı?

Evet 2020’de olacak. Aslında albüm yapmaya çok sıcak bakmıyordum. Neden derseniz albüm de artık çok çabuk tüketiliyor. Artık insanlar cd almıyor. O yüzden albüme çok sıcak bakmıyordum ama albümün bir sanatçının diploması olduğunu düşünüyorum. Bu bizim karnemiz. O yüzden sevgili Mustaf Ceceli ile çalışıyorum. Aranjelerimi o yapıyor. Bestelerimi yapan arkadaşlarım var. Annem de içlerinde. “Hediye” şarkısının orta kıtasını annem yazdı.

#Ekin Uzunlar
#Müzik
5 yıl önce