|

Yeşil dönüşümle yeşil kalkınma

Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasının ardından kamu ve özel sektör belirlenen hedefler doğrultusunda eylem planlarını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Yeşil dönüşüm ile dünyanın geleceğine katkı sağlanırken Türkiye yeni bir kalkınma modeli ile önemli kazanımlar sağlayacak.

00:00 - 20/10/2021 Çarşamba
Güncelleme: 01:47 - 20/10/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
KEVSER DEVECİOĞLU

Türkiye’nin, Paris Anlaşması’nı onaylamasının ardından emisyon azaltımına yönelik yeni hedefler çerçevesinde eylem planları hazırlanıyor. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında tüm sektörlerde atılacak adımların belirlenen hedeflere uygun şekilde planlanması gereken bir dönem başladı. Yeşil devrim olarak tanımlanan bu yeni dönem ile Türkiye’nin milli gelirinin artması, yeni istihdam alanlarının oluşması, çevreci ve yüksek teknolojinin hakim olduğu bir sanayinin oluşması öngörülüyor.

SANAYİNİN ÇARPAN ETKİSİ

AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile 2050 karbonsuzlaşma hedefine giden yolda, ticari ilişkileri olduğu ülkelerin dönüşmesini bekliyor. İhracatın neredeyse yarısını AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye için bu durum büyük önem taşıyor. 2021 Ekim ayı itibariyle Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu gerçekleştiren Türkiye’de sanayi de karbon ayak izinin takibi ve azaltılması için hızla eylem planlarını hazırlamaya başladı.

MİLLİ GELİRE YEŞİL KATKI

Sürdürülebilir sanayiye geçiş teknolojiden, enerjiye kadar çevre dostu ürün ve sistemler geliştiren tüm sektörlerin büyümesine katkı sağlayacak.

Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin %7 artacağı öngörülüyor. Enerjide dışa bağımlılığı yüzde 70’lerin üzerinde olan Türkiye’nin 3 fosil yakıt petrol, doğal gaz ve kömür kullanmayı bırakıp güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya geçmesi gerekiyor.

YEŞİL İŞLERE YEŞİL İSTİHDAM

Güneş ve rüzgar potansiyeli yüksek bir ülke olması Türkiye’yi bu geçişte avantajlı hale getiriyor. Bu dönüşümden etkilenecek olan yenilenebilir enerji ekipmanları üretimi de artacak. Anlaşmaya uyum sürecinin önemli oranda da istihdam yaratacağı öngörülüyor. İklim krizi ile mücadeleyi destekleyecek düşük karbonlu bir gelişme, fosile dayalı ekonomik yatırımlara göre daha fazla istihdam yaratıyor. Örneğin; her 1 milyon dolarlık yatırımın, sürdürülebilir enerjide 15-30, enerji depolamada 4-12, enerji verimliliğinde 10-18, çevre dostu şehir altyapılarının geliştirilmesinde 10-15, atık ve geri dönüşümde 15-40 kişiye yeni istihdam yaratma potansiyeli olduğu hesaplanıyor.

Isınma neden 1,5°C’de kalmalı?

  • Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) ortaya koyduğu verilere göre 1,5°C’lik bir ısınma 2°C’ye göre nispeten daha güvenli olacak. IPCC’ye göre ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 1,5’yi bulduğunda %100 artması beklenen sel riski 2°C’lik bir ısınmayla %170’e ulaşacak. Şiddetli kuraklığa maruz kalan insan sayısı 1,5°C’lik bir artışta 350, 2°C’lik bir artışta 410 milyona çakabilir. Aşırı sıcak hava dalgaları ise dünya nüfusunun %9’u yerine % 28’ini etkileyebilir. Her 0,5°C’lik artışın tarımda ürün verimliliğini daha da düşüreceği biliniyor. Küresel ortalama sıcaklık artışının 2°C’yi geçmesi halinde insan hayatını doğrudan etkileyecek yıkıcı sonuçlar ortaya çıkacak.

#Paris İklim Anlaşması
#Türkiye
#AB
3 yıl önce